3,5 yaşında Guillain-Barré sendromuna yakalanan minik Mina Erci, komada geldiği hastaneden yoğun uğraşlar sonucu iyileşerek çıktı. Çocuk Nöroloji Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Hülya İnce, “Hastamızın tüm vücut fonksiyonlarını kaybetmişti. Tamamen dış destekli hayatını devam ettirebilir bir pozisyondaydı. Çok yönlü yaklaşım ve uygun, anında tedavi yöntemleriyle bugün güzel sonuçlara ulaştık” dedi.
Çorum’da yaşayan Mina Erci ailesi tarafından karın ağrısı, mide bulantısı ve iştahsızlık şikayetiyle hastaneye götürüldü. Hastanede, gözlerinde kayma tespit edilen hastaya beyin tomografisi yapılmış ve herhangi bir anormallik tespit edilemeyen minik kız ilaç yazılarak taburcu edilmiş. Şikayetleri giderek kötüleşen hasta özel bir hastanede çocuk uzmanı tarafından yeniden değerlendirilmiş ve VM Medical Park Samsun Hastanesi’ne yönlendirilmiş. Koma başlangıcı (ensealopati) tespit edilen minik Mina'nın burada tüm vücut fonksiyonları durdu ve yoğun bakıma kaldırıldı. Acil tedaviye başlanan hasta 1 sene sonunda mutlu sona ulaştı.
“Çok yönlü tedavi”
Hastanın tedavi süreci hakkında bilgi veren Dr. Hülya İnce, “Hastamız etrafa iyi yanıt verememe, aşırı uykululuk nedeniyle ensefalopati (koma başlangıcı) ön tanısıyla buraya yönlendirildi. Yatışı yapılan hastanın acil olarak enfeksiyona bağlı beyin iltihabı açısından (Menenjit, Meningoensefalit) tedavisi başlandı. Beyin görüntülemelerimizi yaptığımızda hastamızın bir beyin iltihabı geçirmediğini gördük. İzleyen 24 saat içerisinde hastamız solunum sıkıntısı yaşamaya başladı ve çocuk yoğun bakımda solunum makinasına bağlanmak zorunda kaldı. Kendi başına nefes alıp vermiyordu, gözünü açmıyordu, vücudu yatakta hareket etmiyordu yani tamamen dış destekli hayatını devam ettirebilir bir pozisyondaydı. Üstelik kalp atışlarında da aritmi denilen düzensizlik başlamıştı. Biz teşhise dair hızlı bir şekilde Beyin ve Spinal Mr görüntülemelerimizi yaptık ve herhangi bir anormallik tespit edilemedik. Muhtemel hastalık etiyolojilerini düşündüğümüzde Guillan-Barre (GBS) sendromunu ön planda düşündük ona yönelik hızlıca tedavilerimize başladık. Elektromiyografi ile değerlendirilen hastanın periferik sinirlerinde hiç yanıt alınamadı ve çok ağır etkilenme olarak değerlendirildi. Tedavilerimizin yedinci gününde hala yanıt alamadığımız için Plazmaferez kararı aldık. Pediatrik Hematoloji birimimizin destekleriyle Plazmaferez işlemini gün aşırı yedi seans yaptık. Dördüncü seanstan sonra hastamız başını oynatmaya başladı, daha sonra gözlerini açtı. Beşinci seanstan sonra omzunu ve kolunu oynatmaya başladı ve nitekim yaklaşık 24-25 günlük yoğun bakım sürecinden sonra hastamız solunum makinesinden çıktı. Yoğun bakım ihtiyacı kalmayan hasta servise alındı. Hem yoğun bakımda yattığı sürede hem de servise aldığımız sürede fizyoterapi uygulandı. İki ay sonra polikliniğe yürüyerek gelen hastamız bir yıllık sürede iyileşme gösterdi ve şu anda bütün hastalık belirtileri geçmiş durumda bugünkü haline kavuştu” dedi.
“Yüz bin çocukta 1 ile 4 arasında görülüyor”
Hızlı tanı, hızlı tedavi ve uygun bakımla özellikle enfeksiyon ilişkili bu tarz periferik nöropati denilen ağır hastalıkların geriye döndürülebilmesi ve çocukların tekrar sağlıklı hayatlarına devam ettirilebilmesinin mümkün olduğunu ifade eden Dr. İnce, “O yüzden ailelerin bu konuda birazcık daha çabuk karar verip davranmalarını öneririz. Tabi ki Plazmaferez tedavisinin bu kurumda yapılabiliyor olması da yüz güldürdü ve sonuçlara katkıda bulundu. O nedenle çok yönlü yaklaşım ve uygun anında tedavi yöntemleriyle bugün güzel sonuçlara ulaştık. Guillan-Barre sendromu yüz bin çocukta 1-4 arasında görülüyor. Daha çok ilkbahar ve yaz mevsiminde, enfeksiyon ilişkili olabiliyor. Çok nadiren aşı sonrası da görülebiliyor ama en çok geçirilmiş gastroenterit gibi bağırsak enfeksiyonlarından sonra karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.
Hastaneden taburcu olan minik Mina artık yürüyebiliyor, arkadaşları ile vakit geçirebiliyor. Kızının tedavi sürecini anlatırken gözyaşlarını tutamayan anne Serpil Erci ise çok zor bir süreç geçirdiklerini ve kızına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.