TRABZON (AA) - ENES SANSAR - Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi akademisyenleri, gemilerin yüzerken denge sağlamak için kullandığı suyla canlıları başka bölgeye taşıma olasılığını ortadan kaldırılacak proje geliştirildi.

Vezirköprü Meslek Yüksekokulundan "Geleceğe Nefes İnsanlığa Nefes" kampanyasına destek Vezirköprü Meslek Yüksekokulundan "Geleceğe Nefes İnsanlığa Nefes" kampanyasına destek

Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesinde görevli Doç. Dr. Emre Peşman, Doç. Dr. Hasan Ölmez, Dr. Öğr. Üyesi Hasan İslam Çopuroğlu ve Dr. Öğr. Üyesi Zeki Şener, gemilerin balast suyuyla (yüksüz durumda denge ve manevra kontrolü için taşınan deniz suyu) balık, yosun, mikroorganizma gibi türlerin deniz canlılarına zarar verebilecekleri bölgelere taşınmasını önlemek için çalışma başlattı.

Yaklaşık bir yıllık çalışmayla "Gemilerde Denge Kontrolüne İlişkin Bir Sistem" adlı projeyi hazırlayan akademisyenler, gemilerin "borda" denilen yan alt kısımlarındaki bölüme alınarak yolculuğun bittiği yere bırakılan suyun, yol boyunca akışkanlığını sağlayıp başka bölgeye taşınmasını durdurmayı hedefliyor.

Türk Marka ve Patent Kurumuna (TÜRKPATENT) yaptıkları patent başvurusu kabul edilen akademisyenler, kurumun düzenlediği ISIF'24 Uluslararası Buluş Fuarı'nda altın madalya kazandı.

Proje ayrıca Japonya'daki Japan International Cooperation Agency'e (JICA) bağlı Japan Patent Office'ten (JPO) de patent aldı.

Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Emre Peşman, AA muhabirine, denizlerdeki tehlikeli ya da farklı bölgelerdeki türlerin diğer bölgelere taşınmasını engellemek amacıyla bir sistem önermek istediklerini söyledi.

Tehlikeli türlerin gemilerle nasıl taşındığını anlatan Peşman, "Gemi aldığı yükü A limanında boşaltıyor, B limanına dönmesi gerekiyor. Yükü boşalttığında onu dengelemek için balast o bölgeden su almak zorunda kalıyor. Bu suyu gemi gidip farklı bir limanda ya da denizin ortasında boşaltabiliyor, böyle olunca da tehlikeli türleri başka bölgeye boşaltma riski söz konusu olabiliyor." bilgilerini paylaştı.

Peşman, normal bir geminin balast tankı çalışma prensibinden daha farklı bir yöntem uyguladıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Tanklarımızın içerisine su doldurmak yerine, dolan suyun gemi içerisinde sürekli akış göstermesini ve baş tarafından girip kıç tarafından çıkmasını hedefledik. Biz geminin borda tankları üzerine yoğunlaştık. Burada gemi hareket ederken baş tarafında negatif basınç, kıç tarafında pozitif basınç oluşuyor, bu da suyun geminin içerisindeki kanallar boyunca akmasını sağlıyor. Böylelikle biz ekstra bir pompa kullanmak zorunda kalmıyoruz. Gemimizin kendi hızından dolayı kanallar içerisi de bir akış sağlıyoruz."

Sistemin şamandıra şeklinde hareketlerle geminin kaldırma kuvvetinden yararlanılarak çalıştığını kaydeden Peşman, bu şekilde yakıt ve enerjiden de tasarruf edildiğini aktardı.

Peşman, uluslararası alanda da bu tür çalışmaların yapıldığını, kendi buluşlarının hem ekonomik hem de daha kullanışlı olduğunu ifade etti.

- Projeye ulusal ve uluslararası patent alındı

Projelerine ulusal ve uluslararası alanda patent aldıklarını belirten Peşman, "İlk önce ulusal patente başvurduk ve kısa sürede aldık. Daha sonra bu projeyi hayata geçirebiliriz umuduyla Japonya'daki bağlantılarımızla uluslararası patent de aldık." dedi.

Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasan Ölmez ise bir yük gemisinin taşıdığı yükün yüzde 35'ine kadar potansiyele sahip balast suyu taşıması için tanklar inşa ediğini belirterek, şunları söyledi:

"Bu yüzde 35'lik kısımla 100 ile 400 ton aralığında yabancı organizma ve türler de içeren suyu kastediyoruz. 400 tona yakın su ve bunun içerisinde farklı farklı türler, gözle göremediğimiz mikroorganizmalar barındıran sudan bahsediyoruz. Aslında dengeyi sağlayan bu suyu bir yerden getirip başka bir yere bırakmamayı hedefledik. Arıtılsa bile düzgün arıtılmayan suyu hiç taşımamak, olduğu yerde bırakmak için başından girip kıçından çıkacak şekilde lokal denizde bu denge kontrolünü sağlayabilmek aslında nihai amacımız."


Kaynak: aa