Bilim insanları, borun kemik sağlığını koruma ve geliştirme yeteneğini uzun süredir araştırıyor. Artık Hitit Üniversitesi bu elementi gıda takviyesi olarak kullanarak bu faydalı özelliklerinden yararlanmayı başardı. Bu ilerleme, osteoporoz riski altındaki kişiler için büyük bir umut ışığı oluşturuyor.

Prof. Dr. Dursun Ali Köse öncülüğünde gerçekleştirilen bu çalışma, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK-BOREN) tarafından sağlanan 1 milyon TL’lik proje desteği ile gerçekleştirildi. Türkiye'nin bor rezervlerinden yararlanan bu proje, borlu gıda takviyeleri üzerinde devam eden çalışmalara Türkiye'den büyük bir katkı sağlıyor.

Hitit Üniversitesi'nde yürütülen çalışma ile kemik erimesi olarak da bilinen osteoporozun önlenmesinde etkili olan borlu gıda takviyesi üretildi.

Makine ve imalat teknolojileri alanında ihtisaslaşan Çorum Hitit Üniversitesi, camdan temizlik malzemelerine, sağlıktan enerjiye kadar pek çok alanda kullanılan bor ile yeni ürünler geliştirmek için çalışmalarını yoğunlaştırdı. Bu çerçevede, Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dursun Ali Köse öncülüğünde T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK-BOREN) proje desteği ile borlu gıda takviyesi geliştirildi. Prof. Dr. Dursun Ali Köse, Türkiye için son derece önemli olan boru, kendi imkanlarıyla borik aside dönüştürdüklerini ve kimyasal reaksiyon ve bileşiklerle birlikte gıda takviyesi amacıyla kullanılabilecek ürünlere dönüştürdüklerini söyledi.

Projenin araştırma geliştirme çalışmalarını TENMAK-BOREN tarafından sağlanan 1 milyon TL’lik proje desteği ile Hitit Üniversitesi Bioinorganik Kimya Laboratuvarında yapmaya başladıklarını açıklayan Prof. Dr. Köse, endüstriyel üretimlerin de BOREN laboratuvarında gerçekleştirildiğini belirtti. Ürettikleri ürünün 1980'li yıllardan itibaren Amerika, Avustralya, Kanada’da sıklıkla kullanılan üren olduğunu belirten Prof. Köse, “Bunlar özellikle kemik yapısında, 50 yaş üstü kişilerin muzdarip olduğu kemiğin süngerleşme hastalığında çok ciddi iyileşmeler, çok ciddi gelişmeler sağladığından dolayı, sıklıkla tüketiliyor. Hollandalı bir firma ilk Avrupa’da satışa sunulan borlu gıda takviyelerini üretti ve biz de onun akabinde Türkiye’de reaksiyon alıp şu anda pazarda var olan ama bileşimleri olmayan ve bizim kendi bileşimlerimizi ürettiğimiz bir ürünü dahil ettik. 5 farklı ürünün daha dahil edilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir” dedi.

“Amacımız uç ürünlerden bir tanesini sentezleyip dünyaya bor tüketimini artırmak ve ülkemize ekonomik girdi katkısını sağlamak”

Projenin en büyük amacını pazarda olmayan ve eklem rahatsızlığı için doktora gidildiğinde doktorların gıda takviyesi olarak ilk tavsiyede bulunacağı glukozamin kontül sülfat bileşiklerine bor bağlamak olduğunu belirten Prof. Dr. Köse, “Çünkü bor, kalsiyum magnezyum hamlesini azaltıyor. Kemiklerin iyi durumda kalmasını sağlıyor. Çünkü siz borlu bir gıda takviyesi aldığınızda tekrar ekstra bir kalsiyum magnezyum takviyesine gerek duymuyorsunuz. Biz, bu iki molekülü borla birleştirerek bir sinerjik etki oluşturabilir miyiz moduyla başladık ve bunu patentleştirme aşamasına getirdik. Patentini aldığımız da bu tip bileşiklerde ilk olan ve sinerjik bir etki oluşturacağını düşündüğümüz bir ürünü pazara sunmuş olacağız. Bor, ülkemiz için son derece önemli. Ağırlığı hafif fakat fiyatı pahalı ürünler hep uç ürünlerdir. Madenin kendisi pazarda ucuz ama bizim amacımız uç ürünlerden bir tanesini sentezleyip dünyaya bor tüketimini artırmak ve dolayısıyla ülkemize ekonomik girdi katkısını sağlamaktır” diye konuştu.

"4 yıllık bir emek süreci zarfında bunları geliştirdik"

TENMAK-BOREN projesini bu yıl içerisinde bitirip sonuç raporunu hazırladıklarını ifade eden Prof. Dr. Köse, “Bu proje çerçevesinde bir öğrencimiz doktora tezini tamamladı. Öğr. Gör. Dr. Melda Bolat Bülter, Ar-Ge çalışmasını bu laboratuvarda kendisi yaklaşık 4 yıllık bir emek süreci zarfında bunları geliştirdi. Laboratuvar çalışmalarımızda Öğr. Gör. Tuğrul Yıldırım, Arş. Gör. Ömer Yurdakul ve yüksek lisans öğrencimiz Aynabat Esenjanova ciddi destekler sağladılar. BOREN tarafında da Şule Kurt ve Gülden Güngör, endüstriyel bazlı üretimlerde katkıda bulundular. Bu vesileyle emek veren herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Beslenme alışkanlıkları, safra kesesi taşı oluşumuna yol açabiliyor Beslenme alışkanlıkları, safra kesesi taşı oluşumuna yol açabiliyor

İHA