Tahtasız açıklamasında, “Memur-Sen İl Temsilcisi, Eğitim-Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Fatih Okumuş, öğretmenlik mesleğini bir kenara bırakmış avukatlığa soyunmuş. Fatih Okumuş hakkımda bazı eleştiriler getirmiş. Eleştiri en doğal hakkıdır ancak at gözlüğü takmışçasına, yanlı, taraflı ve birilerine yaranma çabasıyla yapılan bir açıklamaya cevap vermek de bizim en doğal hakkımızdır.
AKP’nin yarattığı sendikalardan birinin şube başkanı olan Fatih Okumuş, eğitim camiamızın onlarca sorunu varken her şeyi bir kenara bırakmış Çorum İl Milli Eğitim Müdürü’nün avukatlığına soyunmuş. Çorum İl Milli Eğitim Müdürü kendini savunamaz durumda mıdır ki birisi onun avukatı olmaya heveslenmiş, merak ediyorum” dedi.
Tahtasız açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Öncelikle bir milletvekili olarak ben işimi yapıyorum, halkımız tarafından iletilen sorunları kimdir, nedir, kimi destekler, ucu nereye dokunur diye bakmadan kamuoyunun gündemine taşıyorum. Fatih Okumuş’a da tavsiyem kutsal bir meslek olan öğretmenliğini layıkıyla yapması, bir sendikacı olarak da meslektaşlarının hakkını hukukunu savunmasıdır. Avukatlık yapmaya meraklı ise yoksulluk sınırının altında maaş alan, devlete 25-30 yıl hizmet edip emekli ikramiyesi ile bir araba dahi alamayan öğretmenlerin avukatlığını yapması ve 22 yılda 9 bakan değiştirilerek yap boz tahtasına döndürülen eğitim sisteminin sorunlarını dile getirmesi daha doğru olacaktır. Bu devlete ve ülkenin geleceğine yıllarca hizmet eden öğretmenlerin emekli olduğunda tazminatları ile bir araba dahi alamayacak duruma gelmesini gündeme taşıması kendisi ve meslektaşları açısından daha anlamlı olacaktır.
“ÇORUM’UN KÖY OKULLARININ KAPATILMASIYLA İLGİLİ AÇIKLAMA YAPMASINI BEKLERDİK”
Sosyal medya hesabında organizasyon işleri ve birilerinin avukatlığına soyunan Fatih Okumuş’un, yeni eğitim-öğretim yılıyla ilgili onlarca sorun varken bir kelime dahi eleştiri getirmemesi manidardır. Kimlere hizmet ettiğini göstermesi açısından önemlidir. Öğretmenlik ve eğitimle ilgili sendikanın şube başkanlığını yapan birinin organizasyon işleri yapmak yerine, bir milyonu bulan ve atanmayan öğretmenlerle ilgili açıklama yapmasını beklerdik. Aldıkları maaşlarla geçinemeyen öğretmenlerin özlük haklarını gündeme getirmesini beklerdik. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili eleştiri getirmesini beklerdik. Okullarda andımız yasaklanırken tepki göstermesini beklerdik. Çorum'da ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün büstünün olmadığı okulları gündeme taşımasını beklerdik. Çorum merkez ve ilçelerindeki öğretmen eksikliklerini dile getirmesini beklerdik. Çürümeye terk edilen Aşdağul, Laçin, Narlı ve Çeşme Ören yatılı bölge okullarıyla ilgili çözüm aramasını beklerdik. Çorum’un köy okullarının kapatılmasıyla ilgili açıklama yapmasını beklerdik. Milli Eğitimden bütçe alamayan okulların eksiklerinin Veliler üzerinden giderilmesini eleştirmesini beklerdik. Yüzde 100’den fazla artan kırtasiye masrafları nedeniyle kırtasiye ürünlerine erişemeyen çocukların durumunu aktarmasını beklerdik. Öğle yemeği yiyemeyen çocuklar için devletin öğle yemeği hizmeti vermesi için mücadele ettiğini görmeyi beklerdik.
“ÇORUM’DA ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİ VE EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ EKSİKLERİ DİLE GETİRDİĞİNİ GÖRMEK İSTERDİK”
PISA sonuçlarına göre her yıl geriye giden Çorum’da alınması gereken önlemleri ve eğitim sistemindeki eksikleri dile getirdiğini görmek isterdik. Çorum’da yabancı uyruklular tarafından dövülen okul müdürünün hakkını savunmasını ve bizimle birlikte meydanlarda olmasını beklerdik. Eğitimle ilgili sendikaların meydanlarda toplandığı eylemlerde kendisini de görmeyi beklerdik. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile meslekten koparılan, heyecanını yitiren, geçim sıkıntısı çeken öğretmenlerin sesi olmasını beklerdik. Kısacası oturtulduğu koltuğun hakkını vermesini, kimseye yaranma çabası gütmeden eğitimle ilgili sorunları objektif bir şekilde dile getirmesini, makam, mevki sahibi olanların değil de öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin sesi olmasını beklerdik.
Ancak şunu da biliyoruz ki; bu tür kişilerin tek bir amacı vardır. O da 'At gözlüğümü takarım, vazifemi yaparımdır.'
Bu iktidar döneminde yaşanan onca olumsuzluğa rağmen bu zihniyettekiler de şunu bilsin; Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda laik ve çağdaş eğitimi savunmaya, maarif yüzyılı diye Türk halkına yutturulmaya çalışılan eğitim sistemine karşı durmaya, MESEM, ÇEDES gibi çocuklarımızın geleceğini karartan ve onları ölüme iten projeleri halkımıza anlatmaya, Türkiye’nin geleceğine yön verecek pırıl pırıl gençler yetiştirmeye yönelik mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz."