Çorum’un ekonomik gücünü ve altın zenginliğini öne çıkaran Hüseyin Öztürk, şehrin Türkiye’nin “orta direk” olarak tanımlanmasının nedenlerini açıkladı.
Çorum: Türkiye’nin Ekonomik ve Siyasi Orta Direği
Yeni Akit Gazetesi yazarı Hüseyin Öztürk, Çorum’un Türkiye’nin ekonomik ve siyasi dinamiklerindeki önemini vurgulayan bir köşe yazısı kaleme aldı. Çorum’un, ülkenin “orta direği” olarak nitelendirildiğini belirten Öztürk, bu kavramın ne anlama geldiğini ve Çorum’un bu tanıma nasıl uyduğunu açıkladı.
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Hüseyin Öztürk, Çorum’un gerek ekonomide, gerekse siyasette “orta direk” tarifine uyduğunu dile getirdi.
Yazar Hüseyin Öztürk, köşe yazısında Çorum’dan bahsetti.
Çorum’un Türkiye genelinde ihracatta ilk 5’e girdiğine vurgu yapan Öztürk, “Çorum’un esas bir başka zenginliği ise dört büyük altın rafinesinin üçünün İstanbul’da, dördüncüsünün ise Çorum’da olmasıdır. Çorum’un büyük şanslarından birisi de Ahmet Ahlatcı’nın başında bulunduğu Ahlatcı Holding ve altın rafinerisiyle Türkiye’nin alanında en büyüklerinden olması” ifadesini kullandı.
Öztürk’ün makalesi şu şekilde:
Çorum ülkemizin orta direği. Bu kavramı, Cumhurbaşkanlarımızdan rahmetli Turgut Özal dile getirmişti. Orta direk, ülkemiz ekonomisi ve siyasetinin ana gövdesini oluşturur.
Çorum tam bu tarife uymakta. Ekonomik olarak kendisine yettiği gibi bütün bir ülkemiz ve yurtdışına da yetmektedir. Türkiye genelinde ihracatta ilk 5’e girmektedir.
Siyasete gelince, yine Türkiye ortalamasıdır. Ülkemiz geneli için Çorum neticelerine bakarak sağlıklı bir karara varabilirsiniz.
Yalnız son yerel seçim hariç. Bu seçim asla ne geçmişe ne geleceğe veri teşkil etmemeli. Garip bir seçim oldu ve yapılan hatalar anlaşılmaya başladı ama iş işten geçti.
Gidip geldiğim yerlerde gördüğüm şu oldu.
Galiba Ak Parti’ye ders vermek için sandığa gitmeyerek meydanı CHP’ye bırakanlar, sanırım kendilerine ders vermiş olacaklar ve emareleri görülmeye başladı.
Çorumlular emektar insanlar. Alın teriyle bugünlere gelmiş bir şehir. Bütün zorlukları kimseye müdane etmeden kendi kendine aşmış bir şehir.
Alın terine dair ünlü bir söz var Çorum’da. “Ne idim, ne oldum, ne olacağım” dedikten sonra “Ancak alın teriyle kazandığını huzur içinde yiyebilirsin” deniliyor.
Günümüzde Çorum sanayisi, yem, gıda, oto radyatörü, toprak sanayisi, kağıt sanayi, oluklu mukavva, steril şırınga, çelik döküm, seramik, makina, bilgisayar parçaları, çivi ve mobilya gibi birçok alanda her geçen gün rakiplerini geçiyor.
Dedik ya toprağına sadece tahıl ekilmiyor, sadece tahıldan istifade edilmiyor. Ülkemizin kiremit-tuğla ve yan ürünlerinin de imalatı yapılıyor ve satılıyor.
Çorum’un bir başka ünü de unu ile ilgilidir. Un-irmik ve yem üretildiği gibi bunların fabrikalarının komple ekipmanları imal edilerek yurt içi ve dışında anahtar teslimi fabrikalar kuruluyor ve özellikle yurt dışına hizmet veriliyor.
Söz leblebide. Çorum leblebide rakipsiz. Bölgede yetişen nohut yetmediği için Kütahya, Denizli ve Konya’dan nohut alarak yılda 3000 tona yakın leblebi üretiliyor ve ihraç ediliyor.
600.000 ton un ve günlük 1,5 milyonu aşkın yumurta üretimiyle Türkiye yumurta ihtiyacının %5’ini, pirinç ihtiyacının %18’ini, kiremit ihtiyacının % 40’ını, tuğla ihtiyacının %10’nunu tek başına karşılıyor.
Çorum’un esas bir başka zenginliği ise dört büyük altın rafinesinin üçünün İstanbul’da, dördüncüsünün ise Çorum’da olmasıdır.
Çorum’un büyük şanslarından birisi de Ahmet Ahlatcı’nın başında bulunduğu Ahlatcı Holding ve altın rafinerisiyle Türkiye’nin alanında en büyüklerinden olması.
Ahmet Ahlatcı’nın felsefesi son derece yerli, milli ve çok hoş.
-“İstanbul’da 2 TL kazanacağımıza Çorum’da bir TL kazanalım ama şehrimize destek çıkalım” inancıyla hareket etmesi.
Bu manada çocuklarının da Çorum’da kalmalarını istemiş ve 4 bine yakın insana rızık kapısı olmuş.
Ezcümle:
Gerçekten de Çorum hem dünyanın hem de ülkemizin orta direği.”