Emek ve demokrasiden yana siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Çorum Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Kadeş Barış Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasında, “Ekrem İmamoğlu'na verilen cezayı ve siyaseten yasaklılık kararını kınıyoruz, kabul etmiyoruz. Bu karar yok hükmündedir” denildi. 

“ADALET MEKANİZMASI, İKTİDARIN BASKISI ALTINDA”
Siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda yurttaşın katılımıyla düzenlenen basın açıklamasında Çorum Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan Belediye Meclisi Üyesi Av. Ahmet Özdel, “Bu siyasi kararlar, bizler içinde yok hükmündedir. Bu kararlar, yoksul köylüler, işçiler, emekçiler için de yok hükmündedir. Bu kararlar işsiz gençler, şiddete maruz kalan kadınlar için de yok hükmündedir. Bu kararlar, yüksek enflasyondur, işsizliktir, yolsuzluktur. Tek adamın baskıcı saray düzenini sürdürmesinin aracıdır” dedi.
Özdel, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Ülkemizi yönetenler, her gün yeni bir yalan söyleyerek halkı kandırmaya ve iktidarlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Yalancı normal koşullarda gerçekliğe yenik düşer, atalarımızın da dediği gibi “yalancının mumu yatsıya kadar yanar.” Son yılların en büyük yalanı ise ülkede “bağımsız bir yargının” olduğu söylemidir.
Yargının bağımsızlığı, yargıçların yerine getirdikleri toplumsal işlev dolayısıyla, baskılara ve müdahalelere karşı kurumsal ve anayasal olarak korunması, kararlarını verirken baskı altında kalmaması demektir. Türkiye toplumu yargının bağımsız olmadığını, iktidarın güdümünde olduğunu dün olduğu gibi bugün de bilmektedir. Adalet Bakanı, yargı bağımsız derken Ekrem İmamoğlu davasının eski hakimi Hüseyin Zengin, “... İmamoğlu'na iki yıldan fazla ceza vermeyeceğim için Samsun'a sürgün edildim....” diyor. 
Yani dünkü karar verilmeden önce bu kararının ne olacağını açıklamaktadır. Mahkemelerde görev yapan hakimler kendilerine baskı yapıldığını, kararların iktidar tarafından verildiğini söylemektedir. 
Ülkemizde yaşayan insanların %69 adalete hiç güvenmiyor, ülkemizdeki üniversite mezunlarının ise % 82 adalete güvenmiyor. Adalet sistemine güvensizliğin ortaya çıkardığı bir sonuç da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvurular. 2021 yılındaki AİHM’in değerlendirmesini bekleyen dosyaların %22’si Türkiye ile ilgili. 

Türkiye ile ilgili 2019 yılında 9.257 dosya varken 2020 yılında bu sayı 11.750’ye çıkmış, 2021 yılında ise 15.250 olmuş. 2021 yılında en fazla başvuru yapan ülkeler sıralamasında Türkiye 2. sırada yer alıyor. Türkiye ile ilgili verilen kararlar da Türkiye’de adalete güvenin neden sarsıldığını ortaya koyuyor. Buna göre, açıklanan 78 kararın 76 tanesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden en az bir tane ihlal tespit edilmiş. İhlal edilen haklara bakıldığında birinci sırada ifade özgürlüğü var. İfade özgürlüğünü özgürlük ve güvenlik hakkı takip ediyor. Yine en çok ihlal edilen haklardan biri de adil yargılanma hakkı. Hukukun Üstünlüğü Endeksine göre de Türkiye’nin tam 139 ülkenin bulunduğu listede 117.sırada. 2020 yılında ise 128 ülke arasında 107. sıradaydı.

“BU KARARLAR, TÜRKİYE YARGISI ADINA UTANÇ VESİKASIDIR”
Bugüne kadar siyasiler hakkındaki tüm kararlar hukuk dışı ve akıl dışıdır. Bu dava, Türkiye’de yargının içine düşürüldüğü durumun bir kez daha göstermiştir. Bu kararlar, Türkiye yargısı adına utanç vesikasıdır. Bu kararlar, Türkiye’de adaletin olmadığının ispatıdır. Bu kararlar, yargının muhalifleri cezalandırmaya dönük bir aygıta dönüştürüldüğünün en somut ifadesidir. 
İBB Başkanı İmamoğlu'nun dün konuşmasında belirttiği gibi bu karar yok hükmündedir. 
Biz de Çorum'dan sesleniyoruz: Bu siyasi kararlar, bizler içinde yok hükmündedir, Bu kararlar, yoksul köylüler, işçiler, emekçiler için de yok hükmündedir. Bu kararlar işsiz gençler, şiddete maruz kalan kadınlar için de yok hükmündedir. Bu kararlar, yüksek enflasyondur, işsizliktir, yolsuzluktur. Tek adamın baskıcı saray düzenini sürdürmesinin aracıdır. 

“BU KARAR, SARAYDA EJDER MEYVELERİ YEMEYE DEVAM ETMENİN YOLUDUR”
Binlerce insanın açlık sınırının altında, binlerce insanın yoksulluk sınırının altında olduğu, 30-40 milyon insanın sosyal yardım aldığı bir ülke gerçeği ile karşı karşıyayız. 
Gençler arasında işsizlik % 25-30 civarındadır, sokaklar işsiz gençlerle dolmuştur. 
Uyuşturucu sokakları kaplamış gençler, uyuşturucu satıcısı, bağımlısı olmuştur. Birileri gemilerle uyuşturucu ticaretinin başına geçmiştir. Tarım bitmiş, buğday, arpa ithal edilir hale gelmiştir. Gıda ürünlerine yapılan zamların sorumlusu üç harfli marketler olarak gösterilmektedir. Ülkemiz, yabancılara peşkeş çekilirken, Türkiye insanı, kiralık ev bulamaz, doğalgaz, elektrik parası ödeyemez hale gelmiştir. 
İktidar yakınları, teşviklerle, kur korumalı hesaplarla, borsa yolsuzlukları ile ihya olurken, geniş halk kesimleri asgari ücretle, TOKİ balonları ile aldatılmaktadır. İşte dün verilen karar tüm bu yolsuzluğun, baskının üstünü örtmek saraylarında ejder meyveleri yemeye devam etmenin yoludur. İşte bu karar, beşli çeteler, yolsuzluklar, adam kayırmalar, sahte sınavlar, mülakatların devamını sağlamanın bir yoludur. 
Geldiğimiz noktada, saray ve ekibi dışında kalan tüm siyasi partilerin, sivil toplumun, sendikaların, gençlerin, kadınların, memurların, işçilerin, işsizlerin birlik olması ve bu baskıya ve zulme karşı birlikteliği örgütlemesi gerekir. 
Bu baskıcı iktidar, ancak haksızlığa maruz kalanların birlik olması, küçük farklılıkları bir kenara bırakıp birlikte mücadele etmesi ile değişir. İktidar; sokağa, mahalleye, şehre, ülkeye ve seçim sandığına sahip çıkmakla değişir. Birlik olunmaz ise halde baskı ve zulüm korkuyu arttırır, cesareti kırar, insanları umutsuz bırakır, gelecek kaygısına düşürür. Silkinip kendimize gelelim, uyanalım kış uykusundan.”

TOKGÖZ: “SARAY REJİMİ GİDİCİDİR”
CHP Çorum Merkez İlçe Başkanı Ulaş Tokgöz de konuşma yaparak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sonuna kadar yanında olduklarını vurguladı.
Ekrem İmamoğlu’nun sadece İstanbul'un değil, tüm Türkiye’de herkesin gönlünde yer edindiğini vurgulayan Ulaş Tokgöz, bu sevginin iktidarı korkuttuğunu belirterek, “Korkularını yargı eliyle engellemeye çalışıyorlar ancak nafile. Bence korkularıyla yüzleşsinler. Bunun farkında oldukları için bu kadar saldırganlaşıyorlar. Adalet terazisini bile bunun için bozmaktan hiç utanmıyorlar” dedi.
Yargılanan sadece Ekrem İmamoğlu’nun değil, 16 milyon İstanbullunun iradesi olduğunu kaydeden Tokgöz, “Ismarlama kararlarla sakın yeni bir hukuksuzluğa daha imza atmayın. Şimdi geliyor gelmekte olan sloganımız yerine daha sağlam oturuyor. Saray rejimi gidicidir. Ekrem Başkanımızın sonuna kadar yanındayız” ifadelerine yer verdi.