Çorum'un Boğazkale ilçesindeki Hattuşa Antik Kenti'nde bulunan büyük "yeşil kaya", bölgeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Çorum'daki Hattuşa Antik Kenti, UNESCO "Dünya Kültür Mirası" ve "Dünya Belleği" listelerindeki tek antik şehir unvanıyla Türkiye'nin önemli turizm mekanları arasında yer alıyor.

Antik kent, kendisini çevreleyen 6 kilometrelik surlara, anıtsal kapılara, 71 metre uzunluğunda yer altı geçidine sahip.

Büyükkale'deki saray, bugüne kadar açığa çıkarılan 31 tapınak, çok büyük boyuttaki buğday siloları ve Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı, Hattuşa Antik Kenti'nde görülmeye değer mekanlar arasında yer alıyor.

Türkiye’den kaçırılan 1500 yıllık tarihi hazineler yurda döndü! Türkiye’den kaçırılan 1500 yıllık tarihi hazineler yurda döndü!

Hititler ile Mısırlılar arasında yapılan ve tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma Kadeş Antlaşması'nın imzalandığı başkent olarak da bilinen Hattuşa'da, kazı çalışmaları 113 yıldır kesintisiz sürdürülüyor.

Antik kentteki "yeşil kaya" gizemini koruyor

Antik kent içinde Büyük Tapınak bölgesinde yer alan koyu yeşil renkteki büyük kaya parçası ise yerli ve yabancı turistlerin dikkatini çekiyor.

Şimdiye kadar nereden ve nasıl geldiği ya da getirildiği çözülemeyen ve halk arasında "Dilek Taşı" olarak nitelendirilen kaya parçası, renginin yanı sıra büyüklüğü ve parlak yüzeyi ile ilgi görüyor.

Bölgede kazı çalışmaları yüzyılı aşkın zamandır sürdürülmesine rağmen yeşil kayanın arkeolojik olarak "Bulunduğu yere nasıl geldiği, niçin kullanıldığı" gibi sorular henüz yanıt bulmadı.

"Antik kültürel anlamında özelliğini bilemiyoruz"

Hattuşa'daki kazı çalışmalarına başkanlık yapan Doç. Dr. Andreas Schachner, 2019 yılında verdiği röportajda yeşil taşın, bölgedeki taşlardan çok farklı olduğu için dikkat çektiğini söylemişti.

Ziyaretçiler tarafından mutlaka ziyaret edilip incelenen taşın özel bir taş olmadığını vurgulayan Schachner, şöyle konuştu:

"Bu taş aslında çok özel bir taş değil. Taşın cinsi serpentinit ya da nefrit (yeşim taşı). Bölgede bulunan bir taş. Yekpare şekilde korunmuş olması dikkat çekiyor. Antik kültürel anlamında özelliğini pek bilemiyoruz. Bu taş bulunduğu yerde kesinlikle kullanılmamış. Taşın sol tarafında yer alan Hitit dönemine ait kapı eşiği bize insanların yürüdükleri tabanın yüksekliğini gösteriyor. Bu taş bu eşiğin bir metre altında duruyor. Dolayısıyla Hitit döneminde burada kullanılmamış. Tapınak bölgesinde Hititlerden sonra her dönemde kullanım olmuş. Burası mezarlık, mesken olarak kullanılmış. Sürekli bir karıştırılma söz konusu. Bu nedenle taşın hangi döneme ait olduğunu kestirmek zor hatta imkansız."