İklim değişiklikleri ve hava kirliliği konularında araştırmalar gerçekleştiren Araştırma Görevlisi Zinnur Yılmaz, sıcak hava dalgalarının topraktaki nemi hızla tüketmesinin sellere neden olduğunu açıkladı.

Sivas’ta mahsur kalan 4 çoban ve bin koyunun kurtarılma anı kamerada Sivas’ta mahsur kalan 4 çoban ve bin koyunun kurtarılma anı kamerada

Yaşanan aşırı sıcaklar, su kaynaklarını tehdit ederek kuraklığın habercisi oluyor. Bölgedeki meteorolojik veriler, sıcaklıkların normalin üzerinde seyrettiğini ve bu durumun, su buharlaşmasını artırarak toprağın kurumasına yol açtığını gösteriyor. Uzun süredir devam eden kuraklık, su kaynaklarının tükenmesine ve ekosistemlerin dengesinin bozulmasına neden oluyor. Yaşanan kuraklık sadece su kıtlığına değil, aynı zamanda ani sel felaketlerine de yol açıyor.

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Çevre Mühendisliğinde görev yapan Araştırma Görevlisi Zinnur Yılmaz, “Kuraklık nedeniyle toprağın suyu emme kapasitesini azalıyor ve bu durum ani yağışlarda yüzeysel akışın artmasına neden oluyor. Bu yüzeysel akışta, suyun hızla birikmesine ve sele yol açıyor” şeklinde konuştu.

“50 mililitre olan yağış on yıl sonra 40 milimetreye kadar düşebilir”

Stabil yağış rejimi olmadığını oranların bazı yıllarda çok yüksek bazı yıllarda düşük olduğunu söyleyen Yılmaz, “Sivas için yaptığımız bir çalışmanın ön değerlendirme raporuna göre NASA’dan aldığımız son 40 yılın kuraklık analizini yaptık. 1984-2023 yılları arasındaki ortalama sıcaklık Sivas için 14.8 santigrat derece ile ölçülürken en düşük ortalama sıcaklık 1997 yılında 13.5 santigrat derece ölçülmüş. En yüksek ortalama sıcaklık ise 2023 yılında 16.4 santigrat derece olarak ölçüldü. Bu da her yıl boyunca sıcaklığın 0,054 santigrat derece artış olduğunu gösteriyor. En yüksek sıcaklık temmuz ve ağustos aylarında, en düşük sıcaklık ise ocak ve şubat aylarında gerçekleşmekte. Burada önemli olan en yüksek sıcaklık artışının olduğu ay olarak ağustos ayını görmekteyiz. Ağustos ayında her yıl 0.084 santigrat derece artış belirlenmekte bu da demek oluyor ki 12 yılda ağustos ayında geçirdiğimiz sıcaklığa bir derecelik daha fazla etkisi olacaktır. Stabil bir yağış rejimi yok. Yağış oranları bazı yıllarda çok yüksek bazı yıllarda düşük. Yağışlarda ise biz en yüksek yağışları nisan-mayıs aylarında görmekteyiz. Mayıs ayındaki yağışta yaklaşık 0.8 milimetrelik bir düşüş yaşandı. Bu durum böyle devam ettiği sürece her yıl bunun yaklaşık bir milimetre düştüğünü varsayarsak şu anda 50 mililitre olan bir yağışımız on yıl sonra 40 milimetreye kadar düşecektir” dedi.

“Kuraklık kritik bir sorun haline geldi”

Bu iki veriyi kullanarak Sivas için kuraklık tahmini ve kuraklığın ne derece olduğunu hesapladığını belirten Yılmaz, “Buradaki verilere baktığımızda ilk ve son 20 yıl olarak ayırt ettik. İlk 20 yıl kurak geçen aylar yüzde 13.4 iken son 20 yılda yüzde 21.5’e evrilmiş. Bu iki veri arasında yaklaşık yüzde 62lik artış olduğu görülmekte. Daha sonra kurak geçirdiğimiz ayların ortalaması için ilk 30 yıl ve son 10 yıla baktığımızda ise ilk otuz yılki veri yüzde 13.3 son on yılda ise 30.4 olarak görmekteyiz. Bu da kurak geçen ayların yaklaşık yüzde yüz yirmi sekiz yani iki katından daha fazla bir artış olduğunu göstermekte. Hava sıcaklığının artışı ve yağışlardaki düzensizlikler neden olduğu kuraklık dünya genelinde olduğu gibi Sivas içinde giderek daha kritik bir sorun haline gelmektedir. Toprağın kuruması, yağışın toprak altına geçişini zorlaştıran önemli bir faktördür. Yapılan araştırmalarda yağışın yer altı su kaynaklarına geçişinin toprağın nem oranına bağlı olarak büyük ölçüde değiştiğini göstermektedir. Çok nemli bir toprakta yağışın yer altına geçişi kuru bir toprağa göre daha kolaydır. Bu da günümüzde sıkça karşılaştığımız sellerin bir başka nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha