Son depremler harekete geçirdi! 2 deprem uzmanı 'o' noktayı işaret etti: 'Asıl hasar tsunami...'
Akdeniz, son haftada 4'ten büyük 2 depremle korku dolu anlar yaşadı. Bölge için oldukça endişe vericiydi. Bu depremlerin Antalya'ya ve Adana'ya oldukça yakın olması da endişeleri artırdı. Hal böyle olunca bu 4 büyüklüğündeki depremlerin büyük bir depremin habercisi olup olmadığı ve 'asıl tehlikeyi' 2 deprem uzmanı masaya yatırdı
Abone Ol
Akdeniz, 9 Ağustos tarihinden beri her gün 4'ten büyük depremler üretti. Son olarak aynı gün içerisinde Girit, Akdeniz ve Antalya AFAD ve Kandilli'nin de yakın takibine giren depremler, Adana başta olmak üzere neredeyse tüm Akdeniz illerinden hissedildi.
Akdeniz ve Ege, deprem uzmanı Celal Şengör'ün aktardıklarına göre dünyanın en çok aktif fayının bulunduğu bölgelerin başında geliyor. En az Japonya'da yaşanan deprem kadar Ege ve Akdeniz'de de deprem yaşanması ihtimali bulunuyor.
Ancak son yaşanan depremlerin sayısı bir haftada 15'i geçince bölgede yaşayan halk kadar deprem uzmanları da harekete geçti. Özellikle Antalya ve Adana'da meydana gelen depremlerin ardından iki deprem uzmanı hayati öneme sahip uyarılar yaptı.
Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Utkucu ve Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi, Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen söz konusu sarsıntılar hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
TARİHSEL SÜRECİ KARANLIK
Milliyet Gazetesi'nden Zeynep Dilara Akyürek'in haberine göre, Türkiye’nin pek çok noktasında olduğu gibi, Antalya da pek gündeme gelmemiş olsa de deprem bölgesi. Doç. Dr. Bülent Özmen Antalya’nın ve Akdeniz’in deprem geçmişini açıkladı. Ne yazık ki bölge yıkıcı depremlerle çok kere sarsılarak kayıp verdi. Son olarak 6 büyüklüğündeki 2021 Girit depremi, 27 Eylül 2021 tarihinde Girit adası açıklarında kaydedilmiş ve 1 kişi yaşamını yitirmişti. 2021’deki bu deprem, Girit'in idari merkezi olan Kandiye'yi son yüz yıl içinde vuran en büyük depremdi ve tabii ki tek değildi. Akdeniz kıyıları yıkıcı deprem üretme potansiyeline sahip pek çok fayın bulunduğu bir nokta. Doç. Dr. Bülent Özmen, Antalya’nın da içinde bulunduğu tehlikeli bölgeyi şöyle anlattı:
"Antalya ve çevresinde deprem üretme potansiyeli olan çok sayıda fay var. Bu faylar Fethiye-Burdur Fay Zonu, Helenik-Kıbrıs Yayı, Kırkkavak ve Aksu fayı olarak sıralanabilir. Antalya Körfezi içinde ve Ege Denizi içinde de çok sayıda ve Antalya’yı etkileme potansiyeli olan aktif fay var. Tarihsel dönemde yani 1900 yılı öncesinde 1459, 1743, 1851 yıllarında Antalya’yı etkileyen depremler meydana geldi. Antalya il sınırları içinde bulunan birçok tarihi eserde de bunların izlerini görmek mümkün. Aletsel dönemde yani 1900 yılı sonrasında, 30 Nisan 1911’de 6.0, 3 Ekim 1914’te 6.6, 1 Mart 1926’da 6.0, 18 Mart 1926’da 6.5, 5 Haziran 1927’de 6.1, 11 Eylül 1930’da 5.9, 24 Nisan 1957’de 6.5, 25 Nisan 1957’de 6.7, 23 Mayıs 1961’de 6.2, 12 Mayıs 1971’de 5.8, 30 Nisan 1975’te 5.9, 28 Mayıs 1979’da 6.0, 1 Ekim 1995’te 6.1 büyüklüğünde olmak üzere, Antalya’yı etkileyen çok sayıda deprem meydana geldi. Bu verilere baktığımızda Antalya’yı yakın tarihte etkileyen en önemli depremin 24 Nisan 1957 (Mw 6.5; Ms 6.8) ve 25 Nisan 1957’de (Mw 6.7, Ms 7.1) meydana gelen Fethiye depremleri olduğu görülüyor."
‘ASIL HASAR TSUNAMİ KAYNAKLI’
Deprem hususunda en problemli illerin başında gelen Antalya'yı da hiçbir zaman unutmamak gerekiyor. Özellikle dalma batma zonu ile Afrika levhasının sıkıştırması Antalya başta olmak üzere birçok Akdeniz ilimizi de deprem açısından tehdit ediyor. Bu noktada iki deprem uzmanı da Antalya ve Akdeniz kıyıları için deprem tehlikesi kadar tsunami için de uyarılarda bulunuyor. 1900’den önce yani tarihsel dönemde yaşanan depremlerde dikkat çeken ‘tsunami’ detayı pek de hafife alınmamalı.
Sadece deprem konusunda değil tsunami tehlikesinin de büyük bir tahribata neden olabileceğini aktaran Prof. Dr. Murat Utkucu, “Girit Adası civarında meydana gelebilecek depremlerin Antalya ve civarını kuvvetli yer hareketleri ve oluşturabilecekleri tsunamilerle etkileme olasılıkları var. Girit Adası batısında meydana gelen ve büyüklüğünün 8.3 olduğu tahmin edilen 21 Temmuz 365 Depremi düşünüldüğünde büyük depremlerin yer hareketlerinden çok güçlü olmasa da güçlü şekilde etkilenme olasılığı var. Girit Adası’nın Antalya’ya uzaklığı çok güçlü etkilenmeyi önleyecektir. Bununla birlikte Girit Adası civarındaki büyük depremlerin oluşturacakları tsunamiler Antalya ve çevresini etkileyecektir. Antalya şehir merkezi, batısındaki Teke Yarımadası nedeniyle bu tsunamilerden görece daha az etkilenecektir. Ancak Fethiye ve Kaş ilçeleri görece daha fazla etkilenme olasılıkları var. 365 depremi yer hareketi ve tsunamisi Sicilya, Yunanistan, Kıbrıs, Libya, Güneybatı Türkiye, Mısır ve Filistin’de etkili olmuştur. Girit civarında 365 yılındaki depreminin yanı sıra tarihte 66, 800, 1303, 1630, 1867 ve 1886 depremleri etkili olmuştur” ifadelerini kullandı.
Tarihsel süreçte Didim ve Fethiye bölgelerinin tsunamiden büyük ölçüde etkilendiğini hatırlatan Utkucu, “Bu bağlamda Girit Adası kuzeyinde meydana gelen M.Ö. 1625 dolaylarındaki Santorini Volkanik Patlaması felaketi sırasında oluşan tsunaminin Türkiye’nin batı kıyılarındaki Didim ve Fethiye ilçelerinde etkili olduğu da hatırlatılmalı” şeklinde konuşarak sözlerine son verdi.
Profesör doktor Murat Utkucu'nun tsunami hakkındaki yorumlarını destekleyeci farklı açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Bülent Özmen ise, "Deniz altında, özellikle 7’den büyük depremler tsunamiye neden olduğu veya olabildiği için yıkım gücü çok daha fazla oluyor. Dünyada birçok yerde örneğini gördüğümüz gibi tsunami dalgaları çoğu zaman depremden çok daha fazla yıkıma hasara neden olabiliyor. Son günlerde ve aylarda Girit adası ve yakın civarında çok sayıda 4’ten büyük deprem olması dikkatlerin bu bölgeye yoğunlaşmasına neden oldu. Tarihsel dönemde bu bölgede meydana gelen depremlere baktığımızda çok sayıda depremin meydana geldiğini görüyoruz. Bunların en büyüğü 21 Temmuz 365 tarihinde meydana gelen ve 8.3 büyüklüğündeki deprem. Burada meydana gelebilecek 7 ve daha büyük depremlerin Muğla ve Antalya illerinin kıyı şeridinde bulunan yerleşim birimlerinde az da olsa hasar yapma ihtimali var. Burada asıl tehlike 7 ve üzerindeki deprem sonrasında tsunami dalgalarının oluşacak olması. Tsunami dalgaları çok uzak bölgelere bile erişebildiği için tsunami nedeniyle kıyı bölgesinde hasar olma olasılığı son derece yüksek.” diyerek bölgeye ve bölge halkına da uyarılarda bulunmayı ihmal etmedi.
'8’DEN BÜYÜK DEPREM OLMA OLASILIĞI VAR'
Türkiye, deprem kuşağında yer alıyor. Karadeniz'in belli bir kısmı hariç neredeyse tüm Türkiye'de büyük depremlerin görülme olasılığı yüksek. Son olarak 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde on binlerce vatandaş hayatını kaybetmiş, yaralanmış ve evlerinden olmuştu. Son haftalarda meydan gelen Akdeniz'deki depremlerin de bu şekilde yıkıcı bir etkisinin olup olmayacağı konusunda Prof. Dr. Murat Utkucu yapı stokunun önemine dikkat çekerek, “Deprem riskini belirleyen tek unsur deprem tehlikesi yani meydana gelen depremlerin büyüklük ve uzaklıkları değildir. Binalarımızın kaliteleri ve zemin durumları da belirleyicidir. Dolayısıyla oluşacak etkinin bu faktörlerin birleşimi olacağı ifade edilebilir.” Doç. Dr. Bülent Özmen ‘yapı stokuna’ dikkat çekerek şu önemli uyarılarda bulundu:
"Akdeniz’de Helen Yayı olarak bilinen bölge gerçekten çok kritik. Helen Yayı Afrika levhasının Ege Denizi altına daldığı alan. Bu hat Yunanistan’ın İyon Denizinden başlayıp, Girit ve Rodos adalarının güneyinden geçerek Fethiye körfezine doğru uzanıyor. Bu hat boyunca 8.0 den büyük deprem olma olasılığı var. Ayrıca deprem sonrasında oluşacak tsunami dalgaları da depremin yıkım gücünü artırabilir. Ayrıca bölgede zaman zaman volkanik patlamalar meydana gelmekte ve ciddi hasarlara neden olabilir. Bu bölgede son zamanlarda artan deprem aktivitesi bölgenin ciddiyetli takip edilmesi gerektiğini gösterir. Bu depremleri her ne kadar zamanını net olarak bilemesek de daha büyük bir depremin hazırlayıcısı gibi düşünmek doğru olacak. Bu hat boyunca oluşacak büyük depremlerin de hem deprem hem tsunami nedeniyle hasara neden olabileceğini düşünerek risk azaltma çalışmalarına önem vermeliyiz."
ANTALYA'DA DEPREM OLMA RİSKİ VAR MI?
Dergipark.org.tr'de yayınlanan Nihat DİPOVA, Bülent CANGİR'in, "Antalya İli Yerleşim Alanının Depremselliğinin Araştırılması" çalışmasına göre, Antalya il merkezi 2. derece deprem bölgesi içindedir. Sismik etkinliğin yoğun olduğu batı kesimler ise 1. ve 2. derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Bunlara yapı kalitesinin yetersizliği ve zayıf zeminlerin bulunması da eklendiğinde Antalya'nın depremselliği ilgi konusu olmaktadır.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Çorum Yayla Haber Gazetesi sitemize
abone olun.