Eğitim-Sen Çorum Şubesi yönetici ve üyeleri, Müjgan Şah Düğün Salonu’nda canlı müzik eşliğinde düzenlenen yemekli gecede bir araya geldi.

Geceye; CHP İl Başkanı Av. Dinçer Solmaz, CHP Merkez İlçe Başkanı Av. Utku Ulaş Taşar, il-ilçe yöneticileri, Emek Partisi yöneticileri, Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı Uğur Demirer, belediye meclisi üyeleri, muhtar adayları, bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, KESK’e bağlı sendikaların şube başkanları ile çok sayıda sendika üyesi ve davetli katıldı.

Dayanışma gecesi sırasında; yıl içerisinde emekli olan öğretmenler de unutulmadı. Eğitim-Sen Şube Başkanı Kenan Sırma ve sendika yöneticileri, emekli öğretmenlere plaket verdi. Sendikanın yeni üyelerinin de tanıtıldığı etkinlikte katılımcılar canlı müzik eşliğinde halaylar çekerek eğlendi.

Gecenin açılış konuşmasını yapan Şube Başkanı Kenan Sırma, “Dün bileğimizi bükmek isteyenler bugünde değişmedi, mücadelemiz de sürüyor ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” dedi.
Kenan Sırma, konuşmasında özetle şu ifadelere yer verdi:

Eğitim Sen, eğitim ve bilim emekçilerinin eğitimde ve toplumsal yaşamda oluşturulmak istenen karanlığı yırtan fiili mücadelesi sonucunda okullarda, üniversitelerde, eğitim kurumlarında inşa edilmiş, eğitim ve bilim emekçilerinin sesi, taleplerinin takipçisi olarak savunduğu ilkelerden ve  mücadeleci kimliğinden ödün vermeden 29 yılı geride bırakmıştır.

Eğitim Sen, mücadele tarihi boyunca eğitimi ve toplumsal yaşamı kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda düzenlemek isteyenlerin karşısındaki, örgütlü duruşuyla bilinen ve tanınan bir sendikadır. Eğitim Sen fiili-meşru mücadele anlayışıyla ülkenin dört bir yanında işyerlerinde, eğitim kurumlarında yaşanan haksızlıklar, hukuksuzluklar ve baskılar karşısında savunduğu ilke ve değerlerinden güç almış, nokta kadar çıkar için virgül kadar eğilmeyenlerin sendikası olmuştur.  
Eğitim Sen’in mücadele tarihi içinde isimler ve yüzler değişse de savunulan ilke ve değerler hiçbir zaman değişmemiştir. Okullarda, üniversitelerde, tek tek işyerlerinde ve alanlarda, meydanlarda, yaşamın her alanında dostluğu, dayanışmayı ve umudu büyütmeye devam ediyoruz. Çocuklarımıza ve öğrencilerimize verdiğimiz sözleri hiçbir zaman unutmadığımız gibi, onlara onurlu bir gelecek bırakmanın sorumluluğunu her zaman hissediyoruz.  

Eğitim Sen, geçtiğimiz 29 yılda sadece sendikal hakların değil, aynı zamanda emek, demokrasi ve barış mücadelesinin öznesi olmuş, her türlü anti-demokratik uygulamanın, baskıların ve her türlü ayrımcılığın karşısında yer almıştır.

Eğitim ve bilim emekçilerinin ekonomik, sosyal ve sendikal haklarının, demokrasinin, emeğin ve eşit haklar mücadelesinin en örgütlü sesi olan Eğitim Sen, eğitim ve bilim emekçilerinin örgütlenme ve mücadele geleneğinin Türkiye’deki biricik temsilcisi olmanın haklı gururunu yaşamaktadır. 

Eğitim sisteminde yaşanan dönüşümler, içinde bulunulan ekonomik, toplumsal ve siyasal sistemin gelişim süreçlerinden ayrı ya da bağımsız değildir. Bu nedenle Türkiye gibi ülkelerde laiklik ve laik bilimsel eğitim mücadelesi, okulda ve toplumda yürütülen başta çocuk hakları olmak üzere temel haklar, eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesinden ayrı ele alınamaz. 

Eğitim sistemi ve okullar ya tamamen egemen ideolojiye teslim edilecek ya da çocuk ve gençlerin nasıl bir eğitim alması, nasıl bir toplumda yaşaması isteniyorsa, onun için mücadele edilecektir. Eğitim Sen olarak önümüzdeki dönemde bu mücadelenin en önünde yer almayı sürdüreceğimiz bilinmelidir.
Bizim mücadelemiz aynı zamanda, düşünceyi ifade ve örgütlenme özgürlüğünün sağlanması, farklı kimlik ve kültürlerin kendilerini özgürce ifade edebildiği ve kamusal alanda kendisini temsil edebildiği gerçek anlamda laik ve demokratik bir Türkiye yaratılması mücadelesidir. 
Eğitim ve bilim emekçilerinin kazanılmış haklarının ortadan kaldırılmasına, eğitimde yaşanan dinselleşme uygulamalarına, eğitim ve yükseköğretim hizmetlerinin adım adım ticarileştirilmesine karşı herkes için eşit, parasız, bilimsel, laik ve anadilinde eğitim mücadelemiz kararlılıkla sürecektir.  
Gerek ekonomik ve demokratik haklarımız gerekse örgütlü mücadelemiz açısından ülke tarihinin en zorlu dönemlerinden birini yaşadığımız bugünlerde, sendikamızın burada bulunan herkesin onurlu ve direnç dolu mücadele azmine ihtiyacı vardır. Bizler bilimden, laiklikten; emek, barış, demokrasi ve özgürlükten yana eğitim ve bilim emekçileri olarak haklarımıza ve geleceğimize ne kadar sahip çıkabilirsek, iş yerlerimizde eğitim ve bilim emekçilerini ortak talepler etrafında ne kadar birleştirebilirsek o kadar güçlü ve dirençli oluruz.”

Kaynak: Yayla Haber