DÜZCE (AA) - GÖKSEL CÜNEYT İĞDE - Düzce'de yaşayan Zuhal Aksöz, bakım ve tadilattan geçirerek asırlık eşyalarla donattığı ata yadigarı evde geçmişi geleceğe taşırken, bahçede de kafe restoran hizmeti veriyor.

Düzce Ovası sisle kaplandı Düzce Ovası sisle kaplandı

Evli ve 3 çocuk annesi 42 yaşındaki Aksöz, Konuralp bölgesinde eşi Hüseyin Aksöz'ün dedesinden kalma tek katlı yaklaşık 100 yıllık ahşap ve kerpiç yapılı evi 8 yıl önce kendi imkanlarıyla restore ettirerek hem ziyarete açmaya hem de restoran ve kafe olarak kullanmaya karar verdi.

Eşinin ve çocuklarının da fikrini beğenmesiyle kolları sıvayan Aksöz, birinci derece sit alanı içerisinde kalan evi aile desteğiyle aslına uygun şekilde bakım ve tadilattan geçirdi.

Aksöz, Prusias Ad Hypium Antik Kenti'ne yakın konumda bulunan evin içini ve bahçesini dededen kalma birçoğu bakır, ahşap ve porselen ev, mutfak, tarım alet ve gereçleriyle donattı.

Eve adeta "müze" görünümü kazandıran Aksöz, otantik tarzda oluşturduğu bahçede ise konuklarına kendi hazırladığı yöresel lezzetleri sunuyor.

- "Her şeyi koruyarak bir konsept oluşturduk"

Zuhal Aksöz, AA muhabirine, evin yaklaşık 100 yıllık geçmişe sahip olduğunu, 8 yıl önce hayatını kaybeden dedelerinin anısını yaşatmak için harekete geçtiklerini söyledi.

Aksöz, restorasyondan önce evdeki asırlık malzemeleri kendi evlerinin bir odasında koruma altına aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Evin restorasyonuyla kendimiz ilgilendik. Tamamen her şeyi sıfırladık, tahtaları yıkayarak başladık. Sedirleri eşimle çaktık, örtüleri birlikte diktik. Camdaki tüllerin kornişlerine kadar 1 ay gibi kısa sürede her şeyi biz yaptık. Dedemizin kullandığı tabaklardan sürahi ve fincan takımlarına kadar her şeyi koruyarak böyle bir konsept oluşturduk. İlk önce hatıraları koruyarak başladık. Sonra bunu bir işletmeye dönüştürmeye karar verdik."

Aksöz, yaşadığı dönemde dedelerini her gün çocuklarıyla ziyarete geldiklerini anlatarak, "Dede burada yaşadığında çocuklarımla sürekli buradaydık. Her gün sabah gelip yemeklerini, işlerini yapıp tekrar evimize gidiyorduk. Yani çocuklar da burada yaşadı onunla birlikte. O yüzden evin her köşesinde ne yaptıklarına, nerede oturduklarına, yemek yediklerine onlar da şahit oldu. Dolayısıyla büyüklerine çok saygı duyuyorlar ve eskiye düşkünlükleri var. Genç nesiller ama onlar da çok seviyorlar bu işletmeyi." ifadelerini kullandı.

Adeta müzeyi andıran evi ziyaret edenlerin geçmişte yolculuğa çıktığını dile getiren Aksöz, şöyle devam etti:

"Müşterilerimiz buraya geldiğinde hemen eski müzikleri açalım istiyorlar. Eski müzikler eşliğinde kahvelerini içiyorlar, yemeklerini yiyorlar, o şekilde keyif alıyorlar. Burada eskiyi hatırlayarak mutlu oluyorlar. Müşterilere içeriyi de gezdiriyoruz. Biz evdeki eşyaları yaşayarak onlara anlatıyoruz. Onlar da 'Biz burada eskiyi yaşıyoruz, eski anılarımız canlanıyor.' diyorlar. Onlara anlatırken, hizmet ederken ben de çok keyif alıyorum."

Aksöz, evin bahçesinin restoran ve kafe olarak kullandığını belirterek, "Burayı açtıktan sonra, yani 8 yıldır kendim pişiriyorum, kendim hizmet ediyorum, kendim toparlayıp yıkıyorum. Müşterilerimle de kendimiz ilgileniyoruz. Dışarıdan çalışanım yok. Hiç de zor olmuyor. Kadın isterse bence her şeyi yapabilir. Bütün kadınların hayatın içinde daha çok aktifleşmelerini istiyorum. Burayı açarken bu bölgedeki birçok kadına iş imkanı sunarım hayaliyle bu yola başladım. İnşallah bunu da başaracağım, hiç vazgeçmedim." diye konuştu.

Kaynak: aa