6 Şubat 2023’te yaşadığımız depremler üzerine! (2)

Dün Tokat’ın Sulusaray ilçesinde saat 18:11’de 5.6 (Mw) büyüklüğünde meydana gelen deprem Çorum’da da hissedildi.

Abone Ol

Benim oturduğum binada deprem hissedilmese de Çorum’un şehir merkezinde ve özellikle Buhara bölgesinde bulunan çok katlı binalarda oturanlar, depremi hissettiklerini belirtiyorlar.

Şunu hep söyledim! Türkiye’nin her yeri deprem açısından riskli bölgedir. Ayrıca, depremin ne zaman olacağını tam olarak bilmekte mümkün değildir.

Yerbilimciler olarak, fayların durumunu ve tarihsel süreç içerisinde meydana gelmiş olan önceki depremlerin oluş periyotlarına göre bir zaman aralığında öngörü ortaya koymaya çalışırız.

Daha çok da depremin etkilerine karşı önlemlerin alınması için sürekli toplumu ve yetkilileri deprem bilinci konusunda uyarmaya çalışıyoruz.

Vatandaş olarak depremin ne zaman ve hangi büyüklükte olacağı konusunu merak etmeyi bırakıp, oturduğumuz binanın depreme dayanıklı olup olmadığını merak etmek gerekir.

Bugün tüm gelişmiş ülkeler, deprem gerçeği bilinci ile depreme karşı dayanıklı binalar oluşturmaya odaklanmıştır.

Nitekim 2024 yılına girerken 1 Ocak’ta Japonya’da 7.6 (Mw) büyüklüğünde meydana gelen depremde sadece 244 kişi hayatını kaybetmiştir. 1923 yılında Japonya’da 7.9 (Mw) büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrası 100 bin’in üzerinde kişi ölmüştü. Deprem sonrasında yetkililer tarafından binaların inşasında alınan ciddi önlemler sonucu 7.0 ila 7.9 (Mw) büyüklüğünde depremlerde çok fazla can kaybı meydana gelmemektedir.

Japonya’da 2011 yılında 9.1 (Mw) büyüklüğünde meydana gelen deprem sonrası 30 m’ye kadar çıkan Tsunami sebebiyle yaklaşık 20 bin kişi ölmüştü. Fakat ölümlerin yarısı, deprem sonrası çöken binalar sebebiyle değil de Tsunami sebepli ölümlerdi.

Japonya 2011 yılında meydana gelen çok büyük deprem sonrasında, kıyı kentlerinde Tsunami tehlikesine karşı “Tsunami Seddi” adını verdikleri yüksek duvarlar örmeye başladı.

Tayvan’da daha iki hafta önce (3 Nisan) 7.4 (Mw) büyüklüğünde meydana gelen depremde ise 19 kişi hayatını kaybetti. Tayvan’da 25 yıl önce (1999) yaşanan 7.7 (Mw) büyüklüğünde meydana gelen depremde 2400 kişi ölünce, yetkililer hem toplumun deprem bilincini arttırmak için hem de depreme dirençli şehirler kurmak için seferber oldular.

Japonya ve Tayvan’da meydana gelen son depremlerde bu kadar az sayıda can kaybının nedeni depreme dayanıklı binaların yapılmasıdır.

Japonya’da az katlı binaları ağaçtan çok katlı binaların %80’i ise çelik konstrüksiyondan yapılmaktadır. Ayrıca, çok katlı binalarda sismik izolatörler de yaygın bir şekilde kullanılır.

Gelişmiş ülkelerdeki yöneticilerin deprem dirençli kentler kurmak için gerekeni yaparken, maalesef ülkemizde hem merkezi hem de yerel yöneticilerin 1999 yılındaki Gölcük depreminden sonra gereğini yapmadıklarını 6 Şubat’da meydana gelen depremlerde acı bir şekilde öğrenmiş olduk.

Maalesef ülkemizde sorumluluk vatandaşlara kalmış gözüküyor!

Peki! Vatandaş ne yapabilir ki?

Vatandaşlarımız ev alırken veya mevcut evinin depreme dayanıklı olup olmadığını basit yollar ile belirleyebilir.

Bunları sıralayacak olursak;

1- Öncelikle binanın yapıldığı bölgenin fay durumunu ve geçmişte ürettiği depremlerin durumunu bilmekte fayda vardır.

Boğaziçi Kandilli rasathanesinin web sayfasında geçmiş depremler ile ilgili raporlar bulunmaktadır.

Ayrıca, binanın yakınında fay hattının geçip geçmediği de önemlidir. Bunu için de MTA’nın “Yerbilimleri Harita Görüntüleyici” web sayfasından diri ve potansiyel fayların nereden geçtiğini görebilirsiniz.

Aşağıda ki resimde MTA’nın web sayfasındaki Çorum bölgesi için siyah çizgiler potansiyel ve diri fayları göstermektedir. Yuvarlak sarı daire olarak gösterilen şekiller ise 2023 Şubat ayında meydana gelmiş olan depremlerin odak noktası olduğu yerleri göstermektedir.

2- Binanın bulunduğu zeminin, yumuşak (alüvyon) veya sert zemin mi? olduğunun bilinmesi de gerekir.

MTA’nın “Yerbilimleri Harita Görüntüleyici” web sayfasından oturduğunuz bölgenin mevcut zemin özelliğini öğrenebilirsiniz.

Aşağıda ki resimde bej renk olarak Çorum şehir merkezi için ayrılmamış kuvaterner çökelleri ifadesi yer almaktadır. Yani depreme karşı çok dayanıksız zemin olduğu anlamına gelir. Diğer bir deyişle alüvyon zemini ifade eder.

Konut satın alırken faylardan uzak ve zemini alüvyon (yumuşak zemin) olmayan yerlerdeki binaların tercih edilmesi gerekir.

Alüvyon zeminlerin suya doygun kum ve mil içeren malzemeden oluştuğu için deprem esnasında zemin sıvılaşması özelliği kazanmaktadır. Bu tür zemin, dalgalı bir deniz üzerinde duran bir teknenin sallanması gibi özellik kazanmaktadır.

Zemin sıvılaşması olan yerlerde bina yapımı için tekil temel yerine radye temel ve fore kazık (kazık temel) uygulamaları nispeten çözümdür. Bu sayede bina zeminden daha çok fore kazık ayakları üzerinde oturmuş olduğundan bina depreme karşı daha fazla direnç gösterir.

Tabi ki binanın radye temelli-fore kazıklı yapılıp yapılmadığını bilmek başka bir konudur. Bunu ancak işin uzmanları bilebilir.

3- Zemine göre inşa edilen binanın kat yüksekliği bir diğer önemli konudur. Deprem dalgalarından olan yüzey dalgaları (L ve R) yüksek genlik ve düşük frekanslı olduklarından yüksek katlı binalara daha fazla etki eder.

Ayrıca, deprem esnasında oluşan cisim dalgalarından S dalgası kesme kuvveti uygulaması ve özellikle alüvyon zeminlerde daha çok oyalanması sebebiyle yüksek katlı binaları çabuk terk etmediğinden binaya daha çok hasar vermektedir. İyi mühendislik hizmeti alıp almadığını bilmediğiniz binalar için yüksek katlı bina tercihini yapmamak gerekir.

4- Konutun tapu senedinde Kat Mülkiyeti ve Kat İrtifakı olup olmadığının önemi vardır.

Tapular arsalar için Mavi renkli, konutlar için Kırmızı renklidir.

Maalesef Türkiye’de mavi renkli Arsa tapuları üzerinde bile binalar yapılmış olup, elektrik, su ve doğal gaz abonelikleri de bağlanmış haldedir.

Diğer taraftan Kırmızı renkli tapularda ise “Kat Mülkiyeti” ve “Kat İrtifakı” konusu vardır. Kat İrtifakı olan bina proje üzerinden değerlendirilerek inşaatın yapılma öncesi verilir.

Bina bittikten sonra projeye uygun yapılmış ise “Kat Mülkiyeti” tapusu verilmektedir.

Eğer binanın kat sayısı projedekine uygun değilse veya projedeki metrekare oturumunu aşmışsa gibi projeye aykırı işler var ise bina için “Kat Mülkiyeti” düzenlenmez. Kat mülkiyeti olan tapular projeye uygun yapıldığına işarettir.

TOKİ konutlarından daire satın almış kişilerin tapularında “Kat Mülkiyeti” yazar. Yani projede ne varsa o yapılmıştır.

Deprem açısından bir konutta ebeveyn banyosu olup olmadığı, mutfak dolabının veya tezgâhının güzel olup olmadığının önemi yoktur. Dolayısıyla, dişimizden tırnağımızdan kısarak milyonlar ödediğimiz konutları alırken “Kat Mülkiyeti” olup olmadığına dikkat etmemiz önem arz etmektedir.

Diğer taraftan, Kat Mülkiyeti olan bir binanın depreme yüzde yüz dayanıklı olacağı anlamına gelmez. Fakat en azından projeye uygun yapılmış olması müteahhidin işi ciddiye aldığının bir göstergesi olur.

5- Binanın beton kalitesi ve demir donatıların uygun özellikle olup olmadığı kontrol edilmesi gerekir.

Bu işi ticarete döken firmalar size kolon ve kirişlerden karot ve demir donatı örnekleri almamız gerekir” diyeceklerdir.

Karot ve demir donatı örneği almak eziyetli ve masraflı bir iş olduğu için size sunulan ücret teklifi yüksek olacaktır.

Ayrıca, açılan karot boşluklarının uygun harç ile doldurulup doldurulmadığı konusu da bir sorundur.

Bu nedenle, ön test dediğimiz; betonun sağlamlığını ve demir donatıların durumunu belirleyen ve binaya zarar vermeyen (tahribatsız) ucuz metotları tercih etmeniz daha uygun olacaktır.

Eğer ön testlerde sorun teşkil eden bir durum var ise, Çevre, İklim ve Şehircilik Bakanlığı’nın akredite ettiği firmalara kentsel dönüşüm için zaten başvuracaksınız. O nedenle önceden karot ve demir donatı örneği almaya ihtiyaç yoktur.

Betonun sağlamlığını belirleyen Schmidt Çekici (N tipi) adı verilen bir özel çekiçle betonun tahribatsız olarak dayanımı belirlenebilir. Bu test bize yaklaşık beton kalitesi hakkında bir fikir verecektir.

Ayrıca, beton içerisindeki demir donatının yerini ve korozyona uğrayıp uğramadığını belirleyen basit cihazlar olduğu gibi demir donatının durumunu daha detaylı belirleyen “röntgen tipi” karmaşık cihazlar da vardır.

Bu tür cihazlar ile tahribatsız olarak belirlenen beton kalitesi ve demir donatısı ile ilgili problem olduğu anlaşılır ise o zaman akredite firmaların yapacağı kolon veya kirişlerden karot ve demir çubuk örneklerinin alınmasına geçilebilir.

Yukarıda 5 madde de sıraladığım basit önlemleri yaparak aklınızdaki soruların bir kısmına cevap bulabilirsiniz.

Daha da fazla bilgi ihtiyacı için konu uzmanlarından da görüş almak mümkündür.

Depreme dayanıklı ve güvenli konutlarda kalın sağlıcakla

{ "vars": { "account": "UA-115444419-2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }