Çorum'un Boğazköy-Hattuşa kazılarında ortaya çıkarılan 174 tablet, Anadolu'nun kayıp dili Kalaşmaca'yı gün yüzüne çıkardı. 2023 yılında yapılan bu önemli keşif, M.Ö. 2000 yılında Anadolu'nun çok dilli ve çok kültürlü yapısını ortaya koyuyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Andreas Schachner, tabletlerde günlük yaşama ve kutlamalara dair önemli bilgilerin yer aldığını belirtiyor.
Çorum’da bulunan Boğazkale – Hattuşa’da yüz yıldan beri kazılar sürse de 1980’lerden sonraki kazılarda 30 bin civarında çivi yazılı kil tablet bulunmuştu. Bu tabletlerden 174 tanesinin farklı bir dilde ortaya çıkmasıyla, daha önce bilinmeyen ancak kaybolmuş bir dilin varlığı keşfedilmişti.
2023 yılında yapılan bu keşifte bulunan tabletlerin Bolu-Gerede civarında yaşayan Kalaşma isimli halkın dilinde yazıldığı belirlendi.
Luvice ile benzerlik taşıyan dil, Anadolu’nun tarih içinde kaybolmuş dillerinden biriydi.
Boğazköy Müzesi’nde korunuyor
Hattuşa’da arkeolojik kazıları yürüten ekibin başkanı Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Andreas Schachner, bulunan tabletlerin İstanbul Arkeoloji Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Çorum Arkeoloji Müzesi ve Boğazköy Müzesi’nde korunduğu söyledi.
Tabletler üzerindeki çalışmaların Almanya Worzburg Üniversitesi Eskin Yakındoğu Dilleri Bölümü’nden Prof. Dr. Daniel Schwemer ve İstanbul Üniversitesi Hititoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Metin Alparslan tarafından yürütüldüğünü belirten Schacher, “Alman kazı ekibin sorumluluğundaki bütün metinler yayınlandı” dedi.
Önce Latin alfabesine dönüştürüldü
Prof. Dr. Schwemer tarafından 174 tabletin deşifresine ilişkin yazılan ‘Keilschrifttexte aus Boghazköi (Çiviyazısı Metinleri Dışında Boğazköy)’ isimli eser bu yıl dijital ortamda ulaşıma açıldı. Eserde 174 tabletin günümüz diline çevirisi yer alıyor.
Tabletlerde günlük yaşama ilişkin bilgiler, bayram ve festivallere ilişkin notlar, komşu ülkelerle ilişkilere ilişkin kayıtlar yer alıyor.
Prof. Schachner, “İlk transliterasyonu Prof. Schwemer yaptı. Çivi yazısından Latin harifli yazıya dönüştürdü. Sonra dilbilim uzmanları Marburg Üniversitesi’nden Prof. Elisabet Rieken ve Doç. Dr. İlya Yakubovitich, metinleri inceleyerek çözdüler. Bir takım çalışması yapıldı” dedi.
Alfabe aynı, dil farklı
Kalaşma dilinde tabletlerde yeni bir alfabe bulunmadığı belirten Prof. Schachner yazı için Hititlerin çok iyi bildiği ve Mezopotamya’dan alınan çivi yazı sisteminin kullanıldığını vurguladı.
Metinlerin nihai yayınının önümüzdeki günlerde yapılacağını kaydeden Schachner, Kasım ayından itibaren herkesin Kalaşma dilindeki metinlere ulaşabileceği vurguladı.
Hititler inanç ithal etmiş
Schachner, şunları söyledi:
“Tablet içerikleri aslında çok önemli bilgiler aktarmıyor ama bu metinler sayesinde M.Ö. 2000 yılında Anadolu’nun çok dilli ve çok kültürlü bir bölge olduğunu öğreniyoruz. İnsanlar, bu dillerden en az birkaç tanesini biliyor ve kullanıyorlardı. Hititlerin başka bir bölgesinin Tanrılarına bakışını da bu metin sayesinde teyit etmiş oluyoruz çünkü fethettikleri bölgenin Tanrılarını kendi sistemlerine dahil ederek tapıyorlardı. Bu şekilde o bölgeleri kendilerine bağlamaya çalıştılar. Bu metinler, Kalaşma’dan getirdikleri Tanrı’ya kendi anlayacağı dilde hürmet edebilmek için bu dilde yazılmış. Hititlerin mantığına göre o tanrı Hitit dili anlamazdı.”
Tabletler çok iyi korunmuş
Anadolu’da mutlaka başka kayıp diller de olduğunu ancak tespit etmenin zor olduğunu ifade eden Schachner, Kalaşmacayı ortaya çıkaran durumun bugüne kadar ilk kez yaşandığı vurguladı. Schachner, “Bulunan tabletler çok iyi korunmuş. Dolayısıyla metin tümü elimize geçti. Normalde küçük parçalar buluyoruz. Tablet kırıkları. Burada ise iyi korunmuş tabletler vardı” dedi.
Boğazköy-Hattuşa'da yapılan kazılarda ortaya çıkarılan ve çözülen Kalaşmaca dili, Anadolu'nun çok dilli ve çok kültürlü geçmişine ışık tutuyor. 174 tabletin deşifre edilmesiyle, M.Ö. 2000 yılında Anadolu'nun zengin dil ve kültür yapısının bir kez daha gözler önüne serildiği bu keşif, arkeoloji ve tarih dünyasında büyük bir heyecan yarattı. Prof. Dr. Andreas Schachner ve ekibinin özverili çalışmaları sayesinde gün yüzüne çıkan bu önemli bulgular, Anadolu’nun tarihine dair yeni perspektifler sunuyor. Bu keşif, geçmişin derinliklerindeki sırları çözerek geleceğe ışık tutmaya devam edecek.
Kaynak: TRT Haber