Demirer, “Mudanya Mütareke Masası, 1699 Karlofça’dan 223 yıl sonra başımız dik kalktığımız ilk masadır” dedi.

ADD Şube Başkanı Demirer’in konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:

“19 Mayıs 1919’da başlayan kutlu yürüyüşümüz; 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da zafere, 9 Eylül 1922’de İzmir’de denize kavuşuyor, 11 Ekim 1922 sabahı Mudanya’da mutlu sona ulaşıyordu.

Mudanya Mütareke Masası, 1699 Karlofça’dan 223 yıl sonra başımız dik kalktığımız ilk masadır.

Özellikle son yıllarda ortaya çıkan Atatürk ve Laik Cumhuriyet düşmanı kimi hayasızlar ve çakma tarihçiler, 3 yıl 3 ay 22 gün boyunca boğuştuğumuz Rusları, Pontus ve Ermeni çetelerini, İngiliz, Fransız, İtalyan işgal kuvvetleri ile maşaları Yunan Ordusu’nu -yani 7 Düvel’i- yok sayıp aynı süreçte kışkırtılan dinci isyanları, İngiliz altınları ile düzülen Kuvayı İnzibatiye adlı ihanet ordusunu, İngiliz uçakları ile milletin kafasına atılan Halife-Padişah tuğralı mektupları, saray ve hükümetinin tuzak ve entrikalarını, İngiliz Muhipleri ve Teali-i İslam Cemiyetleri ile benzeri emperyalizm işbirlikçisi vatansızları umursamayıp, onca yokluk ve yoksunluğu da görmezden gelerek tarihin ilk Antiemperyalist Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nı “Yunan Harbi” diye küçümsemeye çalışsalar da milli mücadelemiz, ulusumuzun Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Batı Emperyalizmi ile kanlı hesaplaşmasıdır. Bir tarafında Büyük Millet Meclisi Hükümeti temsilcisi İsmet Paşa’nın, karşısında İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinin yer aldığı, Yunanistan temsilcisinin ise bulunmadığı görüşme masasının oturma düzeni de bu hesaplaşmanın taraflarını açıkça göstermektedir. Hatta İsmet Paşa antlaşmada Yunanistan’ın imzası olmadığından Trakya’daki işgalin sona erdirileceği hükmünün nasıl uygulanacağını sorduğunda General Harrington’ın, bunun bir sakınca yaratmayacağını, çünkü antlaşmayı uygulama sorumluluğunun tamamen kendilerine ait olduğunu söylemesi bile aslında kimlerle savaşıp kimleri yendiğimizin itirafıdır.

Hal bu iken bir süre Gazi Meclis’in başkanlığını yapan bir densizin kadın, erkek ve çocuk binlerce şehit ve Türk ulusunun insanüstü özverisiyle kazanılan bu muhteşem zafer için “tek kurşun atmadık” inkârı ve siyaset kurumunun bu hadsizliğe tepkisizliği anlaşılır ve kabul edilebilir değildir. Zira, Kemalist devrimcilerin “tek kurşun atmadan” başardıkları ortadadır. Trakya “tek kurşun atılmadan” kurtarılmıştır. İstanbul’daki 5 yıllık emperyalist işgal 6 Ekim 1923’de “tek kurşun atılmadan” sonlandırılıp Fatih Sultan Mehmet’in emaneti yeniden fethedilmiştir. Geçici statü uygulanan Boğazlar ve Marmara egemenliğimiz 1936’da Atatürk dehası ürünü Möntrö Boğazlar Sözleşmesi’yle “tek kurşun atılmadan” kazanılmıştır. 1938-1939’da da Hatay yine “tek kurşun atılmadan” Anavatan’a katılmıştır. Avuç içi kadar Süleyman Şah Türbesi’ni üç buçuk IŞİD teröristinden koruyamayanlarla “Keşke Yunan kazansaydı” ihanetine alkış tutanlar ne derlerse desinler, Samsun, Amasya, Erzurum, Sivas ve Ankara da, İnönü, Sakarya, Dumlupınar, İzmir ve Mudanya da, 783 bin 562 kilometrekare Türkiye de görmeye niyetli gözlerin önündedir.

Konyalı teknisyen, TUSAŞ’a yapılan terör saldırısında şehit oldu Konyalı teknisyen, TUSAŞ’a yapılan terör saldırısında şehit oldu

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak Mudanya Mütarekesi’nin 101. yılını gururla kutluyor, Kemalizm’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asma ve Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşma kararlılığımızı yineliyor, Büyük Atatürk, İsmet İnönü ve Kuvayı Milliye kahramanlarımız ile aziz şehit ve gazilerimizi minnetle, şükranla anıyoruz.”