Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, antibiyotik tedavilerinin yarım bıkılmaması gerektiğini belirterek, "Eğer biz onu tedaviyi kısmen sağladı diye yarım bırakacak olursak özellikle antibiyotik direnciyle ilgili süreç gelişir. Dolayısıyla bunun da özellikle dikkat edilmesi gerekir" dedi.

Yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımı, antibiyotiklere karşı direnç gelişimine neden olabiliyor. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, veteriner hekimliğinde bin 700 tane ruhsatlı ilaç olduğunu ve bunların 800 tanesinin de antibakteriyel ilaç olduğunu söyledi.

"Tedaviyi yarım bırakacak olursak antibiyotik direnciyle ilgili süreç gelişir"

Antibiyotiklerin bilinçli ve güvenilir kullanılması gerektiğini belirten Yarsan, “Önerilen dozda ve sürede kullanılması son derece önemli. Açıkçası antibiyotik direncinin en önemli nedenlerinden birisidir. Düşük dozlarda kullanılması ve süreye uyulmaması. Çünkü belirtilen bir süre vardır. Beş gün ya da yedi gün süreyle bu antibiyotik kullanılacak şekilde. Eğer biz onu tedaviyi kısmen sağladı diye yarım bırakacak olursak özellikle antibiyotik direnciyle ilgili süreç gelişir. Dolayısıyla bunun da özellikle dikkat edilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

"Mutlaka reçeteli satılmalı ve hekim kontrolünde kullanılmalı"

Acil vaka tecrübeleri KTÜ'lü doktorlara birincilik getirdi Acil vaka tecrübeleri KTÜ'lü doktorlara birincilik getirdi

Prof. Dr. Yarsan, “Mutlaka reçeteli satılmalı ve hekim kontrolünde kullanılmalı. İşte bütün bu kavramlar akılcı antibiyotik kullanım içerisinde ifade edilir. Böyle olmazsa o zaman antibiyotikten kaynaklanacak riskler ortaya çıkar. Nelerdir bunlar? Özellikle kalıntı niteliğinde etkiler meydana gelebilir. Aşırı miktarda ve akılcı olmayan bir yaklaşımla kullanılması neticesinde gıda değeri olan ürünlerde buna bağlı olarak kalıntı riski ortaya çıkar” diye konuştu.

Antibiyotik direncinin zoonotik hastalıklara davetiye çıkardığını aktaran Prof. Dr. Yarsan, “Bu zoonotik hastalıkların yayılmasının önlenmesinde de antibiyotikler etkilidir. Dolayısıyla antibiyotik direnci etkisiz kalırsa o zaman zoonotik hastalıkların yayılması da söz konusu olur. İlaçtan beklediğimiz etki şekillenemez. Bu da son derece önemli. Çünkü hedef niteliğindeki bakteride bir direnç geliştiği zaman ilacın tedavisel etkisi de ortadan kalkacaktır” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Yarsan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Antibiyotiğe karşı bakteride direnç gelişebilir. Direnç dediğimiz ilacın önerilen dozlarda kullanılmasına bağlı olarak antibiyotikten beklediğimiz etkinin ortaya çıkmaması durumudur. Bu durum bakteride ilaca karşı direnç ifade edilir. Önemli midir? Uluslararası boyutuyla son derece önemli bir konudur ve son dönemlerde de özellikle öne çıkan bir yaklaşımdır. Antibiyotik de önemlidir. O önemine binaen 18 Kasım Avrupa’da Antibiyotik Farkındalık Günü olarak kutlanır. Aynı şekilde 18 ila 24 Kasımda uluslararası ölçekte Antimikrobiyal Direnç Farkındalık haftası olarak değerlendirilir. Dolayısıyla konu gerek Avrupa nezdinde gerekse uluslararası boyutuyla son derece önemli kabul edilir.”

Prof. Dr. Yarsan, şu ifadelere yer verdi:

“2016’da İngiltere’de bir istatistik uzmanı tarafından yapılan çalışmada o dönem itibariyle her yıl 700 bin insanın antibiyotik dirençli mikroorganizmalardan kaynaklanan enfeksiyonlardan öldüğü ifade edilmiştir. Sayı son derece yüksek. Denmiş ki o çalışmada ileriye dönük süreç böyle devam ederse önlem alınmazsa 2050 yılında bu rakam 10 milyon ölüm şeklinde olacak. 2019’un sonunda ortaya çıktı kovid ve 2024’ün sonu yaklaşık beş yıllık süreç içerisinde vefat eden insan sayısı 7 milyondu. 2050 yılında on milyon insan olarak ifade edilmiş. Dolayısıyla konu bu yönüyle önemli görülmüştür”

Kaynak: iha