Çorum’un Alaca ilçesinde bulunan ve Orta Hitit döneminin bilinmeyenlerine ışık tutan Eskiyapar Höyüğü'nde 3 bin 500 yıllık yapı gün yüzüne çıkarılıyor.

Hitit’in iç çekirdek bölgesi olarak tanımlanan Boğazköy, Şapinuva ve Alaca Höyük çevresindeki dördüncü büyük merkez olan Eskiyapar Höyüğü, bu önemli merkezlere hakim bir geçiş noktasında bulunuyor. 19. yüzyılın ilk yarısında Eskiyapar Höyüğü'nden bahsedenlerden biri W.J. Hamilton olurken, 1968 yılında bölgede bir Hitit vazosunun bulunması ile başlatılan çalışmalar devam ediyor. Evlerin arasında başlayan arkeolojik kazılar, 1980’lerin başında köyün başka bir alana taşınmasının ardından daha geniş olarak sürdürülüyor. 2010 yılında Bakanlar Kurulu kararı ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izinleriyle yeniden başlayan ve devam eden “üçüncü dönem” kazıları, Prof. Dr. İbrahim Tunç Sipahi başkanlığındaki ekip tarafından yürütülüyor. Birinci dönem kazıları sırasında Eski Tunç Çağı katmanından bulunan altın, gümüş, elektron, süs eşyası çağdaşı Troya II Hazineleri ve Alacahöyük kral mezarları buluntularıyla benzerlik gösterirken, Eski Hitit Krallığı Dönemine tarihlenen çanak, çömlek, ev ve sokakları ve bir Orta Hitit dönemi yapısı da önemli buluntular arasında yer alıyor. Höyükte gün yüzüne çıkartılan ve 3 bin 500 yıllık olduğu değerlendirilen yapının ise döneme ışık tutması hedefleniyor. Eskiyapar Kazı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Tunç Sipahi, kuzeyinde Alacahöyük, güneyinde Boğazköy, doğusunda Ortaköy gibi Hatti ve Hitit dönemlerinin en önemli kentlerinin yer aldığı Eskiyapar’ın adeta bir kavşak noktası olduğuna dikkat çekti.

"Bu çağın başlıca merkezi bugünkü Çorum topraklarıdır"

Kalkolitik çağda Eskiyapar’da bir yerleşim izi olduğunun bilinmesine rağmen henüz kazılarda ortaya çıkmadığını anlatan Prof. Dr. Sipahi, “Ondan sonraki Eski Tunç Çağı'ndaki biz eski Tunç çağını Anadolu’nun ilk yerleşik medeniyetinin Hatti’nin yaşadığı çağ olarak biliyoruz. Bu çağın başlıca merkezi bugünkü Çorum topraklarıdır. Bu çağda Alacahöyük’te kral mezarları, son zamanlarda kazılan Resuloğlu Eski Tunç Çağı mezarlığı önemlidir. Boğazköy’de de bir Eski Tunç Çağı tabakası mevcuttur. Eskiyapar’da Eski Tunç Çağı’na ait iki grup olarak bulunan hazine ile bu dönem en iyi şekilde temsil edilmektedir. Hazine içinde yer alan eserlerin de işaret ettiği üzere Eskiyapar’ın ve aldığı bölgenin Kuzey Mezopotamya’dan, Suriye, Ege, Troya’ya kadar uzanan kültürel ilişkileri mevcuttur. Sonrasında bunun üzerine höyüğe Asur Ticaret Kolonileri Çağı olarak tanımlanan ve milattan önce 1950 ile 1740 arasına tarihlenen dönemde Eskiyapar’da ticarete bağlı bir yerleşim alanı kurulduğunu yaptığımız çalışmalardan anladık. Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nın merkezi olan Kayseri Kültepe kazılarının muhteşem buluntularını biliyoruz. Eskiyapar’da da aynı çağın izleri sondajlarla ve yapılan çalışmalarla tespit edildi. Neden bu çağı önemsiyoruz? Söz konusu çağa ait yerleşim Alacahöyük'te var. Boğazköy'de var. Yazı ilk kez bu çağda Anadolu'da kullanılmaya başlamış. Artı olarak Anadolu'muz, Mezopotamya ile Suriye ile çevre bölgelerle yoğun bir ticari ilişkiye girmiş olup bu ilişkiler Anadolu’ya kültürel yönden de büyük katkılar sağlamıştır” dedi.

Hattuşa Antik kenti sisle kaplandı! Hititlerin başkenti efsanevi bir görüntüye büründü Hattuşa Antik kenti sisle kaplandı! Hititlerin başkenti efsanevi bir görüntüye büründü

"Orta Hitit’i Eski Hitit dönemini imparatorluğa bağlayan bir köprü olarak görüyoruz"

Hitit tabakalarının çok değer taşıdığını anlatan Prof. Dr. Sipahi, "Biz Eskiyapar'da Hitit’in eski, orta, imparatorluk dönemlerinin varlığını öğrendik. Bunlardan Eski Hitit döneminin yanı sıra, Orta Hitit dönemi de en iyi şekilde anlaşılmaya başlamıştır. Eskiyapar’da Orta Hitit’i Eski Hitit dönemini imparatorluğa bağlayan bir köprü olarak görüyoruz. Bu dönemde Hititlerde bin tanrı düşüncesi ortaya çıkmış, yasa kavramı gelişmiş, 'Hurri' olarak tanımlanan kültürle olan ilişkiler güçlenmiştir. Ancak Hitit siyasi ve idari yönetiminde bir duraklama dönemi yaşanmıştır. Yaklaşık olarak milattan önce 1500/1450-1380 yıllarına tarihlenen bu içe kapanma sürecinde, Orta Hitit’te, yeni kültürel ve dini etkiler Hitit dünyasına girmiştir. Din konusunda önemli gelişmeler görülmüştür. Bu dönemin başlangıcı Telepinu isimli reformcu bir Hitit kralının hemen sonrasındadır. Bu aşamadan dini kaynaklar dahil adetler ve birçok konu detaylı bir şekilde kayıt altına alınıyor. Orta Hitit dönemi de güçlü bir Hitit kralının başlayan icraatları ile sona ermiştir" diye konuştu.

"Arkeolojik eserleriyle çok fazla ortaya konulamayan bir dönemdir"

Eskiyapar Höyüğü'nde Orta Hitit’e ait büyük bir yapıyı 2011 itibarıyla ortaya çıkarmaya başladıklarını açıklayan Sipahi, “Daha önce bu yapı müstakil birkaç oda grubu halindeydi daha sonraki yıllarda gördük ki bütüncül olarak karşımıza çıkan bir Hitit yapısıdır. Yapımızın Eski Hitit’ten ve Orta Hitit’in sonuna kadar olan bir süreç içinde yaşamını sürdürmüştür. 'Orta Hitit' bugüne kadar yapılan çalışmalarda bilinen, filolojik tanımı yapılan ama mimarisiyle olduğu kadar arkeolojik eserleriyle çok fazla ortaya konulamayan bir dönemdir. Çevremizdeki Alacahöyük, Maşat Höyük, Boğazköy ve Ortaköy’den de bu dönemi biliyoruz” şeklinde konuştu.

"Gün yüzüne çıkarılan yapının dini, siyasi ve idari nitelikli bir yapı olduğunu düşünüyoruz"

Eskiyapar’da Orta Hitit yapısının mimarisiyle en iyi şekilde ortaya çıkmaya başladığını açıklayan Sipahi, "Çanak, çömlek gibi yerinde korunmuş birçok eser 'A' yapısının odalarında bulunmaya devam etmektedir. Eskiyapar’da ve A yapısında bulunan eserlerden belli başlıları Çorum arkeoloji müzesinde teşhir edilmeye başlanmıştır. Bu dönemde Hitit seramiği tek düze olmaya ve uniform bir hale dönüşmektedir. Eskiyapar’da 2011 yılında çivi yazılı bir tablet bulundu. Tablette Hitit kenti Tahurpa ismini, Arinna ve Kaşka gibi önemli isimlerin geçtiğini gördük. Hitit metinlerinde geçen Tahurpa’nın Eskiyapar olabileceği yönünde görüşler var. Arinna ise Alacahöyük olabilir şeklindeki tartışmalar da halen devam etmektedir. Eskiyapar tabletinin yanı sıra, 'A yapısı'nda mühürler, mühür baskıları, toprakların kontrolünü sağlayan Boğazköy’de baskısını gördüğümüz bir yöneticinin mührü bulundu. Bu verilerin ışığında Eskiyapar’da Boğazköy’e bağlı bir yönetimin var olduğunu söyleyebiliriz. Burası bağımsız bir kent olmakla birlikte başkent Boğazköy’e bağlı ekonomik ve kültürel altyapısı güçlü bir Anadolu kentidir. Gün yüzüne çıkarılan yapının da dini, siyasi ve idari nitelikli bir yapı olduğunu düşünüyoruz. Eskiyapar ve çevresindeki tarımsal zenginlik geçmişte de mevcuttur ve Eskiyapar Hitit Çağı’nda başkent Boğazköy’e tahıl tedarik merkezi konumundadır. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar da 29 odaya ulaştık. Yapılan çalışmalarda odaların güneye doğru devam edebileceği anlaşılmıştır. Bu kesimdeki bir oda içinde tabana gömülmüş, Çorum’da Boğazköy ve Ortaköy’de gördüğümüz tarzda büyük boy bir erzak küpünün parçaları tespit edilmiştir. A yapısı şimdilik 30X30 metre ölçülerindedir. Devam eden çalışmalarda bu yapıyı tamamen ortaya çıkarmayı planlıyoruz. Orta Hitit yapısı bir yönetim yapısı niteliğindedir. Yapının duvarlarını ve odalarını kademe kademe ortaya çıkartıyoruz. Eskiyapar buluntularının Hitit dünyasına sağladığı katkılar bizi mutlu ediyor. Daha da önemlisi bu keşifler, medeniyetler merkezi Çorum'un geçmişini daha da zenginleştiriyor" ifadelerini kullandı.