“Emeğimiz, onurumuz ve çalışma barışımız için iş bırakıyoruz” diyen öğretmenler, Kadeş Barış Meydanı’nda kitlesel basın açıklaması yaptı.
13 eğitim sendikasının oluşturduğu Eğitim Sendikaları Güç Birliği tarafından hazırlanan basın metnini okuyan Eğitim-İş Çorum Şube Başkanı Selim Bozkurt, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdit olduğunu söyledi.
“Ucube ÖMK’ya hayır” diyen Bozkurt, “Henüz kanun işlerlik kazanmadan, keyfiyet kendini göstermiş, Bakan bey ‘kimseyi zorlamıyoruz herkes sınava kendisi giriyor’ sözleri ile adeta bizim aklımızla dalga geçmiştir.
Henüz kanun işlerlik kazanmadan ‘sınava katılım hazırlığı’ adı altında öğretmenlerimizin yaz tatili gasp edilmiştir. Öğretmenlere yönelik eğitim bilgisinden yoksun şahısların hazırladığı sözde eğitim videoları izlenmesi zorunlu tutulmuştur, bu tutumunda aşağılayıcı bir yaklaşım olduğunu görmekteyiz” ifadelerini kullandı.
Henüz kanun işlerlik kazanmadan öğretmenlerin mesai sürelerinin bozulduğunu, mesai saatlerinin dışında toplantılar, seminerler, vb. sebeplerle öğretmenlerin mesleği ile ilgili-ilgisiz kurslara yönlendirildiğini kaydeden Bozkurt, açıklamasında şunları söyledi:
“Çalışanlar, liyakatsız ‘yöneticilerin’ keyfiyetine terk edilmiş, devlet, hukuk ortadan kalkmış okullar- öğrenciler eğitimle ilgisi olmayan siyasi organizasyonlara peşkeş çekilmiştir.
Bu ve benzeri uygulamalar yasanın işlerlik kazanması ile birlikte yaşanabileceklerin habercisidir.
Bugün geri çekilmesini istediğimiz ÖMK, kanun olarak, sadece eğitim kurumlarını değil, tüm toplumu parçalayacak, bölecek, sosyolojik tehlike içeren bir kanundur.”
“ÖĞRETMEN SUSARSA TOPLUM SUSAR”
Bozkurt, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Geldiğimiz aşamada toplum işsizlikle açlıkla hizaya sokulmak istenmekte ve adeta kast sisteminin hazırlıkları yapılmaktadır. Bugün ekonomik olarak zor zamanlar yaşayan eğitim çalışanlarına dayanan bıçak deriyi delmiş etten geçmiş kemiğe saplanmıştır.
Uzmanlık sınavı sonucunda bir miktar ücret verilerek lütufta bulunulması aslında öğretmenlerin susturulmak istenmesi çabasıdır. Ancak öğretmen susarsa toplum susar ve toplumun geleceği tehlikeye girer. Öğretmen olarak susmuyoruz susmayacağız.
Bizler birer öğretmen sorumluluğuyla, sadece bu kanuna karşı değil, eğitimin ve eğitim çalışanının kronikleşen sorunlarına karşı sesimizi yükseltiyor, irade gösteriyoruz.
TALEPLERİMİZ ÇOK AÇIK
Atılması gereken en acil adım, 19 Kasım’da yapılacak olan kariyer sınavının iptal edilmesidir. Sonrasında ise bizlere hiç danışılmadan hazırlanan ve içeriği sırtımızdaki yükü daha da artıracak olan Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim çalışanlarının görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim çalışanlarının alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır ve ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim çalışanının mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.
Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Mülakatın olduğu yerde liyakat olmaz. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.
Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.
Bu taleplerimizin yerine getirilmesi için, üretimden gelen gücümüzü kullanarak uyarı niteliğinde bir eyleme imza attık ve 1 gün süreyle iş bıraktık, uyardık.
Tüm eğitim sistemi ve dolayısıyla ülkenin geleceği için sıraladığımız bu haklı taleplerin cevap bulmaması halinde, eylemliliğimizi artırarak sürdüreceğimizi ilan ediyoruz.”
Eyleme katılan öğretmenler, basın açıklamasının ardından hep birlikte davul-zurna eşliğinde halay çekti.