Yapılan açıklamada, “15 Temmuz hain FETÖ kalkışmasını önlemiş olmanın haklı gururunu yaşayan, böylece kendisi ve geleceği ile birlikte hem devleti hem de devletin kurumlarını kurtaran milletimiz, 15 Temmuz gece yarısı adeta yangından mal kaçırırcasına yürürlüğe konan ağır vergi yükünün şaşkınlığını yaşıyor. Şu iyi bilinmelidir ki, yasalar da makamlar da kimseye kamu gücünü kontrolsüz ve orantısız bir şekilde kullanma hakkını vermez. Evet, ekonomik sorunlar var, dünya genelinde de benzer sorunlar yaşanıyor; pandemiden bu tarafa hayat her alanda önceye göre biraz daha zorlaştı. Bunu millet olarak bilmiyor değiliz, ancak ortada “birlikte üstlenilmesi gereken bir zorluk ve yük” varsa bunun, sahip olunan varlıklar üzerinden adaletle paylaşılması gerekir. Hiç kimse müsebbibi olmadığı sorunların faturasını ödemek zorunda bırakılmamalıdır; üstelik bu kesimler toplumun ekonomik açıdan en alt kesimini oluşturuyorsa, bu hiçbir şekilde kabul edilemez” denildi.
Konuya ilişkin açıklamada şu bilgilere yer verildi:
Modern devletlerin kuruluşunda, mali yükümlülüklerin halktan bağımsız bir şekilde belirlenemeyeceğine dair konsensüs vardır. Hiçbir hükümet haklı ve kabul edilebilir gerekçeler olmaksızın insanların ekonomik standartlarını alt üst edip yıkacak girişimlerde bulunamaz.
Şayet öne sürüldüğü şekliyle son zamlar depremin verdiği zararların oluşturduğu yükten kaynaklanıyorsa burada depremzedelere her türlü yardım için seferberlik ilan etmiş olan vatandaşımız bizzat devletin bu yükü azaltmak adına ne tür tasarruflarda bulunduğunu görmek ve bilmek isteyecektir. Kamu maliyesinden sorumlu olanlar ve kamu kurum ve kuruluşları kendi üzerlerine düşeni hakkıyla yerine getirdikten sonra hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, bu aziz millet her türlü fedakarlığı fazlasıyla yapmaya hazırdır.
Yeni Maliye ekibinin dile getirdiği “verginin tabana yayılması” anlayışının uygulamada vergi yükünün toplumun en mahrum kesimlerinin sırtına sarılması olarak tezahür ettiğini görmek herkesi büyük bir şaşkınlığa ve kızgınlığa sevk etmiş bulunuyor.
Milletimiz kendisine yüklenen ilave ağır yüklerle ilgili ikna edici açıklamalar bekliyor. Yetkililer açıkça bu vergi ve zamlara dair makul, mantıklı ve herkesin kabul edebileceği bir izahat getirmelidir. Mevcut açıklamalar klasik bürokrat aymazlığının bir örneği gibi duruyor ve milletimiz bu muameleyi hak etmiyor.
Milletimiz ekonomik faturayı neden en üst ölçekte kazanç elde edenlerin değil de, tükettiği ürünler üzerinden yani en kolaycı şekliyle dolaylı vergilendirme üzerinden kendisinin ödemek zorunda kaldığını merak ediyor.
Dizginlenemeyen finans sektöründen, kârlarını sürekli katlayan bankalardan, yabancı oyunculara milyon dolarlar avrolar ödeyen anlı şanlı futbol kulüplerimizden daha mı fazla kazanmaktadır memurumuz, emeklimiz, işçimiz, asgari ücretlimiz?
Araç ve gayrı menkul stoklayanlardan daha mı fazla sorumludur ekonominin kötü gidişatından, artık ev ve işyeri kirasını bile ödeyemez hale gelen esnafımız ve vatandaşlarımız?
Daha asgari ücretle çalışanlara ve memurlara yönelik ücret zammı yapılmadan raflardaki ürünlerinin fiyatlarını orantısız ve fahiş bir şekilde arttırmaktan utanmayan zincir marketlerden daha mı zengindir dul ve yetimlerimiz? Kamu yönetiminde aslolan adalet’in tesisidir. Adalet, sadece mahkeme kararlarında tecelli eden bir olgu değildir. Adalet, her bir vatandaşına insanca yaşayabileceği bir imkan sağlamakla görevli olan devletin yerine getirmek zorunda olduğu en büyük ÖDEV’dir.
O yüzden ceddimiz “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” demiştir. Buna inanan millet de her daim “Ya devlet başa ya kuzgun leşe” diyerek devletini namus bilmiş ve onun uğrunda gerektiğinde can feda eylemiştir. Çorum İnsani Değerler Platformu olarak milletimiz adına açıklama bekliyor ve Cumhurbaşkanımızın sürece müdahale etmesini, Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışmayan bu haksız zamların bir an önce tamamen geri çekilmesini talep ediyoruz.