Hem toplumsal barış hem de hukuk sistemine duyulması gereken güven için suçların ağırlaştırıcı nitelikte cezalar almaları için düzenleme yapılmasının zorunlu hale geldiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
‘YARGI SİSTEMİ ELEŞTİRİLERİN ODAK NOKTASI OLDU’
“Özellikle son dönemlerde toplumda infial yaratan, sosyal medyaya ve haberlere yansıyan suç haberlerinin faillerinin daha önce bir ya da birkaç suçtan dolayı hükümlü olması toplum nezdinde suçluların yeteri kadar ceza almadığı hatta faillerin yaptığı eylemlerin yanına kar kaldığı yönünde olan algıları haklı olarak artırmıştır. Son olarak yaşanan ve kamuoyunda da infial yaratan taksici Oğuz Erge'nin öldürülmesine ilişkin olay ile de bu konular yeniden gündeme gelmiş ve yargı sistemi eleştirilerin odak noktası olmuştur.
Özellikle son dönemde infaz kanunlarında yapılan değişikliklerde cezaevlerinin doluluk oranlarının azaltılması maksadı ile cezaların infazının sürekli olarak hafifletilmesi yoluna gidilmiş ve çoğu zaman mahkum olunan cezanın çok cüzi bir kısmının infazı neticesinde açık cezaevine geçiş mümkün kılınarak mahkumların çok kısa bir süre içerisinde denetimli serbestlikten faydalanmasına imkan tanınmıştır.
İnfaz hukukumuza ilişkin mevzuatta sıklıkla hükümlüler lehine değişiklikler yapılarak ceza hukukunun caydırıcılık amacından sapıldığı görülmektedir. Ceza hukukunun en önemli amaçları toplumu suça karşı korumak, kamu düzenini sağlamak, suç işlenmesini önlemektir. Suç sayılan eylemleri işleyenlerin karşılaşacakları yaptırımların sertliği toplumda suçun önlenmesi için en önemli hususlardan birisidir.
‘SUÇ ORANLARI ARTIYOR’
Ancak infaz rejimleri ile yaratılan cezasızlık algısı ceza hukukunun bu amaçlarının gerçekleşmesinin önünde büyük bir engel teşkil etmektedir. Bu amaçtan uzaklaşılması; suç oranlarının artmasına, toplumsal barışının ve kamusal düzenin tehlikeye düşmesine, toplumun hukuka olan güveninin de yok olmasına sebebiyet vermektedir.
Bu nedenle kanun koyucunun suçluların ıslahının yanı sıra cezaların infazını ağırlaştırıcı nitelikte düzenlemelere de yer vermesi toplumsal barış ve hukuk sistemimize duyulması gereken güven için bir zorunluluk haline gelmiştir.”