ANKARA (AA) - YEŞİM YÜKSEL - Sekizinci Ulusal Antarktika Bilim Seferi'nin Bilimden Sorumlu Sefer Lider Yardımcısı Dr. Atilla Yılmaz iklim değişikliği ve turizm gibi insan faaliyetlerinin, kutup bölgelerinde olumsuz etkiler bıraktığını belirtti.
Anadolu Ajansı (AA) tarafından geçen hafta Ankara One Tower AVM Sokratin X Assembly'de düzenlenen "Dünyanın İki Ucunda: Antarktika ve Arktik'ten Gözlemler" söyleşisinde AA Kıdemli Foto Muhabiri Şebnem Coşkun katılımcılara deneyim ve tecrübelerini anlatırken iklim değişikliğinin kutuplar üzerinde oluşturduğu baskıya da değinildi.
Söyleşiye katılanlar arasında bulunan Yılmaz, AA muhabirine yaklaşık 8 yılda toplam 12 ulusal kutup bilim seferi düzenlendiğini, bu seferlerde iklim değişikliğinin kutuplar üzerindeki etkisinin aydınlatılmaya çalışıldığını söyledi.
Yılmaz, "Tabii çalışmaların meyve vermesi birkaç yılı buluyor ama artık şunu görüyoruz ki Anadolu Ajansının hazırladığı haberlerde de basına lanse edildiği üzere bu bölgelerde buzullar ya da deniz suyu sıcaklıklarında kayda değer değişiklikler oluyor. Bu haberler eskiden sadece bilimsel yayınlarla kısıtlı kalırken artık gündelik haberlere de düşmeye başladı ki gündelik hayatımızda da zaten hava durumunda bunu hisseder hale geldik." dedi.
Kuzey Kutbu'nda deniz buzunun kutup ayıları için avlanma ve üreme amacı olarak önemli bir yaşam alanı oluşturduğunu ancak güncel verilere bakıldığında deniz buzu alanında önemli kayıplar söz konusu olduğunu ifade eden Yılmaz, bu durumun canlıların soyunun tükenmesine kadar gidebileceğini kaydetti.
Güney Kutbu'nda da benzer şekilde penguenlerin göç yolları, göç zamanları, yaşam süreleri gibi döngülerde değişimler yaşandığına değinen Yılmaz, her ne kadar insanlardan uzak olsa da bu bölgelerde doğal yaşamda görülecek ve canlıların yok olmasına neden olacak hastalıklarla da karşılaşılabildiği uyarısında bulundu.
Bölgedeki turizm faaliyetlerinin arttığından da bahseden Yılmaz, "Bölgede bilim insanlarının dışında en büyük nüfus turistler ve turist gemileri var ki yüz binlerce turistten bahsediyoruz ve her sene sayıları artarak büyüyor. Turizmin yapılmaması söz konusu değil ancak sürdürülebilir şekilde yapılması gerekiyor. Bu konuyla ilgili de üst düzey uluslararası çalışmalar sürdürülüyor." değerlendirmesini yaptı.
- "İnsanlık için doğal miras"
Kutuplardaki mevcut tehlikelerin sadece canlıları değil, dünya ekonomisini de etkileyecek boyuta ulaştığına dikkati çeken Yılmaz, deniz buzu azalmasının kuzeydeki ülkelerde deniz ticaret rotalarını değiştirdiğini, güneyde ise turizm ve balıkçılık gibi ticari faaliyetlerin sürdürülebilir şekilde yapılmadığı takdirde doğal düzeni tahrip etme tehlikesi olduğunu vurguladı.
Kutup bölgelerinin insanlık için doğal bir miras olduğunu, özellikle Güney Kutbu'nun sadece bilime ve barışa hizmet etmesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, "Aslında gezegende mikroorganizmalardan tutun çok büyük canlılara kadar her canlının doğal döngülerde bir yeri var dolayısıyla bu döngülerin bozulacağı aşikar. Üzülüyoruz, inşallah o günleri görmeyiz ama bilimsel veriler işaret ediyor ki bizleri hiç güzel günler beklemiyor. Yine de biz araştırmaya devam edeceğiz. Bireysel olarak da elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Ozon tabakasındaki incelmenin bilim insanlarınca tespit edilmesiyle başlayan sürecin başarılı bir şekilde Montreal Protokolü ile sonuçlandığını hatırlatan Yılmaz, iklim değişikliğiyle ilgili konuların da uluslararası platformlarda politika yapıcılar tarafından tartışılması durumunda, sürecin ivme kazanarak olumlu ilerleyebileceği değerlendirmesinde bulundu.
Ulusal kutup bilim seferlerindeki gözlemlerinden de bahseden Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizim her yıl ziyaret ettiğimiz yerlerde artık bazı buz kütlelerinin olmadığını görüyoruz. Hatta oradayken de şahit oluyoruz bu kopuşlara. Yine örnek verdiğim gibi turist sayısının her geçen yıl katlanarak artığını görüyoruz ki insan etkisi günden güne bu korumamız gereken bölgelerde belirgin bir şekilde görülüyor. Onun dışında kutup bölgelerine yaptığımız her seferde insan olarak dünyanın yalnızca küçük bir parçası olduğumuzu anlıyoruz. Bu hiç değişmiyor."