17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen, yaklaşık 17.500 kişinin hayatını kaybettiği, 44 bin kişinin yaralandığı ve büyük acılara neden olan Marmara depreminin 25. Yıldönümü nedeniyle bir açıklama yapan İnşaat Mühendisi Günay Çimen, “Depremler doğal birer olaydır, ancak onların felakete dönüşmesini engellemek bizim elimizdedir. Güçlü ve sağlam yapılar oluşturmak, can ve mal kaybını en aza indirmenin en etkili yoludur” dedi.
Günay Çimen’in konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:
“17 Ağustos depremi, ülkemizde büyük bir yıkıma ve can kaybına neden olmuş, hepimize depremin acı gerçeklerini hatırlatmıştır. Bu trajik olayın ardından geçen 25 yıl içinde, yapı güvenliği ve denetimi konusunda birçok adım atılmış olsa da hala yapılması gerekenler olduğunu unutmamalıyız. Kaldı ki 6 Şubat Depremi de bize bunu acı bir şekilde hatırlatmıştır. Ne acıdır ki asrın felaketi olarak nitelendirilen bu depremde de yüz binlerce kayıp verilmiş binlerce yapı yıkılmış ve hasar almıştır.” 

GÜVENLİ GELECEK İÇİN GÜÇLÜ YAPI STOKU ŞART
Güçlü bir yapı stokunun depremlere karşı en önemli savunma hattıdır. Depremler doğal birer olaydır, ancak onların felakete dönüşmesini engellemek bizim elimizdedir. Güçlü ve sağlam yapılar oluşturmak, can ve mal kaybını en aza indirmenin en etkili yoludur. Yeni inşa edilen binaların modern tekniklerle, yüksek standartlarda ve depreme dayanıklı olarak yapılması bir zorunluluktur, dirençli kentler oluşturulmak, güvenli yapılarda yaşamak herkesin hakkıdır.

ETKİN BİR YAPI DENETİMİ HAYATİ GEREKLİLİKTİR
Yapı denetimi, inşaatların her aşamasında kalitenin ve güvenliğin sağlanması için vazgeçilmezdir. Yapı denetim kuruluşları olarak bizler, binaların projelendirme aşamasından itibaren, inşaat sürecinin her adımında titizlikle çalışmak zorundayız. Etkin denetim mekanizmaları sayesinde, yapıların hem mevzuata uygunluğunu hem de deprem dayanıklılığını sağlamak mümkündür.
Vatandaşlara ve sektör paydaşlarına da çağrıda bulunuyoruz: Vatandaşlarımız, oturdukları binaların depreme dayanıklı olup olmadığını sorgulamalı ve gerekli kontrolleri yaptırmalıdır. İnşaat sektörü ve ilgili tüm paydaşlar ise üzerlerine düşen sorumlulukları eksiksiz yerine getirmelidir. Depremlerle yaşamayı öğrenmek ve buna uygun hazırlıklar yapmak zorundayız.”

17 AĞUSTOS’UN UNUTULMAYAN ACISI
Son olarak, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin unutulmaz bir acı olduğu gerçeğini biliyoruz. Bu büyük felaketlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyoruz. 17 Ağustos ve 6 Şubat’ın acısını bir daha yaşamamak için, hep birlikte daha sağlam ve güvenli yapılar inşa etmeli, denetim süreçlerini titizlikle yürütmeliyiz.”