Hititlerin başkenti Hattuşa'ya ev sahipliği yapan Çorum'un Boğazkale ilçesinde 1906'da başlayan arkeolojik kazı çalışmaları, 117 yıldır devam ediyor.
Arkeolojik kazı çalışmaları, 2006'dan bu yana Alman Arkeoloji Enstitüsü adına Prof. Dr. Andreas Schachner başkanlığında yürütülüyor.
Çorum'un Boğazkale ilçesinde yaklaşık 8 bin yıllık geçmişe sahip Hattuşa Ören Yeri, Gümüşhane'nin Kelkit ilçesinde Roma dönemine ait Satala Antik Kenti ile Kars'taki Ani Ören Yeri'ndeki kazı çalışmaları, geçmişi bugüne taşıyor.
Anadolu Ajansının antik kentlerdeki kazılara ilişkin dosya haberinin dokuzuncu bölümünde Çorum, Gümüşhane ve Kars'taki çalışmalar anlatıldı.
Hattuşa'da tarihin izini süren Schachner, AA muhabirine, bu yıl verimli bir kazı sezonu geçirdiklerini söyledi.
Yaklaşık 8 bin yıllık geçmişiyle Hattuşa'nın hem Anadolu hem de dünya tarihi açısından önemli bir merkez olduğunu vurgulayan Schachner, burada yapılan kazılarda insanların Kuzey Anadolu'da ilk yerleşik hayata geçmesinden döneminin süper gücü Hititlerin yönetim şekline kadar birçok önemli konuda bilgi sahibi olabildiklerini vurguladı.
Bölgede milattan önce 6 binli yıllardan bugüne yaşamın nasıl süregeldiğini, şehirlerin nasıl kurulduğunu ve kaybolduğunu, insanın çevre ile ilişkisini geniş bir yelpazede inceleme fırsatı bulduklarını dile getiren Schachner, Mezopotamya ve Mısır dışında bir coğrafyada 400 yıl boyunca çok geniş coğrafyayı yönetecek bir devlet yapısı kurabilen Hititlerin kültürünü keşfedebildiklerini kaydetti.
Hattuşa'daki kazılarda yaklaşık 8 bin yıllık tarihi serüveni takip ettiklerinin altını çizen Schachner, şöyle devam etti:
"Dünya kültür mirası açısından belki en önemli eser, Kadeş Barış Antlaşması'dır. İlk kez orada insanlar, iki büyük devlet birbirine eşit davranarak, önceden müzakere yaparak kalıcı bir barış hedefiyle bir antlaşmaya vardılar ve bu antlaşmaya uyuldu. Yani modern diplomasinin temelinin orada atıldığını görüyoruz. Buna benzer birçok simgesel eser var. Bugün Ankara Medeniyetler Müzesi'nde bulunan 2 boğa heykeli, Boğazköy Müzesi'nde bulunan boğa başlı vazo, Boğazköy sfenksleri (aslan vücutlu heykel), aslanlı tekne, aslanlı kapı, Kral Kapı'daki kabartmalar, Alacahöyük'teki kabartmalar bu bağlamda çok önemli. Yörüklü ve İnandık vazoları muhteşem ve dünya kültür mirasına, evrensel kültürümüze çok büyük katkı sunan eserler."
Bu yıl kazı çalışmalarında Hattuşa'nın "Büyük Kale" ve "Yukarı Şehir" bölgelerine ağırlık verdiklerini ifade eden Schachner, bu yılın en önemli keşfinin yaklaşık 4 bin yıllık, üzerinde Kalaşma ülkesine ait dilden paragrafın bulunduğu tablet olduğunu kaydetti.
"Yukarı Şehir"deki kazılarda tapınak ve anıtsal mimari yapılar keşfettiklerini anlatan Schachner, "Büyük Kale'de 2 Hitit yapısı ile karşı karşıyayız. Yani Hitit sarayının görünümü, önümüzdeki yıllardaki çalışmalarla tamamen değişecek. Bu da geleceğe yönelik çok ümit verici. Kuzey batı yamaçta Hititlerin ve diğer kültürlerin bu yamacı, sarp coğrafyayı nasıl kullandığını, mimariyi nasıl içine oturttuğunu görmekteyiz. Bu, çok önemli. Bu sene bizim için verimli ve ilginç geçti. Tarihi biraz daha ileri götürebileceğimiz bir sene oldu." diye konuştu.
Bu yıl kazı ekibinde yaklaşık 95 kişinin yer aldığını belirten Schachner, "Kazı ekibimiz çok uluslu. Türkiye'nin yanı sıra Almanya'dan, Amerika'dan gelen uzman arkadaşlarımız var. Jeologtan biyoloğa, zooarkeologtan çivi yazı uzmanlarına kadar multidisipliner bir çalışma bu. Uzman ekibimiz 45 kişi oldu." dedi.