Konya’da 1970 yılından beri planlarını çizip camiler yapan 84 yaşındaki Hasan Hezer, Türkiye’nin dört bir yanında 321 cami inşa etti. Cami ustası Hezer, geçtiğimiz günlerde İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesinde düzenlenen Uluslararası Cami Tasarımı Yaz Okulunda katılımcılarla bilgi ve tecrübelerini paylaştı.
Konya şehir merkezine 1960 yılında gelen Hasan Hezer, inşaatlarda çalışmaya başlayarak duvar ve kalıp işçiliği yaptı. Gençlik yıllarından itibaren cami yapma hayali olan Hezer, Mimar Sinan’ın eserlerinden örnek alarak planlarını çizdiği camilerin inşaatına başladı. Hasan Hezer, Türkiye’nin dört bir yanında 321 camiyi tamamladı. Hezer, Konya ve ilçelerinde 250, İstanbul, Antalya ve İzmir başta olmak üzere farklı illerde 71 cami inşa etti. Hezer, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi Uluslararası Cami Tasarımı Yaz Okulunda katılımcılarla bir araya gelerek tecrübe paylaşımı da yaptı.
“Kubbeli camiler 300’ün üzerindedir”
Cami ustası Hasan Hezer, Konya’ya duvarcı olarak geldiğini, kalıpçıların yanında çalıştığını daha sonra kendisi ustabaşı olarak başladığını söyledi. 1966-70’li yıllar arasındaki 4 senenin sonunda 70’li yıllarda cami yapımına başladığını anlatan 84 yaşındaki Hasan Hezer, “İnşaatlar yapıyoruz, 3-4 senede epey büyük inşaatlar yaptık. Camilere de öylece başladık. İlk camiyi yevmiye olarak yaptım ve bitirdik. Dernek, ’bundan sonra cami işleri sana ait’ dedi. Öylece başladık. Uluırmak Kur’an Kursu Camii yaptık, başka yerlerde yaptık. Her sene 1-2 cami yaptık. Sonradan senede 10 cami yaptığım da oldu. Sakarya’daki camiyi yaptığımda 10 cami vardı elimdi. Onları da devam ettirdik. Öylece devam ettik geldik çok şükür. Tahminim kubbeli camiler 300’ün üzerindedir. Düz camiler de yaptım. Şadırvanlar yaptık. İnşaata da devam ettik, sonra bıraktık. Son 8-10 senede hep cami yaptık” dedi.
“Ben her gün okulda okuyorum, inşaat yapıyorum”
Cami ustası Hasan Hezer, o zaman köyünde ilkokul 5’ten ilk mezun olan kişinin kendisi olduğunu anlatarak, “Meraklıydım, kışın durmazdım. Edirne’ye, İstanbul’a gider, eski camiler üzerinde çalışırdım. Edirne’de Selimiye’nin minaresine son şerefesine kadar çıktım. Ben her gün okulda okuyorum, inşaat yapıyorum. O yönde de olsa bu yönde de olsa her gün bir şekil çizerim. Değişik, değişik planlar çizdim. 8-10 çeşit plan çizdim ama her biri hiç yapılmazsa 20, 30 tane yapılmıştır. Hangisini istiyorlar, gelirler, bakarlar, gezerler, biz bu model isteriz derlerse biz bu model yaptık. Bin metrekare de olur, 2 bin metrekare de olur, 100 metrekare de olur. Kaç ayak üzerine oturduğunun takibini yaparım, ona göre çizerim. Fotoğraf falan istemem. Avucumun ortasına da çizerdim. Çimento kağıtlarının üzerine çizerdim. Karaman İmam-ı Azam Camisini, caminin önüne oturdum, orada çimento kağıtlarına çizdim. O da mimarlar odası dergisinde var” şeklinde konuştu.
Hezer, nasip olursa bir model daha çizeceğini ifade ederek, “Hem Selçuklu hem Osmanlı hem de yeni model gibi kıble cephesi uzun olacak, Alaaddin Cami Selçuklu döneminden 100 metre. Birinci safın cemaati sevabı çok olur. Öyle bir plan düşünüyorum, hatta taslak çizdim, tam bitirmedim” diye konuştu.
Hasan Hezer usta ile birlikte çalışan oğlu Ali Hezer ise, “Babamın 321 eseri var. Bizler de şu anda ekip olarak cami işlerine devam ediyoruz. Allah’ın izniyle gücümüzün yettiği kadar, Osmanlı mimarisini inşa etmeye devam edeceğiz. Bizim en büyük gayemiz geçmişten geleceğe bir iz bırakmak olacak. Şu anda onun gayreti içerisindeyiz. Şu anda cami mimarisinde Osmanlı’yı geçmenin mümkünü yok. Cami mimarisinde Osmanlı son noktayı koymuş. Biz de en güzel eserleri, 2 bin 500 metrekarelik camiyi yaptık. İnşallah bundan daha büyük bir camiyi yapmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
“Hasan Hezer’in günümüze kadar yapmış olduğu cami mimarlarına özgün katkılarını çok değerli ve kıymetli buluyoruz”
Uluslararası Cami Mimarlığı Sempozyumu düzenleme kurulunda yer alan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İç Mimarlık Fakültesinden Doç. Dr. Ahmet Gün ise, “Hasan Hezer ustamız deneyerek yapma, deneyerek öğrenme, deneyerek uygulama noktasındayken cami mimarlarına, cami inşaatına özgün bir yaklaşım gerçekleştirmiştir. Hasan Hezer’in ustalığı ve cami çalışmaları aslında bu noktada kalfalığı, ustalığın ve eş zamanlı olarak mimarlık ve inşaat pratiklerini sentezlemesi bakımından günümüze önemli bir referans sunmaktadır. Özellikle deneyimleyerek, keşfederek ve sahada görerek, gerek kalıpçılık olsun gerek onun dökümü olsun cami mimarlığında yapmış olduğu çalışmalar Türkiye’de yüzleri aşkın bir yapıda özgün bir yere sahip ve özgün bir model oluşturma konusunda anlamlı bir yere sahip. Bu minvalde Uluslararası Cami Mimarlığı Sempozyumunu düzenlerken Hasan Hezer ustamızı aslında diğer tüm katılımcılar mimarken, mimarlık alanını resmi bir formasyonda almamasına rağmen bu birikimini katması bakımından davet ettik ve kendisinin özgün bir perspektif kazandırdığını gözlemledik. Arkadaşlarımızdan oldukça olumlu geri bildirimler aldık, katılımcılar tarafından ve bu konuda da Hasan Hezer’in günümüze kadar yapmış olduğu cami mimarlarına özgün katkılarını çok değerli ve kıymetli buluyoruz” dedi.