İngiltere Kilisesi ve Anglikan Komünyonu’nun ruhani lideri olan Canterbury Başpiskoposu Justin Welby, cinsel istismar skandalının ardından görevinden istifa etti. Bu karar, Welby’nin Hristiyan yaz kamplarındaki istismar vakalarına dair bilgileri rapor etmemesiyle ilgili soruşturmalar sonrasında artan baskılar sonucu geldi.
Kilise İçindeki Hesap Verebilirlik Eksikliği ve Eleştiriler
Başpiskopos Welby’nin istifası, kilise içindeki hesap verebilirlik eksikliğine yönelik eleştirilerin ardından kurbanlar tarafından hesap verebilirlik adına olumlu bir adım olarak değerlendirildi. Welby’nin istifasını değerlendiren mağdurlardan Andrew Morse, bu gelişmenin kilisenin geçmiş ihmal ve yanlışlarını iyileştirme adına bir fırsat yarattığını belirtti. Welby’nin istifa çağrısına katılan Newcastle Piskoposu Helen-Ann Hartley de Welby’nin görevinde kalmasının “savunulamaz” olduğunu ifade etti.
Yarım Asırlık Cinsel İstismar ve Soruşturmanın Ayrıntıları
Soruşturma, John Smyth adındaki bir kilise gönüllüsünün İngiltere, Zimbabve ve Güney Afrika’da, elli yıl boyunca genç erkekleri taciz ettiğini ortaya çıkardı. Smyth’in 1980'lerde gerçekleştirdiği eylemler yıllarca gizli kalırken, kurbanların acı dolu hikayeleri kilisenin ihmalleriyle birleşti. Smyth’in kurbanlarının 2022’deki Bağımsız Soruşturma raporunda, kilise içinde “hürmet kültürü” ve fail odaklı yaklaşımın istismar vakalarına zemin hazırladığı belirtildi.
Welby: “İngiltere Kilisesi’nin Çıkarları İçin En Uygun Adım”
Welby, istifasının “İngiltere Kilisesi’nin çıkarlarına en uygun karar” olduğunu ifade etti. İngiltere Kilisesi, geçmişte cinsel istismar vakalarını ele alış şekli nedeniyle sıkça eleştirildi; hürmet kültürü ve fail koruma eğilimi nedeniyle mağdurların hak arayışları yıllarca engellenmişti. Welby’nin istifası, bu sürecin getirdiği yoğun baskıların bir sonucu olarak değerlendiriliyor.