Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gündeme yönelik soruları cevapladı. Türkiye Yüzyılı'nın Türkiye'nin dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olacağı dönemin adı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar eserleriyle sürekli bir gayretin içinde olduklarını belirtti. Erdoğan, ”Eğer siz eserlerinizle halkın karşısında değilseniz halk size değer vermez. Bizim yaptıklarımızı halk 20 yıldır görüyor. Halk bunları eser olarak görüyor. Marmaray'ı görüyor, Avrasya Tüneli'ni görüyor. Bunları benim halkım bugüne kadar görmedi. Ama bunları bizimle yaşadı, gördü. Bunları yaptırmamak için ellerinden geleni yaptılar ama engel olamadılar. Türkiye Yüzyılı dediğimiz bir vizyon meselesidir. Biz bu vizyonla çok daha ileri adımlar atacağız. Biz milletimizle beraber yeni zaferlere inşallah ulaşacağız. Yaptığımız yatırımlarla küresel güç olmaya adım attık. Türkiye Yüzyılı, Türkiye'nin dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olacağı dönemin adıdır. İnanıyorum ki milletim yine AK Parti diyecek yine Cumhur İttifakı diyecek” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin kullandığı 'Yeter Söz Milletindir' sloganına tepki gösterdi. Erdoğan, ”Bunlarda utanma yok. Kalleşçe astıkları Menderes'in şimdi de sloganını çalıyorlar. Kendileriyle çelişmek muhalefetin her zamanki hali bunların istismar etmedikleri ne kaldı. Millet iradesine sahip çıkanlar bu sloganı kullanabilirler. Kalkmışlar binalarına bu sloganı asıyorlar. Binalara slogan asmakla olmaz. Önce gerçekten milli iradeye saygılı olmayı öğrenin. Milli olmayan yeter söz milletindir diyebilir mi? Oraya pankartı asabilir. Benim milletim size inanmaz ki. Siz milli değil gayri millisiniz. Bunlar milletin gönlüne girmenin değil şimdi de yeni bir şey öğrendiler Batı'dan aferin almanın peşindeler. Biz de CHP zihniyetine yeter söz milletindir, diyoruz ama hizmet söz konusu olduğunda, eser söz konusu olduğunda yetmez diyoruz” açıklamasında bulundu.

6'lı masanın aday açıklamasına yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlara 6 değil 7'li masa diyelim. 6 denildiğinde eksik oluyor. Nerede malum parti hep söylediğim gibi masanın altında. Kendilerince kapalı kapılar arkasında toplanıp toplanıp dağılıyordu. Seçim tarihi vermesek bunların aday çıkaracakları yoktu. Bırakalım adayı, aday açıklama tarihlerinde bile belirsizlik, tutarsızlık var. Biri 13 Şubat'ta diyor diğeri o tarihte açıklamak gibi bir planımız yok diyor. Aslında onlar için adaylarının kim olduğu belli değil. Onlar ipleri 7'sinin elinde bir kukla koymaya çalışıyorlar. Böyle bir aday modeli bu millete hakarettir. Bir de yıpranır diye adaylarını açıklamıyorlarmış. Siz aday bile açıklayamazken biz Türkiye Yüzyılı'na hazırlanıyoruz” diye konuştu.

"Yeniden adaylık önünde hiçbir engel bulunmuyor. Hukuka da anayasaya da uygun"

6'lı masanın kendisinin cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili açıklamaları sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu değerlendirmede bulundu: “Bunların anayasanın 101'nde ve ya diğer maddelerinde yeri yok. Biz bugüne kadar bu adımları atarken bunların aklı neredeydi. Biz Cumhurbaşkanı seçildik bunlar neredeydi. O zaman bunu hiç konuşmadılar. Şimdi konuşuyorlar çünkü çıkaracakları bir cumhurbaşkanı adayının silme şansı olmadığını görüyorlar. Milletimiz bizi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk Cumhurbaşkanı yaptı. Dolayısıyla yeniden adaylık önünde hiçbir engel bulunmuyor. Hukuka da anayasaya da uygun. Bu tartışmaları gereksiz buluyorum. Bunlar suyu bulandırma çabalarıdır. Milletimiz bizi tekrar aday da yapacak Cumhurbaşkanı da seçecek.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan 6'lı masanın Ortak Politikalar metnini eleştirdi. Erdoğan, ”Tam anlamıyla koalisyon sürecine dönüş söz konusu olacak. Bakan sayısı 35'ti. Böyle bir şey olamaz indirdik şu an bizim 17 bakanımız var. 35 bakanlıktan 17'ye kadar indirdik. O 7‘li masadakilerin çoğu bilir. Bunlar israfın tak kendisidir. Bu masa müdavimleri erken başladı ağlamaya. Bunların çünkü millet için dertleri yok. Hepsinin tek hesabı var yeni kuklamızı cumhurbaşkanı adayı yapabilir miyiz. Şu bakanlarını kurabilir miyiz. Koalisyon hükümetleri buna göre çok daha isabetli adımlar atma fırsatı yakalamış olabilir. Bunlar o fırsatı da bulamayacaklar. Benim milletim koalisyon hükümetlerinden ders aldı. 7'li masa Türkiye'ye bir şey hiç getiremez. Milletim de zaten onlara bu yetkiyi vermez. Milletim de onlara bu yetkiyi vermez. Benim vatandaşım ülkesini yönetme yetkisi vermez, vermeyecektir. Masadakiler ülkeyi götürse götürse eski günlerine götürür. Özlemleri, vaatler eski Türkiye. Tamamen siyaset mühendisliği üzerine kurulu derme çatma bir masa” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, ”7'li masa içinde otel lobilerinde IMF ile görüşenler var” dedi.

Çankaya Köşkü'nün aktif olarak kullanıldığını ifade eden Erdoğan, ”Çankaya Köşkü tarihine ve anlamına yakışır şekilde Cumhurbaşkanlığı tarafından değerlendiriliyor. Ülkemize milletimize hizmet etmeyi sürdürüyor. Cumhur İttifakı, birlik ve beraberlik anlayışının siyasetteki adresidir. Türkiye'nin bekası için yerli ve milli anlayışla siyaset yapan herkese kapımız açıktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi yarın evinde ziyaret edeceğini de duyurdu.
Başörtü düzenlemesini de içeren anayasa değişikliği ile ilgili acıkmalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Milletim kimlerin başörtüsü konusunda istismarcı olup olmadığını gayet iyi bilir. Biz bu konuyu büyük mücadeleler vererek çözdük. Partimiz kapatılmak dahi istendi. O zaman CHP başörtüsüne özgürlük gelmesin diye anayasa mahkemesine koştu. Bay bay Kemal bu işin başını çekti. Biz bu düzenlemeyi anayasayla güvence altına alalım istiyoruz. Merak ediyorum bu konunun çözümü için yola çıktık. Konu Mecliste çözüme en güzel çözümü sunacaktır. Aile kurumumuzu güçlendireceğiz, koruyacağız” şeklinde konuştu.

Seçme seçilme yaşını gençlerin siyasette aktif bir şekilde yer alabilmesi için düşürüldüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: ”Özellikle Türkiye Yüzyılı gençlerin yüzyılı olacak dedik. Gençleri seçimin kilitleri değil yol arkadaşımız olarak görüyoruz. Bizlerin gençliğini yoksulluk yokluklarla kuşattılar. Göreve geldiğimizde 30 yaş değil önce 25‘e indirdik. Bu yetmez dedik 18 yaşı seçme ve seçilme yaşı olarak parlamentodan geçirdik. O kadar ileri gittiler ki parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız dediler. Biz gençlerimize güvendik. Güvenmeye devam ediyoruz. Türkiye'nin en büyük gençlik hareketine sahip partisi şu anda biziz. Bizim şu anda üye sayımız 11 milyon 500 bin civarında. Bunların içinde 1 milyon 100 bini sadece genç. Böyle bir yapıya sahibiz” dedi.

EYT ile ilgili açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda çok kapsamlı bir çalışma yürütüldüğünü ifade etti. EYT konusunun yarın plan bütçe komisyonunda görüşülmeye başlanacağını bildiren Erdoğan, EYT kapsamında emekliliğe hak kazanan vatandaşlara ilk aylıklarının şubat ya da mart gibi bağlanabileceğini belirtti. Erdoğan, "Bir irade ortaya koyduk, bu irademizin arkasındayız” değerlendirmesinde bulundu.

Dünyada faizin sürekli yükseltildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizle ilgili tutumuna ilişkin, ”Ben de tam aksine faiz indirme mücadelesi verdim. Biz de faiz yüzde 9 bunu daha da düşüreceğiz. Benim inancım şu başbakanlığım döneminde biz faizi 4.6'ya indirdik. Faiz ve enflasyon doğru orantılıdır, faiz sebep enflasyon neticedir. Alansa benim alanım ekonomi. Uluslararası bir çok toplantıda bu tezimi savundum. Biz yine indireceğiz dedik 86'lardaydı 64'e düştü. Daha da düşecek. Kalıcı fiyat istikrarını tesis edeceğiz. Tüm mesele istikrarımızdır, güvenimizdir. 2022'de toplam bütçe giderimiz 2 trilyon 941 milyar lira oldu. Bütçe gelirimiz ise 2 trilyon 802 milyar lira olarak gerçekleşti. Bütçe açığımız yılın tamamında yalnızca 139,1 milyar lira oldu. Toplamda 171,8 milyar lira faiz dışı fazla verdik. COVID-19 salgını, emtia ve enerji fiyatlarındaki artışlara rağmen 4 yılın ardından yeniden faiz dışı fazla vermeyi başardık” şeklinde konuştu.

Bütçe açığını 2002 yılında yüzde 11,1 seviyesinden devraldıklarını söyleyen Erdoğan, bu açığı 2022 yılında yüzde 1'e düşürdüklerini belirterek, "Bu yıl ayrıca faiz harcamalarının bütçe içindeki payını da azalttık.. Bütçede yakaladığımız güçlü gelir performansını sağlamak için ne vergi artırdık ne yeni vergi getirdik. Tam aksine yükleri düşürdük. Uluslararası kuruluşlar büyümeyi de açıklıyorlar. Şu anda büyümede 5,5'i yakalamış durumdayız” açıklamasını yaptı.

İkinci el konutlarla ilgili destek olmak için bir çalışmanın ayrıca yapılacağını açıklayan Erdoğan, ”Projenin planlama aşaması devam ediyor. Önceliği ilk evini alacaklar vatandaşlarımıza yeni konut arzına veriyoruz. Bununla birlikte üretim ve istihdamı da artırmak istiyoruz. Bu tabii seçim sonrası atılacak bir adım. Bizim tabii bu konuda ciddi bir tecrübemiz var. Orta gelirliye destek olacağız dedik, yaptık. 21 ilde Roman vatandaşlarımıza özel proje için hazırlık yapıyoruz. Her vatandaşımızı uygun ödeme koşullarıyla ev sahibi yapmak istiyoruz. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı konut projesini yaptık. Bunu ilk biz yaptık ve 20 yıldır da yapıyoruz. Yeni projeleri de hayata geçirmekten geri durmayacağız” ifadelerini kullandı.

2023'ün ilk çeyreğinde Karadeniz gazını vatandaşlarla buluşması için tüm çalışmaların 7/24 esasıyla devam ettiğine dikkat çeken Erdoğan, sahada yaklaşık 10 bin kişi çalıştığını, denizde 50'den fazla geminin operasyonlarını sürdürdüğünü kaydetti. Derin denizde boru ve kordon bağı seriminin tamamlandığını söyleyen Erdoğan, ”Derin deniz ana kordon hattının nihai etütlerine de başlandı. Yavuz ve Kanuni gemileri kuyuların alt ve üst tamamlama işlemlerini gerçekleştiriyor” dedi.

İsveç'in NATO'ya üyelik başvurusu sürecini terörizmle mücadelede kapsamlı bir işbirliği tesis edilmesi için bir fırsat olarak gördüklerini ifade eden Erdoğan, ”Bize 127 teröristi iade edin dedik İsveç, anayasa değişikliğini yaptıktan sonra biz süreci işleteceğiz, dedi. Sayın Başbakan geldi gayet güzel görüşmelerimiz oldu. Yeni İsveç hükümetinden aldığımız mesajlar, İsveç'te terörle mücadele anlamında bir anlayış değişikliğinin başlayabileceğine işaret ediyordu. Ancak verilen taahhütlerin yerine getirilmediğini gördük. Terör örgütü faaliyetlerinin devam ettiğini gördük. Geçtiğimiz haftalarda yaşananlar ortada. Bu eylemlerin failleri hakkında soruşturma açılmasına dahi gerek duymadılar. İsveç, terör örgütleri mensuplarının güvenli limanı haline geldiği gerçeğiyle yüzleşmelidir. Mutabakat zaptı bizim yol haritamızdır. Buradaki taahhütlerin eksiksiz yerine getirilmesi önceliğimizdir” ifadelerini kullandı.

Avrupa'da ve İskandinav ülkelerinde son dönemde artan İslam karşıtı söylem ve eylemlerden de endişe duyduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılan saldırıya İsveç'in seyirci kalmasını kabul edemeyiz. Sonrasında Hollanda'da benzer bir eylemin yapılmasını da tesadüf olarak görmüyoruz. Kutsal değerlerimize hakaret eden bu eylemlere duyarsız kalınması, güvenlik güçlerinin bunları kordon altına alması neyle izah edilebilir? Bizler bunları en güçlü şekilde kınadık. Bunu İsveç'in halletmesi lazım. İsveç'ten ülkede yaşayan tüm grupların inançlarına saygı göstermesini ve terörle mücadele konusunda samimi adımlar atmasını bekliyoruz. An itibarıyla İsveç'in NATO üyeliğine sıcak bakmıyoruz. Öte yandan Finlandiya'nın durumunu farklı değerlendiriyoruz. Finlandiya eğer şu an olduğu gibi süreci işletirse parlamentomuz açık olduğunda üzerimize düşeni yerine getiririz” dedi.

Türkiye'nin terörle mücadelesinin Suriye'nin toprak bütünlüğüne de katkıda bulunduğunu söyleyen Erdoğan, . Rejimin bunu farkına varması gerektiğine dikkat çekti. Suriye'nin geleceğinin ipotek altına girmemesi için terör örgütlerinin tutumuna karşı mücadele edilmesi gerekliliğine vurgu yapan Erdoğan, şunları söyledi:

“Biz Suriye'nin kuzeyinde tavizsiz yolumuza devam ettik. Kademeli dediğimiz olayda da Rusya-Türkiye-Suriye olarak üçlü bir toplantı düzenleyelim ve istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin bu işin başarıyla sonuçlanmasıyla da Dışişleri bakanları bir araya gelsin, nihayetinde de liderler bir araya gelsin. Bu gelişmelerden de İran'ı haberdar edelim dedik. Biz her anlamda ulusal güvenliğimizi koruma anlamında gereken önlemi alırız. Geri dönüşlerin güvenli olması gerekiyor. Biz o briket evleri boşuna yapmadık. İstedik ki gönüllü dönüşler başlasın ve Suriye'de BM ilkeleri temelinde geri dönüşlerin sağlanması için şartların oluşturulması gerekiyor. Bu da başladı. Şu anda 400-500 bine yakın mülteci Suriye'ye dönmeye başladı. Rusya ve Ukrayna liderleriyle ihtiyaç anında sık sık görüşüyorum. Lider diplomasisi dediğim bu görüşmelerde onlar da arzulu. Bu görüşmeleri yapmazsak netice almamız mümkün değil. Kişisel ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu da bu süreçte dünya görmüş olmalı. İnisiyatif alma konusunda hiçbir Avrupa ülkesi bizim kadar cesur olamadı. Tahıl koridoru, esir değişimi, nükleer santralin güvenliği ve insani yardımlar konusunda hep çözümün bir parçası olduk. Arabuluculuk görevini üstlenmeye her zaman hazırız. Barışa dair umutlarımı kaybetmiş olsaydım; tahıl koridoru açılmazdı, esir değişimi yaşanmazdı. Yunanistan'ın son dönemde Türkiye'ye yönelik tutumunun izahı da kabulü de mümkün değil. Bu tutum, komşuluk ilişkilerine de müttefikliğe de aykırı. Yunanistan'ın esas rahatsızlığı Türkiye'nin küresel düzeyde yükselen profili. Yunanistan'ın hukuk dışı adımlarına verdiğimiz yanıtlar karşısında çaresiz kalan Yunan tarafı akıl dışı yöntemlere sığınıyor. Yunanistan'ın hava ihlali iddialarını dayandırabileceği bir temel yok. Asıl Yunanistan, hava sahamızı, uçaklarımızı ve balıkçılarımızı taciz ederek tansiyonu yükseltiyor. Bu eylemleri hava kuvvetlerimiz ve sahil güvenliğimiz yanıtsız bırakmıyor.”

Türkiye'nin savunma sanayi başarısının Yunanistan'ı rahatsız ettiğini ifade eden Erdoğan, ”‘Tayfun' deyince panikliyorlar. Biz kendi hazırlıklarımızı yapmayacak mıyız? Şu anda 560 km menzili var ama ben diyorum ki bu yetmez. Bunu 1000 km'ye çıkaracaksınız. Bizim attığımız adım bu. Ülkemizin güvenliğine yönelik eylemlere karşı elimiz bağlı oturmamız mümkün değil. Bunlara cevap vermeyi sürdüreceğiz. İHA'larımız, SİHA'larımız, Akıncı'larımız ve hepsinden öte KIZILELMA'mız bunlar önemli. İnşallah GÖKBEY de geliyor. Tüm bunlarla beraber silahlı kuvvetlerimiz çok güçlü hale gelecek. Ben bu muhalefeti anlamış değilim. Bu yaptıklarımız ülkemizi korumak için. Bunların adı üstünde ‘savunma' sanayii. Bunları yaparken onlardan izin mi alacağız? Onlar da bu yaptıklarımızı beğenecekler. Biz savunma sanayiinde ciddi manada ihracat yapıyoruz. İhracatta da iyi bir yere yerleştik. İktidara geldiğimizde hedefimizi tam bağımsız savunma sanayii olarak belirlemiştik. Şimdi bunu adım adım gerçekleştiriyoruz. Bunda emeği geçenleri tebrik ediyorum. Başta Baykar olmak üzere, TUSAŞ olmak üzere. Benim ülkem bu muhalefetin anlayışına kalırsa bir toplu iğneyi bile üretemezler. Ama artık onların hepsi geride kaldı. Savunma sanayii sektöründe 2002'de 56 firma faaliyet gösterirken bugün bu sayı 2 bin 705'e yükseldi. Burada çeşitliliğin ve rekabetin önünü açan biz olduk” dedi.

Şu an itibarıyla 10-15 ülkenin parlamentosunun Nobel Barış Ödülü adaylığıyla ilgili bir adım attığını söyleyen Erdoğan, “Karşımızda İsveç var. Onlar bu konuda nasıl bir tavır takınırlar bunu bilemem. Rusya-Ukrayna savaşında attığımız adımlar ve elde edilen başarı dünya barışına katkı sağlamakta. Bölgemizde ve ötesinde her zaman barış, huzur ve istikrar için durmadan gayret göstermeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

Erdoğan, bir soru üzerine “Atarken en çok heyecan duyduğum imza Ayasofya. Açmak bize nasip oldu. Üstat Necip Fazıl'ın o kararlılığını orada yaşadık. Ayasofya'yı açmak Allah'a hamdolsun bize nasip oldu. Nasıl duygulanmayayım” dedi.

Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Erbakan hocamızın vaatlerini gerçekleştirmiş olmamıza rağmen şu anda birilerinin farklı zeminde, bu adımlara karşı olanlarla birlikte olmaları insanı ciddi manada yıkıyor."