Türk arabesk müziğinin unutulmaz ismi Bergen’in hayatı ve ölümünden sonra da mezarına yapılan kafes büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor. Bergen’in annesi, kızının mezarının kafese alınmasının sebebini, "Halis Serbest'in, 'Seni mezarında bile rahat bırakmayacağım' tehdidi nedeniyle yaptırdım," diyerek açıklamıştı. Bu nedenle, Bergen’in mezarı Mersin Toroslar’daki Şehir Mezarlığı’nda bir kafes içinde korunuyor.
Bergen’in Mezarı Nerede?
Bergen, 15 Ağustos 1989’da Adana Pozantı’da boşandığı eşi Halis Serbest tarafından kurşunlanarak öldürülmüştü. Genç yaşta yaşamını yitiren sanatçı, memleketi Mersin’in Toroslar ilçesindeki Şehir Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir. Mezar, halk tarafından yoğun şekilde ziyaret edilmekte ve anısına dualar edilmektedir.
Bergen'in Annesi Yaşıyor mu?
Bergen’in annesi Sabahat Çakar, kızının hayatını kaybettiği olayda ağır yaralanmış ancak hayatta kalmıştır. Sabahat Çakar, verdiği röportajlarda yaşadıklarını ve kızının trajik hikayesini sık sık paylaşmıştır. Özellikle, Bergen’in mezarının korunması için gösterdiği çaba, annesinin yaşadığı acıyı gözler önüne seriyor.
Bergen Nasıl Öldü?
14 Ağustos 1989 gecesi, boşandığı eşi Halis Serbest tarafından Pozantı’da öldürülen Bergen, bu trajik olayla milyonların hafızasında yer etti. Henüz 30 yaşında hayata veda eden sanatçı, 6 long play, 11 kaset ve sayısız unutulmaz şarkı ile müzik tarihine adını yazdırdı. Ölümü sonrası yaşadığı trajediler ve sanatı onu bir efsane haline getirdi.
Bergen’in Yaşadığı Kezzap Saldırısı
Bergen, 31 Ekim 1982’de İzmir’de annesiyle birlikte saldırıya uğramış, üzerine atılan kezzap nedeniyle yüzü ağır şekilde yanmıştır. Sağ gözü görme yetisini kaybetmiş, estetik ameliyatlarla tedavi edilmeye çalışılmıştır. Ünlü estetik cerrah Onur Erol, Bergen’in yüzünü defalarca ameliyat ettiğini ve bu süreçte kalçasından alınan derilerle yüzünün yeniden yapılandırıldığını açıklamıştı.
Bergen’in Mezarı Hakkında İlginç Detaylar
Bergen’in mezarındaki kafes, sadece fiziksel bir koruma değil, aynı zamanda yaşadığı trajedinin ve annesinin onu koruma arzusunun bir sembolü haline gelmiştir. Halk arasında bu kafes, sanatçının çileli hayatının bir devamı olarak algılanmakta ve mezarı sıkça ziyaret edilmektedir.