Çorum Fen Lisesi’nde velilerin öğretmen ders programlarına müdahalesi ile ilgili basın açıklaması yapan Taşkın “ Okulu okul müdürü mü yönetir, veli mi? Okuluna ve öğretmenine sahip çıkamayan okul müdürü o koltukta oturmamalı, istifa etmelidir.” dedi.
Kenan Taşkın, “ Üç haftadır takip ettiğimiz durumu okulumuzu, öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi düşünerek diyalog yoluyla çözmek istedik. Ancak üç haftanın sonunda ikinci kez değişen ders programında durumun değişmediğini ve ne Okul Müdürü Süleyman İpek’ten ne de Milli Eğitim Müdürümüz Abdullah Kodek’ten bir adım atılmadığını gördüğümüzden mağdur olan sendikamızın il yönetim kurulu üyesi Fen Lisesi Matematik Öğretmeni Ömer Faruk Alkan’ın her türlü hakkını savunmak için gerekli girişimleri başlattık.” Diyerek açıklamasına sorular sorarak devam etti.
OKUL MÜDÜRÜ OKULDA NE İŞ YAPAR?
Okul açıldığında Fen Lisesi Okul Müdürü Süleyman İpek, öğretmenler kurulunda ders dağılımlarını zümrelerin yapmasını istemiş ve bunu ilk hafta uygulamışken, okulun açıldığı ikinci hafta Ömer Faruk Hoca’mızın girdiği 12. sınıfın bir şubesi, bir yada birkaç velinin baskısı, dilekçesi ile değiştirilmiştir. Öğrencilerle bir problemi olmayan, öğrenciler tarafından sevilen, sorularına cevap veren, ilgisini emeğini esirgemeyen bir öğretmeni hangi hakla okulda küçük düşürücü bir uygulama yaparsınız? Okul Müdürü Süleyman İpek’e soruyoruz. Ömer Faruk Hoca’nın görevini en iyi şekilde yaptığını, öğrencilerle ilgilenmesinden memnun olduğunuzu kendisine söylediğiniz halde neden baskılara boyun eğiyorsunuz? Bu değişikliği istemeye istemeye yaptığını, Ömer Hoca’ya mahcup olduğunu söyleyen okul müdürü kimden baskı görmektedir? Bu nasıl bir baskıdır ki meslek onurunu hiçe saydırmıştır? Bu nasıl bir baskıdır ki okulun huzurunu, öğretmenin psikolojisini, öğrencilerin duygu dünyasını bozmayı göze aldırıyor? Okul Müdürü Süleyman İpek, burada irade gösteremeyecekse okulda ne iş yapar? Ayrıca nerede görülmüş velinin okulda ders programına varana kadar müdahale ettiği? Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in ısrarla velilerin görüşme saatleri dışında okulu, öğretmeni rahat bırakmalarını; öğretmenin işini yapmasını, velinin de ebeveynlik yapmasını istediği bir zamanda okulu veliye yönettirmek nasıl bir zihniyetin ürünüdür? Yarın veliler “Okul müdürünü istemiyoruz, falanca kişi müdür olsun.” dediklerinde kamusal düzen ne hale gelecektir? Ya da her yıl derslere girecek öğretmenlerin listelerini verdiklerinde ne olacak? Okul Müdürü Süleyman İpek’e sesleniyoruz. Mesleğine âşık, birçok öğrenciyi üst seviyelerdeki üniversitelere göndermiş, öğrenciler tarafından sevilen, elinden alınan sınıfla da diyaloğu çok iyi olan bir öğretmeni veli baskısı ile düşürdüğünüz durumdan memnun musunuz? Okulda oluşturduğunuz iyi öğretmen-kötü öğretmen algısından hiç rahatsızlık duymuyor musunuz? Sizin öğretmenlik mesleğine, meslek onuruna verdiğiniz değer bu kadar mı? O koltukta hala oturacak mısınız?
MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ ABDULLAH KODEK OLAYA MÜDAHALE ETMELİ
Ömer Hoca’mızın çalışmalarını, öğretmenliğini takdir eden, böyle bir konunun okulda gündem olmasından rahatsız olan Sayın Kodek, zaman geçmeden yanlış uygulamaya müdahale etmelidir. Durumun basit bir ders programı değişikliği konusu olmadığını, okulda bu konunun kötü örnek olacağını izah etmemize rağmen değişen bir şey olmadı. Üç hafta içinde iki kez program değişti. Ömer Hoca’mızdan alınan sınıf Ömer Hoca’mıza geri verilmedi. Veli baskısı okul müdürünü okulu yönetemez hale getirdi, okulun işleyişini bozdu. Öğretmenin derse huzurlu girmesi eğitimin başarısı için en önemli unsur değil mi? 24 Kasım Öğretmen Günü geldiğinde öğretmeni öven güzel sözlerle öğretmenin her zaman yanında olunduğu söylenecek. İşte Sayın Kodek’in öğretmenin yanında olduğunu göstereceği bir durum ortada. Velinin okulun işleyişine müdahale etmesini, okul müdürünü yönetmesini, öğretmenin itibarı ile oynamasını, Çorum’da eğitim ortamının olumsuz etkilenmesini Sayın Kodek’in de kabul etmeyeceğini düşünüyoruz. Yanılıyor muyuz? Mesleğinde başarılı bir öğretmenin rencide edilmesine, motivasyonunun bozulmasına karşı durmak hepimizin özellikle yöneticilerin öncelikleri arasında birinci sırada yer almalı.
Bilinmesini isteriz ki Ömer Faruk Alkan Hoca’mıza reva görülen uygulama öğretmenlik mesleği için içler acısı bir durumdur. Okul tarafından hazırlanan ders programının veli baskısı ile değiştirilmesi, dilekçenin talimat gibi algılanıp uygulanması ve yanlışın ortadan kaldırılması için adım atılmaması Çorum’da eğitime büyük zarar verir. Biz Anadolu Eğitim Sendikası olarak ne yapılması gerekiyorsa girişimde bulunup takipçisi olacağız.”