Efendim yazının başlığını okuyunca bu da ne demekmiş, güzel ülkeme ‘’Burası Türkiye’’ demeyecekmişiz de ne diyecekmişiz, dediğinizi duyar gibiyim. Elbette haklısınız ama benim sözüm ülkemizde, ilimizde, ilçemizde, köyümüzde kısacası çevremizde ne kadar olumsuzluk görürsek, duyarsak hemen peşinden ‘’Burası Türkiye’’ cümlesini ekliyoruz. Böylece bu yanlışlık, olumsuzluk normal bir davranış gibi algılanmaya başlıyor. Yazılı veya görsel basında da zaman zaman bu yanlışlığa üzülerek şahit oluyoruz. Ev de haber dinlerken, gazete okurken veya sohbet ortamında bir konuyu tartışırken, böyle bir cümleyi duyan o küçük çocuklarımızın bilinçaltına Türkiye olumsuzlukların yaşandığı ve gelecekte de yaşanacağı bir ülke imajı yerleşiyor. İsterseniz deneyin, çocukların yanında konuştuğunuz bir konuyu bir iki ay sonra çocuğunuzla tekrar konuşun, muhtemelen o çocuk size burası Türkiye baba diyecektir. Güzel ülkemin adını, olumsuzluklarla özdeştirmeye hiç birimizin hakkı yoktur. Aksine nerede bir güzellik, titizlik, hassasiyet varsa; evet burası Türkiye, elbette böyle olur dememiz daha şık değil mi? Eminim ki, hepimiz bunu arzu ediyoruz.
Olumsuzluklarla beraber kullandığımız burası Türkiye cümlelerinden bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum;
Bir ilçeye bayramda giderken 18 yolcu kapasiteli araca, 28 kişi biniyor kaza ve sağlık açısından çok tehlikelidir diye, müdahale etmeye çalışıyorsunuz, şoförden önce yolcular bayramlarda olur o kadar, bi şey olmaz, burası Türkiye diyor.
Lokanta yemek yiyeceksiniz, garson çorbayı getirirken parmağının ucu çorbanın içine giriyor, değiştirir misiniz dediğinizde önce yanınızdaki arkadaşınız, o kadardan bi şey olmaz burası Türkiye diyor.
Pazardan domates alıyorsunuz, pazarcı poşete koyarken yere bir iki tane düşürüyor ve hemen içine geri koyuyor, ‘lütfen değiştirin olmaz’ diyorsunuz önce yanınızdaki diğer müşteri o kadar kibar olma, burası Türkiye diyor.
Resmi aracın kırmızı ışık ihlali yaptığını görünce, bu kadarda olmaz diyorsunuz, yanınızdaki hemen burası Türkiye diyor.
Olası yangınlarda, depremlerde toplu ölümlerin olmaması için, camilerin kapısının dışarı açılması gerekir diyorsunuz. Önce cemaat bi şey olmaz burası Türkiye diyor.
Yangın ihbar cihazına basıyorsunuz, üç dakika çalışması gerekirken, ya üç saniye çalışıyor ya da hiç çalışmıyor, söküp baktığınızda kablo çıkmıyor. Öneminden bahsettiğinizde, haklısınız ama burası Türkiye diyor.
Bir kurumda sıranızı beklerken, duvarda yangın dolabı gözünüze ilişiyor ve merak edip biraz da dikkat çekmek için açmaya çalışıyorsunuz ve hemen bir yetkili geliyor ne yapıyorsunuz diye, merak ettim burası ne diye sorduğunuzda havalandırma diyor ve siz ben sivil savunma uzmanıyım deyip, buranın yangın dolabı olduğu ve herkes tarafından kolay görülüp, ihtiyaç halinde kullanılabilmesinin gerektiğini söylediğinizde, uyardığınız için teşekkür edip, gereğini hemen yapacağına burası Türkiye deyip makamına gidiyor.
Bir kuruma gidiyorsunuz, yangın hortumunu açtığınızda su gelmiyor. Yetkiliye sorduğunuzda gelmesi lazım diyor ve araştırdığınızda su bağlantısının olmadığını ve hiç denenmediği için bu zamana kadar bilinmediğini görüyorsunuz ve öneminden bahsederken, oradakiler hemen burası Türkiye diyor.
Yoldan insanlar yürüyor, temizlik görevlisi sokakları tozutarak süpürüyor. İkaz edeyim dediğinizde önce yanınızdaki arkadaşınız boş ver burası Türkiye diyor.
Bir esnafa uğradığınızda ulaşılmayacak yerde yangın söndürme cihazı gözünüze ilişiyor ve kullanımını biliyor musunuz diye sorduğunuzda, ruhsat alırken istediler bizde aldık attık oraya bi daha soran olmadı diyor ve siz öneminden bahsettiğinizde burası Türkiye diyor.
Koronavirüs tehlikesinden ziyade ceza yemeyim niyetiyle maskeyi takıp ama çene altında tutan vatandaşa ‘’ Önce kendi sağlığın için maskeyi kuralına uygun takmalısın’’ dediğimizde boş ver bir şey olmaz, burası Türkiye diyor.
Bir yerde olabilecek tehlikeyi önceden görüyor ve dilekçe veriyorsunuz ama dört ay cevap alamıyorsunuz sonra orada uyardığınız olay çocuğunuzun başına geliyor ve bir dilekçe daha veriyorsunuz hemen gereken yapılıyor. Bunu paylaştığınız insanlar haklısınız ama burası Türkiye diyor.
Yolda araçta yangın çıkıyor,50 tane araçtan bir tanesinde yangın söndürme cihazı çıkıyor ama oda boş ve haber spikeri haberi burası Türkiye diye tamamlıyor.
Dışarıda vedalaşıp, araca bindikten sonra tekrar kornaya basılıyor ve bunun çok yanlış olduğunu söylediğinizde, yanınızda Almanya da çalışmış bir işçi, Almanya da olsa yasak ama burası Türkiye diyor.
Düğünlerde müzik sesi son ayar açılıyor, siz evinizde rahatsız oluyorsunuz. Gece yasak saati başladığında, uyardığınızda özür dileyeceği yerde burası Türkiye o kadarcık katlanın diyor.
İnşaatın çevre koruması başlangıçta vardır ama zamanla kaldırılır. Sonra yarısı yola gelecek şekilde birkaç ton demir rast gele bırakılır ve oradan geçen özürlü bir vatandaş zarar görür siz kızar ve eleştirirsiniz ama çevrenizdekiler hemen burası Türkiye der.
Araçta yolculuk yaparken yediğimiz bir meyvenin artığını yola atanı görünce kızarız ama yanımızdaki hemen burası Türkiye der.
Fırına ekmek almaya gittiğinizde, ustanın hem hamurla meşgul olduğunu hem de sigara içtiğini görünce tepki gösterirsiniz ama patronunda elinde sigara vardır ve burası Türkiye der.
Aldığınız ekmeği gazete kâğıdına saran bakkalı, sağlık açısından tehlikelidir diye ikaz ettiğinizde, bu zamana kadar bir şey olmadı, burası Türkiye diyor.
İhtiyaç halinde kesinlikle özürlülerin, yaşlıların, çocukların kullanamayacağı yangın tahliye merdivenini görünce, bunun mutlaka kullanılabilir duruma getirilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorsunuz, önce o apartmanda kalan vatandaş burası Türkiye diyor.
Ana cadde üzerine rast gele park eden araçlar nedeniyle, arkada korna çalarak bekleyen otobüsleri, ambulansları görüyorsunuz ve oradaki kalabalık burası Türkiye diyor.
Cadde de yürürken cep telefonuyla yüksek sesle küfürlü konuşan insanları görüyor ve rahatsız oluyorsunuz, yanınızdaki, gülerek burası Türkiye diyor.
Bir afet sonrası dağıtılan yardımlardaki kargaşalığı, izdihamı görüyorsunuz ve üzülüyorsunuz ama yardımı dağıtan görevlide burası Türkiye diyor.
Acil numaraların çok fazla bir şekilde gereksiz yere meşgul edildiğini öğreniyor ve çevrenizdekileri uyarmaya çalışıyorsunuz ama onlarda burası Türkiye diyor.
Yangın tatbikatında gazetelerden oluşan küçük ateşi söndürmeye çalışıyorsunuz, bazen yangın söndürme cihazı tetiğe bastığınızda - fıss… diyor ve çalışmıyor. Öğrenciler bağırıyor. Hocam burası Türkiye diye.
Temennimiz yukarıda bir kısmını saymaya çalıştığımız olumsuzlukların tersine, gördüğümüz her olumlu ve güzel işlerde ’’ Burası Türkiye – elbette en güzeli bizde olur ’’ diyebilmek. Ne dersiniz, önce eğitimciler olarak hep beraber bunu söylemeye gayret edip, ona göre tüm işlerimizde daha çok hassasiyet göstermeye çalışalım mı?