Çağlar mesajında, “Her şeyden önce ulvi olduğu kadar mesuliyeti de ağır bir mesleği icra eden bütün meslektaşlarımın 24 Kasım Öğretmenler Günü'müzü kutluyorum. Ülkemizin eğitim öğretimdeki gelecek vizyonunu şekillendiren fırsat eşitliği anlayışı doğrultusunda bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı, ahlaklı bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz. İşte, bu temel ilke doğrultusunda, tüm paydaşlarımızla el birliği ile çalışma sorumluluğumuz her geçen gün daha da artıyor” dedi.
“Çorum'da eğitim süreçlerini ve yolculuğunu sürdürdüğümüz öğretmenlerimizle birlikte bizler, öğrencilerimizin daima yanlarındayız” diyen Çağlar, “Zira eğitimin, değerlerimizi ve kültürümüzü yeni kuşaklara aktarmak; iyi ve erdemli insanlar yetiştirmek için elimizdeki en önemli imkânlardan biri olduğunu biliyoruz. Güçlü yarınlarımızın teminatı çocuklarımız için gösterdikleri üstün gayretten dolayı tüm öğretmenlerimizi ayrı ayrı tebrik ediyorum. Hiç duraksamayan öğrenme ve öğretme yolculuklarında üstün başarılar diliyorum. Hep beraber dayanışma içerisinde, eğitimin niteliğini arttırarak adım adım daha iyiye ve güzele ulaşmayı hedefliyoruz. Öğretmenlerimizin geleceğimiz için yaptıklarına herhâlde imrenerek bakılabilir. Sorumluluk duygusuyla, azimle, kararlılıkla ve iyi uygulamaların doğuşuna kaynaklık eden heyecanımızla birlikte ilham vermeye devam edeceğimize inanıyorum” ifadelerine yer verdi.
Çorum İl Milli Eğitim Müdürü Cemil Çağlar açıklamasını şu şekilde sürdürdü;
“Bizler beşikten mezara ilim tahsil etmeyi emreden, kalemin kılıçtan üstün olduğu büyük bir medeniyetin mensuplarıyız. Milletimizi Türkiye Yüzyılı'nda eğitim adına kararlı adımlarla geleceğe hazırlanmak ve Türk eğitim sistemini bütün ideolojilerin üstünde millî bir şahsiyetin oluşumuna katkı sağlamak ve millî bilince sahip şahsiyetlerden oluşan bir toplum oluşturabilmek için 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı'nda hayata geçirilen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli uygulamaya konulmuştur.
Ülkemizin ve milletimizin geleceğini güven altına almak bütün eğitim faaliyetlerimizin temel amacı olmalıdır. Demek ki, her şey, her çaba dönüp dolaşıp çocuklarımızın iyi eğitim almalarına dayanıyor. Zira iyi eğitim olmazsa, bütün emekler boşa gidebilir. Öğretmenin sadece öğreten değil; yetiştiren, eğiten, terbiye eden; öğrencisinin içindeki cevheri sabırla açığa çıkaran ve işleyen bir zanaatkâr olduğunu biliyoruz. Geleceğimizi eğitimle, ilimle, bilimle ve irfanla imar etmeliyiz. Şüphesiz bu bizim görevimizdir. Bu vesileyle şunları da vurgulamak istiyorum: Yetişme çağındaki çocuklarımızın kendi yollarını bulmalarına yardımcı olmalı, onların yeniliklerle dolu dünyasını anlamaya çalışırken onları bilimle ve kültürle tanıştırmanın gelecek yolunda önemli bir adım olduğu apaçık bir gerçektir. Öğrencilerimizin akademik gelişimleri yanında duygusal sosyal gelişimlerini ve erdemi bir meleke hâline getirmelerini de önemsemeliyiz.
Bu düşüncelerle, Millet Mekteplerinin açıldığı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e Başöğretmenlik unvanının verildiği bu anlamlı günde, bütün meslektaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Başöğretmen Atatürk'e, başta vazifesini yerine getirirken görevi başında şehit düşen eğitimcilerimiz olmak üzere, ebediyete irtihal eden tüm öğretmenlerimize Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum. Uzun yıllar boyunca öğrencilerini hassasiyetle, büyük bir fedakârlıkla yetiştirmiş, bugün artık emekli olmuş öğretmenlerimize de, sağlıklı, hayırlı ve uzun ömürler dileğimi tekrarlıyorum.”