Milletvekili Tahtasız, 31 yıl önce bombalı bir suikaste kurban giden Araştırmacı Gazeteci Yazar Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü nedeniyle Atatürkçü Düşünce Derneği Çorum Şubesi tarafından düzenlenen anma etkinliğine katılarak, burada bir konuşma yaptı.

“CEMAAT YAPILANMALARI HÜKÜMET TARAFINDAN DESTEKLENİYOR”
“Uğur Mumcu’nun yıllar önce dikkat çektiği tarikat, siyaset ve ticaret üçgeni bugün de devam ediyor. Geçmişte FETÖ ile kol kola yürüyen, onları kozmik odalara dahi sokan ve darbenin altyapısını hazırlayan AKP iktidarı, bugün de farklı cemaatlerle yürümeye devam ediyor” diyen Tahtasız, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan Genel Faaliyet Raporlarına bakıldığında vakıf ve derneklere son 11 yılda toplam 9 milyar 44 milyon lira para aktardığını bildirdi. Tahtasız, “Bu kadar büyük para hangi vakıf ve derneklerdir diye soruyoruz ama cevap yok. Bu olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.

“OCAK AYI KARANLIK BİR AY, ACILARLA, KATLİAMLARLA DOLU”
Milletvekili Tahtasız, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Ocak ayı ülkemiz için kara aylardan biridir.
8 Ocak’ta Metin Göktepe dövülerek öldürüldü. Annesi Fadime Göktepe'nin gözündeki yaş hala kurumadı. 
19 Ocak’ta Hrant Dink vurularak öldürüldü. Ayağındaki yırtık ayakkabı halen hafızalarımızda.
24 Ocak’ta araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu, aracına konulan bomba ile evinin önünde katledildi.
Yine 24 Ocak’ta Diyarbakırlıların gönlünde taht kuran “Gaffar Baba” olarak hitap ettikleri Ali Gaffar Okkan şehit edildi.
31 Ocak’ta Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucusu Prof. Dr. Muammer Aksoy hain bir saldırı sonucu öldürüldü. 
1 Şubat’ta Milliyet Gazetesi yazı işleri müdürü Abdi İpekçi vurularak öldürüldü. 
Öldürülen tüm aydınlarımızı ve şehit emniyet müdürümüz Gaffar Okkan’ı saygı ve rahmetle anıyorum.
Bugün yüzlerce kişiyle birlikte Karlı Sokak’ta andığımız Uğur Mumcu için ayrı bir parantez açmak istiyorum.
Uğur Mumcu’nun katledilmesinin üzerinden 31 yıl geçti. 
Bu kirli cinayetin altında yatan gerçekler halen ortaya çıkarılmadı. 
O bu ülkenin cesur kalemiydi. 
Kalemini kırıp satmayan gazetecilerdendi. 
Yaşadığı çağın ilerisini gören, adeta bugünlere ışık tutan araştırmacı bir gazeteciydi. 
36 yıl önce kaleme aldığı “Tarikat-Siyaset-Ticaret” yapılanmasına dikkat çekecek kadar ileri görüşlüydü.
Yine 1993 yılında kaleme aldığı ‘’Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra General olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar” diyerek 15 Temmuz Hain Darbe girişimini yıllar öncesinden işaret edecek kadar donanımlıydı. 
Atatürk ilke ve inkılaplarının yılmaz savunucusuydu. 
Uğur Mumcu’yu, Gaffar Okkan’ı, Metin Göktepe’yi, Hrant Dink’i, Muammer Aksoy’u, Abdi İpekçi’yi katlederek bu dünyadan ve ailelerinden kopardılar ancak Türk halkının gönlünde edindikleri yerden asla koparamadılar.
Ülkemizde bu kara günlerin kara ocakların bir daha yaşanmamasını diliyor, geçmişte yitirdiğimiz tüm aydınlarımızı, gazetecileri, polis ve asker şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. 
Ayrıca 24 Ocak 2007'de vefat eden eski Dış İşleri Bakanımız İsmail Cem'e de Allah'tan rahmet diliyorum.

“TÜRKİYE’DE ÖZELLİKLE SON ON YILDIR TARİKAT, SİYASET VE TİCARET ÜÇGENİ VAR”
Uğur Mumcu’nun katledilmesinin üzerinden 31 yıl geçti.
Bu kirli cinayetin altında yatan gerçekler halen ortaya çıkarılmadı.
Uğur Mumcu 36 yıl önceden bu günleri görmüş, “Tarikat-Siyaset-Ticaret” yapılanmasına ve tehlikesine dikkat çekmişti.
“Türkiye’de özellikle son on yıldır tarikat, siyaset ve ticaret üçgeni var. İslamcı ideoloji veya tarikatlar yasaları aşan bir ayrıcalık sahibi oluyor. Bu nedenle devlet eliyle laiklik yok ediliyor, bunun içinde askeri rejim de var” demişti.
Yine 1993 yılında kaleme aldığı yazıda, ‘’Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra General olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar” diyerek 15 Temmuz Hain Darbe girişimini 23 yıl öncesinden haber vermişti.
Uğur Mumcu’nun yıllar önce dikkat çektiği tarikat, siyaset ve ticaret üçgeni bugün de devam ediyor.
Geçmişte FETÖ ile kol kola yürüyen, onları kozmik odalara dahi sokan ve darbenin altyapısını hazırlayan AKP iktidarı, bugün de farklı cemaatlerle yürümeye devam ediyor.
Cemaat yapılanmaları sağlıktan eğitime kadar her alanda cirit atıyor, at oynatıyor.
Geçmişte FETÖ’yü besleyip büyüttüğünüz gibi şimdi de farklı cemaatleri büyütüyorsunuz.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan Genel Faaliyet Raporlarına baktığımızda vakıf ve derneklere;
2012 yılında 381 milyon lira, 2013 yılında 590 milyon lira, 2014 yılında 628 milyon lira, 2015 yılında 874 milyon lira, 2016 yılında 581 milyon lira, 2017 yılında 581 milyon lira, 2018 yılında 818 milyon lira, 2019 yılında 841 milyon lira, 2020 yılında 1 milyar 92 milyon lira, 2021 yılında 866 milyon lira, 2022 yılında 1 milyar 792 milyon para transferi gerçekleştirildiğini görüyoruz.
Son 11 yılda iktidar, merkezi yönetim kapsamındaki kuruluşlar aracılığıyla vakıf ve derneklere toplam 9 milyar 44 milyon lira para aktardı.
Bu kadar büyük para hangi vakıf ve derneklerdir diye soruyoruz ama cevap yok. Halkın vergilerinden oluşan genel bütçeden sağlanan bu paraların nerelere aktarıldığını sormaya, araştırmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: Yayla Haber