Söz konusu yazının yayınlandıktan sonra yoğun bir etkileşim aldığını aktaran Karaçam, arayanlar arasında yer alan 27. Dönem AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu’nun söyledikleri ve paylaştıklarının son derece dikkat çekici ve etkileyici olduğunu ifade etti.
Karaçam yazısının detayında vekilliği döneminde bu konu üzerinde ciddi çalışma yapan Erol Kavuncu'nun çalışmalarına dikkat çekti. Kavuncu'nun söyledikleri ve paylaştıklarını son derece dikkat çekici ve etkileyici bulan Karaçam, yazısının ilgili kısmında şu ifadelere yer verdi:
Arayanlar arasında 27. Dönem AK Parti Çorum Milletvekili Sayın Erol Kavuncu Bey’in söyledikleri ve paylaştıkları son derece dikkat çekici ve etkileyici.
Vekilimiz şöyle diyor:
“21 Ağustos 2024 günü Haber 7 sitesinde “Dijital Bağımlılık, Ailemiz ve Risk Haritaları” isimli makalenizin özellikle son bölümünde altını çizdiğiniz aile, anne, ev hanımları konusunda TBMM Kanunlar Prensipler Daire Başkanlığı ve birçok kurumla da görüşüp, teknik yardım alarak 2019 milletvekilliğimizin ilk yılından itibaren konuyla ilgili olarak prosedür gereği Grup Başkanı Naci Bostancı Bey’e götürdüm.
O zaman grup başkan vekillerimizden bu işlere bakan Mehmet Muş’la görüştüm.
Sonrasında, Grup Başkanı İsmet Yılmaz, Mustafa Elitaş beylerle de görüştüm.
Zamanın Aile Bakanlığı bu işin olmaması için kırk dereden kırk su getirdi.
Maalesef tüm çabalarımıza rağmen meclis gündemine getiremedik.
Maalesef bugün gelinen nokta da burası…
- Erol Kavuncu, 27. Dönem AK Parti Çorum Milletvekili.”
Erol Bey’in gönderdiği ve meclis gündemine aldıramadığı teklif metnine bakınca açıkçası aklıma şunlar geldi;
Birincisi, aklın yolunun gerçekten de bir olması.
İkincisi, meclisteki bazı dostlarımız, varoluşsal tehditlerimizi önceden algılayacak ufuk bakımından; İstanbul’a her köprü ve küresel çapta havaalanı, Marmaray gibi projeler yapıldığında, engel olmak için sokakları savaş alanına çeviren muarızlarımız gibi davranmışlar.
Erol Kavuncu Bey diyor ki:
“…Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre annelerin ve ev kadınlarının çalışan kadınlara oranla neredeyse hiçbir itibarı ve anlamı yoktur. (..)
Kız öğrenciler arasında yapılan bir araştırmada, bir kadının kariyer ve özgürlüğüne giden yolda ev kadınlığının ve anneliğin engel olarak görüldüğü sonucu çıkmıştır. (…)
Ev hanımı olmak ve toplumun geleceği olan çocukları gerektiği gibi yetiştirmek çok büyük gayreti, bilgiyi, sevgiyi ve vizyonu gerektirir.
Anne ile çocuğun bir arada olması hem anne için hem de çocuk için faydalı ve gereklidir. Her ikisinin psikolojisinin bundan olumlu etkileneceği açıktır.
Annenin, topluma mutlu bireyler kazandırmak için yaptığı büyük fedakârlık toplum tarafından görmezden gelinemez.
Akademik eğitimin meslek edinmek, kültürlü olmak, yaşadığı dünyayı anlamaya çalışmak, bilinçli bir birey olmak gibi amaçları vardır. Ev kadını mesleğini seçmek de diğer meslekleri seçmek gibi bireysel bir tercihtir."
Bu teklifin özeti ve detayları da link olarak bende mahfuzdur, isteyenlere verebilirim.
Şunu bütün açıklığıyla söylemeliyim: Maksadım hiçbir kişiyi, kurumu ve fikri karalamak değildir. Başkanımızın her fırsatta vurguladığı gibi aile bu ülkenin temelidir ve hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. İçimiz kanayarak şahit oluyoruz ki sosyal medya, evlilik ve çalışma hayatının zorlukları, başka bir zorlu “iş” olan anneliği yıpratıyor, dolayısıyla annelik ve ev kadınlığı genç kızlarımız tarafından tercih edilmiyor.
Bu sebeple;
1- Evlilikler sürekli erteleniyor ve giderek azalıyor.
2- Boşanmalar hızla artıyor.
3- Çok sert bir düşüşle genç ve enerjik nüfusumuz düşüyor veyaşlanıyoruz.
4- Gençlerimiz ve çocuklarımız başta dijital olmak üzere bağımlılık üreten çeşitli bataklıkların pençesinde kıvranıyor.
5- Ne yazık ki kadın cinayetlerinin ardı arkası kesilmiyor.
Bütün bu ve benzeri üzücü durumlar Avrupa ülkeleri seviyesine gelmeden tedbir almalıyız.
Bu tedbirler de hastalıklar ortaya çıktıktan sonra alınacak tedbirler değildir ve olmamalıdır.
Bütün bu hastalıklar daha aile ortamında iken bilgili, donanımlı, erdemli, eğitimli, moral değerleri yerinde, ekonomik olarak gelecek endişesi taşımayan ve fedakarlığı tartışmasız olan anneler tarafından frenlenip, yok edilebilecektir.
Yanılmıyorsam buna sağlık sektöründe “Koruyucu Sağlık Hizmeti” deniyor. Ailede de anne bu hizmeti verirse sağlıklı bir toplum ortaya çıkacaktır.
Daha önce söylediğimizi tekrarlayarak bitiriyorum:
Çocuğu anne şefkatinden, kokusundan, sıcaklığından, sevgisinden ve merhametinden uzaklaştıran seküler anlayışı; bakıcı, kreş ve benzeri Batıcı yaklaşımları terk etmeden sivrisineklerle uğraşırsınız.
Benden söylemesi.