İstanbul Bakırköy Adliyesi’nde görülen Yenidoğan Çetesi davası, dördüncü gününde de dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde bebeklerin hayatlarını tehlikeye atan ve ölümlerine sebep oldukları iddia edilen çetenin lideri olduğu öne sürülen Fırat Sarı hakkında merak edilenler ve dava detayları haberimizde...
Yenidoğan Çetesi Davasında Neler Yaşandı?
Dava, İstanbul’da anlaşmalı hastanelerde yenidoğan bebeklerin tıbbi ihmal nedeniyle hayatlarını kaybettiği iddialarıyla açıldı. Çetenin, hasta sevklerinden kazanç sağladığı ve ölümleri örtbas ettiği öne sürülüyor.
Dün görülen duruşmada sanık hemşire ve doktorlardan art arda itiraflar gelirken, bugün sanık Serdar Yüksel’in savunması dikkat çekti. Yüksel, Gıyasettin Mert Özdemir ve Fırat Sarı’dan para aldığını itiraf etti.
Fırat Sarı Kimdir?
Fırat Sarı, davanın merkezindeki en dikkat çeken isimlerden biridir. İşte Fırat Sarı’nın geçmişi ve sağlık sektöründeki rolü:
Tıp Eğitimi: Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu.
Kariyeri: İstanbul’da Özel Reyap Hastanesi’nde görev yapıyor ve Medisense Sağlık Hizmetleri şirketinin sahibidir.
Geçmişi: Tıp fakültesi yıllarında PKK üyeliği nedeniyle hüküm giymiş ve yaklaşık 5 yıl cezaevinde kalmıştır.
Zorunlu Hizmet: Bingöl’ün Kiğı ilçesinde 3 yıl boyunca zorunlu hizmet yapmıştır.
Fırat Sarı, 7-8 yıl önce kurduğu Medisense Sağlık Hizmetleri ile hastane sevklerinden haksız kazanç sağlamakla suçlanıyor.
Yenidoğan Çetesi Lideri Kim?
Dava sürecinde çetenin lideri olduğu öne sürülen Fırat Sarı ve diğer sanıklar hakkında çarpıcı itiraflar ortaya çıktı:
Sanıkların ifadelerine göre, Sarı’nın sevk edilen bebeklerden kazanç sağladığı ve bu süreçteki ihmalleri nedeniyle ölümler yaşandığı iddia ediliyor.
Hemşire ve doktorların, Sarı’dan para aldıklarını beyan etmesi, savcılık iddianamesini güçlendiren unsurlar arasında yer alıyor.
Sağlık Sektöründe Skandal: Bebeklerin Ölümü Nasıl Örtbas Edildi?
Yenidoğan Çetesi’nin iddia edilen faaliyetleri:
Hasta Sevki: Bebekler, anlaşmalı hastanelere sevk edilerek yüksek faturalar düzenlendi.
Tıbbi İhmal: Yoğun bakımlarda gerekli tedaviler uygulanmadı ve bu durum bebek ölümlerine yol açtı.
Haksız Kazanç: Hastane yönetimleri ve tıbbi personel aracılığıyla büyük miktarda para akışı sağlandı.
Davanın Önemi ve Kamuoyu Tepkisi
Türkiye’nin sağlık sektöründe yaşanan en büyük skandallardan biri olarak görülen bu dava, kamuoyunda büyük tepki topladı. Yenidoğan bebeklerin hayatlarını tehlikeye atan bu çetenin faaliyetleri, sağlık sektöründeki denetim eksikliklerini bir kez daha gündeme getirdi.