Eğitim İş Sendikası Çorum Şubesi tarafından 10 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında düzenlenen Eğitim İş Kurucu Başkanı Dr. Niyazi Altunya’nın konuşmacı olarak katıldığı ‘Demokrasi ve İnsan Hakları’ konulu konferansının açış konuşmasını yapan Şube Başkanı Selim Bozkurt, Türkiye ve dünyada toplumların büyük acılar yaşadığı, adalet, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi açısından son derece vahim gelişmelerin görüldüğü bir yılı geride bırakmak üzere olduğumuza dikkat çekti.
Özellikle 10 Aralık ve bugünü kapsayan hafta insanların sahip olduğu hakların hatırlatılması noktasında önemle bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Bozkurt, ‘İnsan hakları kurallarında eşitlik temeli vardır, evrenseldir ve bu nedenle yüksek ahlaki niteliğe sahiptir. İnsan onurunu güvenceye alan bütün kurallar insan hakları kapsamına girer. İnsan onuru ise, hukuk kurallarının adalete uygunluğunu, alınan kararların doğruluğunu ölçmenin en önemli aracıdır.’ ifadesinde bulundu.
Demokrasi ve insan hakları bilinci oluşmadan, demokratik bir yönetimin kurulması olanaksız olduğuna dikkat çeken Bozkurt, konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘Bireylerin korunması ve güçlendirilmesi, kapsayıcı ve demokratik toplum yapısı inşa edilmesi, insan hakları ve demokrasi için dünya ölçeğinde bir sistemin desteklenmesi, yeni teknoloji kullanımının beraberinde getirdiği yeni fırsatların değerlendirilmesi ve güçlüklerin ortadan kaldırılması, tüm bunlar için birlikte çalışarak sonuçlar elde edilmesi çok önemlidir.
Gerçek demokrasinin sırrı, farklılıkları kabullenerek, farklılıkların birbirimize uzattığımız silahlar değil tam tersine zenginliğimiz olduğunu anlamamızda yatıyor.
Sendikamız her alanda olduğu gibi insan hakları ve demokrasi konusunda da bilgilendirme görevini sürdürmektedir. Sendikaların doğal görevi olan demokrasi ve insan hakları mücadelesinin dayanağı olan bilgilendirme sürecine katkımız ve bilgiye dayalı hayatı değiştirme, insana yaraşır bir dünya kurmak için aklı ve paylaşımı büyütme çabamızı sürdürüyoruz.
Demokrasi ve insan hakları bilinci oluşmadan, demokratik bir yönetimin kurulması olanaksızdır, bizlerde bu bilinç ve kaygı ile etkinlikler düzenlemeye çalışıyoruz.
Bir ülkenin yaşanılabilir olması ebetteki ekonomik olarak güçlü olması ve fakat değerler üretebilmesi ve üretilen bu değerlerin hakça bölüşülmesine bağlıdır.
Hakça bölüşüm, Özgür birey, adalet; birer icazet değil, insanca yaşamı umut edenlerin verdiği örgütlü mücadelenin eseridir. Eğitim İş sendikası işte bu umudun yolculuğudur.
İnsanca yaşam ümit edenler için kötü dönemlerden geçiyoruz, ülkemizde ve tüm dünyada yaşanan bir akıl tutulması ile karşı karşıyayız.
Ancak biliyoruz ki bu akıl tutulmasını da, aklın aydınlığı ve iradesi ile aşacağız.‘