Hayat hızla devam ediyor biri ahirete giderken, diğeri dünyaya geliyor. Memuriyette de böyledir. Gençler okulu bitirip ‘ah bir memur olsam’ diye dua ederken, çalışanlarda bir bir emeklilik merdivenine doğru yaklaşırlar. Lakin bizim ülkemizde emeklilik biraz zor gibi geliyor. Çünkü hangi emekliyse oturup sohbet etsem, ‘’Sakın mecbur kalmadıkça emekli olma. Ben oldum çok pişmanım. Hem maaşım düştü, hem de vakit geçmiyor. Akşama kadar hanıma kaynanalık yapıyorum. Şimdiki aklım olsa kovuluncaya kadar beklerdim’’ diyorlar. Tabi bu görüş kişiden kişiye değişir ama biraz haklılık payı da var gibi geliyor. Çünkü bizim ülkemizde emekli olanlar çalışırken belirli bir birikim yapamadıysa ekseriya ikinci bir ek iş peşinde koşuyorlar. Diğer taraftan meşguliyet olmadığı için yalnızlaşıyorlar. Emekli oldukları kuruma bir yıl içerisinde belki birkaç defa uğruyorlar amma zaman geçtikçe bu da yavaş yavaş bitiyor. Ben emekli olanların daireye geldiğini hiç görmüyorum. Çünkü mesai arkadaşları değişiyor yerine gelenler belki arzu ettiği şekilde ilgi alaka göstermiyor. Netice de o da eller gibi yabancılaşıyor. Evet, yıllarca çalıştığı kuruma birkaç ay da yabancılaşıyor…
‘’Yaşlıların duvarda gördüğünü gençler aynada göremez’’ sırrınca hem istifade etmek hem de emeklilere değer vermek adına zaman zaman faydalanılabilir. Okuldan emekli olmuş bir müdür genç öğretmenlerle, emekli öğretmenler ise öğrencilerle buluşturulabilir. Bırakın bir ders boşa gitsin ama o emeklinin paylaşacağı bir iki anısı bile ömür boyu o öğrencilere ışık tutacaktır. Bu emeklilerden faydalanma memurdan amire, imamdan öğretmene, mühendisten sağlıkçıya, başkandan milletvekiline kadar, her kurum için düşünülebilir. Aynı zamanda emekli vatandaşta kendisine değer verildiğini düşünür ve mutlu olur. Çeşmeden su taşırken yeni kovalar suyu damlatmaz lakin eski kovalardan damlayan sular da yol kenarında kurumaya yüz tutmuş otları kurutmaz. Onun için eskimiş kovaları atmayalım… Değerlendirelim… Neticede hepimiz eskimeye adayız… Ne dersiniz efendim, haksız mıyım? Haklı isem gereği yapıla. Yok eğer haksız isem bu fikirlerimde çöpe atıla…
*
EMEKLİ
Listeden ismin silinir
Kapıdan levhan kaldırılır
Veda yemeği ile uğurlanır
Sonra biraz zaman geçer
Mesai arkadaşların değişir
Çalıştığın kurum da yabancılaşır
Sende olursun emeklim, eller gibi
Yıllar geçer, bir uğrayım dersin şuraya
İlgi görmeyince başlarsın vızıldamaya
Lakin, kimsecikler artık dinlemez seni
Tükenmiştir kredin, olmaz işler eskisi gibi
Derinden bir ah çekip, çıkarken o mekândan
Dersin, bu hale düşecek miydi, şu adam
Demek, saygı- hürmet makamaymış ulan
Hani, nerede etrafımda pervane olan
Şu dünyada her şey yalanmış yalan
Bende nasihat edeyim varsa alan
Biz aldandık, bari siz aldanman
Hele çalışırken olmazsa iyi bir itibar
Emekli olunca kapanır bir bir kapılar
Sonra da zoruna gider, o yalnızlıklar
Ve gözlerden süzülür damlacıklar
Akabinde derinden gelen ahlar!
*
HATIRLATMA: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 666 adet farklı nasihatin yer aldığı ‘’Mahirane Söylemler’’ kitabımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek benden imzalı olarak (okunsun diye maliyetine 30 TL) / temin edebilirsiniz.