Bu tedavi yaklaşımlarının başında halk arasında biyonik kulak olarak da bilinen koklear implant geliyor. Normal işitme sistemini bir nevi taklit eden koklear implant, kulağın hasarlı kısmını bypass ederek doğrudan işitme sinirini uyararak seslerin netliğini artırır ve konuşmaları anlama becerilerini güçlendirir. Bu noktada önemli olan temel kriterin kişinin işitme kaybının derecesi olduğunun altını çizen İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Prof. Dr. Yahya Güldiken, eğer kişide hafif ve orta derecede işitme kaybı varsa koklear implant değil işitme cihazları önerileceğini ancak ileri ve çok ileri derecede işitme engeli olan bireylere koklear implant yönteminin uygulanabileceğini açıkladı.
10-16 Mayıs Engelliler Haftası kapsamında Türkiye’de 2 milyonu aşkın işitme engelli birey bulunduğu bilgisini paylaşan İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Prof. Dr. Yahya Güldiken, koklear implant ile işitme yetisinin tekrar kazanılabileceğinin altını çizerek, çözümü hakkında görüşlerini paylaştı.
İŞİTME KAYBININ TİPİNE GÖRE TEDAVİ UYGULANABİLİR
İşitme engelli bireylerin tekrar seslere kavuşması için öncelikle işitme kaybı tipinin belirlenmesinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Yahya Güldiken; “İşitme kaybı kulakların birini ya da her ikisini etkileyebilir ve bu iç, orta ya da dış kulaktaki ya da bu yerlerin birkaçındaki bir sorundan ileri gelebilir. Bu nedenle işitme kaybının tipinin ne olduğunu ve nedenini bilmek doğru çözümün bulunmasında fayda sağlayabilir. Sensörinöral işitme kaybı, iç kulağın ya da kokleanın veya işitme sinirinin hasar görmesi ya da gerektiği gibi işlememesi durumunda oluşur. Sensörinöral işitme kaybı tek veya iki kulakta meydana gelebilir. Eğer işitme kaybı sadece bir kulakta ise bu çoğu zaman tek taraflı işitme kaybı ya da tek taraflı sağırlık olarak ifade edilir. İletim tipi işitme kaybı, dış kulak ya da orta kulaktaki bir hasarın, ses titreşimlerinin iç kulağınıza ya da kokleaya ulaşmasını engellemesi durumunda meydana gelir. Bu türden işitme kaybında, kulaklar tıkalı gibi gelebilir ve özellikle de çok fazla çevre gürültüsü var ise konuşulanlar boğuk işitilebilir. Mikst tip işitme kaybı, iletim tipi ve sensörinöral işitme kaybının bir arada bulunduğu durumdur. Bu, hem dış ya da orta kulakta hem de iç kulakta hasar bulunabileceği anlamına gelir” dedi.
İŞİTME ENGELLİ BİREYDE İŞİTME SİNİRİ HALA SAĞLAMSA KOKLEAR İMPLANT UYGULANABİLİR
Doğru tedavi protokolünün belirlenmesinde işitme kaybı derecelerinin de belirleyici olduğunu belirten Prof. Dr. Yahya Güldiken; “Örneğin, işitme cihazları hafif ila orta derecede işitme kaybı olan bireyler için doğru bir işitme çözümü olabilirken, işitme implantları orta ile çok ileri derecede işitme kaybı olan bireyler için daha uygun olabilir. Hafif derecede işitme kaybı olan bireyler, konuşulanları işitebilir ancak fısıltıları duyamaz veya alçak sesleri ayırt edemez. Orta dereceli işitme kaybı yaşayan bireyler, normal bir ses düzeyi ile konuşan başka bir kişinin konuşmasını duyabilir, ancak onun söylediklerini anlamakta zorluk çeker. Cümle içindeki sesli harfleri rahat işitirken sessiz harfleri anlayamaz. İleri derecede işitme kaybı olan bireyler, normal bir ses düzeyi ile konuşan bir kişinin konuşmasını az duyabilir ya da hiç duyamayabilir. Çok ileri derecede işitme kaybı olan bireyler ise konuşulanları duyamaz ve sadece en yüksek perdedeki seslerin titreşimlerini hissedebilir. Bu noktada kişi hiç duymuyorsa ama iç kulakta yer alan koklea denilen salyangoz yapı işlevini yerine getiremiyor olmasına rağmen işitme siniri hala sağlamsa koklear implant ile sonsuz sessizliğine son verebilir” şeklinde konuştu.
KOKLEAR İMPLANT İLE İŞİTMEK YENİDEN MÜMKÜN
Koklea içerisine yerleştirilecek bir elektrod sistemiyle koklear implantın büyük sessizliği bitirebileceğini ifade eden Prof. Dr. Yahya Güldiken; “Koklear implantlar iç kulaktaki hasarlı duyusal tüysü hücrelerin yerini alır. Çoğunlukla sesleri yükselten işitme cihazlarının aksine, koklear implantlar, sesin netliğini daha da artırabilir ve sohbetleri ve konuşulanları anlama yetinizi iyileştirebilir. Koklear implant sisteminin iki bölümü bulunur; harici bir ses işlemcisi ve derinin altına cerrah tarafından yerleştirilen dahili implant. İmplant kokleanın içine yerleştirilen bir elektrot dizisi içerir. Ses işlemcisi aracılığıyla toplanan sesler, kokleanın içerisini saran elektrodlara iletilerek sesi doğrudan işitme sinirine gönderir. İşitme siniri de beynimizin işitme merkezini uyararak bireyin işitme duyusunu geri kazanmasını sağlar. Özellikle de çocuklar söz konusu olduğunda erken tanı ve uygulama çok önemlidir çünkü çocuklar vakit kaybetmeden hayatın seslerine kavuşursa hem yaşıtları gibi dil gelişimlerini sürdürebilir hem de okullarına giderek başarılı bir birey olarak hayatına devam edebilir. Ancak geç kalınırsa salyangozun içi kemikleşip implantı yerleştirecek kanal kalmayabilir. Bu noktada gerek kişilerin gerek ebeveynlerin bilinçli olması çok önemli. Üstelik devlet işitme kaybının tipine, derecesine ve hastanın iç kulak durumuna göre koklear implantın ücretini karşılayarak kişilerden maliyet yükünü alıyor” diye belirtti.
HABER MERKEZİ