AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısında partililere seslenen Ahlatcı, “AK Parti teşkilatlarında ben değil, biz duygusu hâkimdir. AK Parti siyaseti, her şeyden önce bir ahlak ve ruh siyasetidir. Bu siyasette tevazu vardır. Ak Parti teşkilat mensubu milletin içinde, milletin bir ferdi olduğunu asla unutmadan çalışır ve bu milleti millet yapan manevi dinamiklere bağlı kalarak, siyaset üretir” ifadesini kullandı.
Milletvekili Ahlatcı, “Bu şehirde bir çivisi olmayanların, şehrin sahibiymiş gibi konuşmalarına fırsat vermeyeceğiz” diye konuştu.
Ahlatcı, konuşmasında şunları söyledi:
“ASLOLAN DAVADIR, DAVA BÜYÜKTÜR”
“AK Parti, Türkiye'nin sadece dünü ve bugününün değil, yarınının da partisidir. İnsanların hayatta değişik öncelikleri vardır ama AK Parti’mize  gönül verenler için, birinci öncelik bu ülke ve bu millet için gece gündüz demeden çalışmak ve üretmektedir. Çünkü Ak Parti milletimizin bağrından çıkmış bir dava ve hizmet partisidir. Partimizin geleceğe yürüyüşünde dava adamlarına ihtiyacı vardır. Dava adamları şunu çok iyi bilirler ki; aslolan davadır. Dava büyüktür. Ve onun büyüklüğü karşısında bizim adımızın, sanımızın, unvanlarımızın, mevkilerimizin hiçbir önemi yoktur. Büyük davalar büyük adamlarla yürür. Büyük davalar, fedakâr ruhlu, erdemli insanların omuzlarında yükselir ve hedefe ulaşır.  AK Partimizin teşkilat mensubu, her şeyden önce bir hizmet insanıdır. Necip Fazıl’ın dediği gibi “kim var” dendiği zaman sağına ve soluna bakmadan “ben varım” diyen insandır. 
Büyük Ak Parti ailesinin hiçbir ferdi AK Partimizde, siyaset yaparken, siyaset üretirken toplumsal zeminde çatışmacı, kutuplaştırıcı ve kavga dili üretmez. Siyaseti hizmette farklılığı oluşturmanın ve rekabetin yeri olarak görür. AK Parti, iç çatışmalarla enerjisini tüketen bir parti hiç değildir ve olmamıştır. Hele hele Türkiye yüzyılında yeniden büyük Türkiye hayali ile Çumhurbaşkanımız gece gündüz koştururken AK Partimiz içinde teşkilatlarımız, yerel yönetimlerimiz birlik ve beraberlik içinde Büyük Türkiye davasına omuz verecektir. Küresel güç olan Türkiye’mizin kavgası, birbirimizle değil, vesayet odaklarıyladır, terör örgütleriyledir. Bizim kavgamız, içerideki ve dışarıdaki ihanet şebekeleriyledir.

“KİMSE PARTİNİN, DAVANIN ÖNÜNDE DEĞİLDİR”
AK Parti teşkilatlarında ben değil, biz duygusu hâkimdir. AK Parti siyaseti, her şeyden önce bir ahlak ve ruh siyasetidir. Bu siyasette tevazu vardır. Ak Parti teşkilat mensubu milletin içinde, milletin bir ferdi olduğunu asla unutmadan çalışır ve bu milleti millet yapan manevi dinamiklere bağlı kalarak, siyaset üretir. Bu siyasette fakir sofralarından süzülen erdem ve kanaat vardır. Bu siyasette mevki ve makamların sahte pırıltılarına karşı inancın, tevazuunun ve ahlakın donanımı vardır. Bu siyasette lükse, israfa, gösterişe, şımarıklığa ve kibre itiraz edip, paylaşmada, kardeşlikte, yardımlaşma ve dayanışmada yarış vardır. AK Partili kardeşlerim hiçbir zaman kendisini partisinin önüne koymaz. Kendini partisinden önemli görmez. Bu millet kendisi için değil, kendisi bu millet için vardır. Unutmayalım AK Parti Türkiye'nin ana omurgasıdır, iskeletidir, ortak umududur. Milletimiz dara düştüğünde; 'eğer AK Parti varsa, eğer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan varsa onlar bir çözüm bulur, bizi bu sıkıntıdan kurtarır' derler. Bu bize Milletimizin partimize ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a olan güvenini gösteriyor. Bu güven ve teveccüh bizlere büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Bunun gereğini yapmak, bu sorumluluğun ciddiyetiyle hareket etmemiz gerekiyor...
Recep Tayyip Erdoğan sadece Türkiye’nin Cumhurbaşkanı değildir. Erdoğan, dünyada umudunu yitiren mağdurun, ezilen mazlumun, Gazzelilerin, Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin, Afrikalıların, Balkanlıların, Türki Cumhuriyetlerin yegâne güç aldığı ve yeniden hayata tutunmasını sağlayan bir Dünya lideridir.

Çorum'dan Philip Morris'e sert tepki: "Zamlar artık dayanılmaz hale geldi" Çorum'dan Philip Morris'e sert tepki: "Zamlar artık dayanılmaz hale geldi"

“YILGINLIK YOK, GERİ ÇEKİLME YOK”
AK Parti, yapmış oldukları yatırımlarla Türkiye’nin ve Çorum’un kaderini değiştirmiştir. Türkiye dünyada sözü geçen lider ülke konumuna gelmiştir. Bizler milletvekilleri olarak Ankara’da Çorum’umuz için gece gündüz çalışıyoruz. 20 yıl önce Çorum neredeydi şimdi nerde. Bugün Karadeniz’in ihracat şampiyonuyuz. Üreten ve hemşerilerimize istihdam sağlayan bir şehiriz. Bu şehirde bir çivisi olmayanların, şehrin sahibiymiş gibi konuşmalarına fırsat vermeyeceğiz. AK Parti için 13 ilçemiz, iki beldemiz tüm köylerimiz ve merkezde 14 mahallemiz bizimdir ve eser siyasetimizle bıraktığımız izler her daim görünür olacaktır. Sizlerden isteğimiz tüm teşkilatlarımız ve belediyelerimiz Ak Partimizin ülkemize ve ilimize 20 yılda neler kazandırdıklarını tek tek anlatmanızdır. O yüzden teşkilat önemlidir, o yüzden Ak dava önemlidir, o yüzden liderin etrafında kenetlenmek önemlidir. Yılgınlık yok, geri çekilme yok. Allah’ın izniyle liderimiz dimdik ayakta. Hükümetimiz dimdik ayakta. Belediyelerimiz dimdik ayakta. Teşkilatlarımız dimdik ayakta. Sizler proje üreteceksiniz bizler takip edeceğiz. 
8 yıl önce devletimize, milletimize ve partimize uluslararası terör örgütü olan FETÖ’cü hainler tarafından darbe teşebbüsünde bulundular. Bin yıllık şüheda topraklarını, 15 Temmuz gecesi mübarek kanlarıyla sulayan, devletine, milletine, istiklaline ve iradesine sahip çıkarken şehit düşen tüm kahramanlarımıza, Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararlılığının kurtardığı o tarihi gecede, kimin nerede durduğunu not ettik. FETÖ'cü hainleri tanıdığımız gibi, hainlere arka çıkan mihrakları, destek veren odakları da hafızamıza, silinmeyecek bir şekilde kaydettik. Millet canı pahasına darbeye direnirken, hainlere alkış tutan o habis elleri, insanlar şehadete koşarken darbecilerle anlaşıp tankların arasından kaçan korkakları, daha 15-16 yaşındaki gencecik çocuklar toprağa düşerken, bu çocukların katillerine kadeh kaldıran haysiyet fukaralarını unutmadık, unutmuyoruz. O günün üzerinden değil 8 yıl, 80 yıl da geçse 15 Temmuz'un unutulmasına ve unutturulmasına izin vermeyeceğiz.”