1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya gelen Aşık Veysel Şatıroğlu, küçük yaşta geçirdiği çiçek hastalığı ve ardından yaşadığı bir kaza sonucu görme yetisini kaybetti. Ancak bu durum, onun halk müziğine olan ilgisini engellemedi. Babasının desteğiyle bağlamayla tanışan Veysel, Emlek yöresine gelen halk ozanlarının sohbetlerinden beslenerek aşıklık geleneğine adım attı.
Türk Halk Müziğine unutulmaz eserler kazandırdı
Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Yunus Emre gibi ozanların izinden giden Aşık Veysel; "Kara toprak", "Beş günlük dünya", "Beni hor görme", "Güzelliğin on par etmez" gibi eserleriyle hem halkın hem de müzik dünyasının gönlünde taht kurdu. 1933 yılından itibaren kendi şiirlerini bestelemeye başlayan usta sanatçı, Türkçe'nin yalın gücünü dizelerine ustalıkla yansıttı.
Hayatı mücadeleyle geçti ama türkülerini hep umutla söyledi
Aşık Veysel’in hayatı; yoksulluk, kayıplar ve zorluklarla şekillendi. İlk evliliğinden olan iki çocuğunu küçük yaşta kaybetti, eşi tarafından terk edildi. Ailesinin geçim sıkıntısı içinde büyüdü. Ancak o, her koşulda üretmeye, yazmaya ve anlatmaya devam etti.
Cumhuriyet’in 10. yılı için yazdığı destan, onun sesini Ankara’ya kadar taşıdı. Yaya olarak çıktığı bu yolculukta Atatürk’e ulaşamasa da yazdığı şiirler gazetelerde yayınlandı ve büyük yankı uyandırdı.
Köy Enstitülerinde binlerce öğrenciye bağlamayı sevdirdi
1940’lı yıllarda Ahmet Kutsi Tecer ve İsmail Hakkı Tonguç’un davetiyle köy enstitülerinde ders vermeye başlayan Aşık Veysel, Türkiye’yi karış karış gezerek binlerce öğrenciye saz çaldı, şiirini anlattı. Arifiye, Hasanoğlan, Çifteler, Gölköy, Pamukpınar ve Akpınar köy enstitülerinde görev aldı. Bu süreçte "Toprak" adlı eserini de besteledi.
Halkın gönlünde taht kuran bir usta
1952 yılında adına jübile düzenlenen Aşık Veysel, Metin Erksan’ın "Karanlık dünya" filminde de rol aldı. Yıllar içinde hem yurt içinde hem de uluslararası alanda büyük ilgi gördü. ABD’li gitarist Joe Satriani, 2008 yılında Aşık Veysel’e ithafen enstrümantal bir eser besteledi.
Birlik, sevgi ve hoşgörünün diliyle konuştu
Eserlerinde barış, birlik, hoşgörü ve insan sevgisini temel alan Aşık Veysel, "Kürt'ü Türk'ü ne Çerkez'i / Hep Adem'in oğlu kızı" dizeleriyle toplumsal bütünlüğe dikkat çekti. Aynı zamanda yaşamı boyunca insanlara “konu komşuyla iyi geçinin” diyerek öğütler verdi.
Devlet tarafından onurlandırıldı
1965’te Türkiye Büyük Millet Meclisi, ana dil ve milli birlik adına yaptığı katkılardan dolayı Aşık Veysel’e özel kanunla maaş bağladı. 1973 yılında akciğer kanseri nedeniyle vefat ettiğinde, vasiyeti üzerine Sivrialan köyüne defnedildi. Doğup büyüdüğü evi bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından müze olarak yaşatılıyor.
Mirası yaşıyor, eserleri dillerde dolaşıyor
Aşık Veysel'in şiirleri "Sazımdan sesler" ve "Dostlar beni hatırlasın" adlı kitaplarda toplandı. 1984’te tüm şiirleri “Bütün Şiirleri” adıyla yayımlandı. Onun müziği ve sözü, bugünün sanatçılarının da ilham kaynağı olmaya devam ediyor.