Daha önce toplantılarımızı yaptığımız Kadıköy Rıhtım caddesindeki Saray Muhallebicisi kapandığı için Özgürlük parkında toplandık.
Toplantıya öğretmen Emrullah Elverici, Kadın Doğum Uzmanı Dr. Yüksel Bildirgen, Doktor İsmail Gökgöz, eski emniyet mensubu Dursun Cankara, eski Devlet Demir Yolları memuru Faruk Helvacı, Makine Mühendisi Erol Evren, öğretmen ve şair Ahmet Urgancı ve fahri hemşehrimiz Matbaacı İbrahim İslamoğlu katıldılar.
Toplantıyı Facebook’tan ve WhatsApp’tan yaklaşık 35-40 hemşehrimize duyurmuştum ama Korona tehlikesi devam ettiği için arkadaşlarımız gelemediler.
Toplantı çok güzel geçti. Avukat Erkan Köroğlu Osmancık’tan, öğretmen Şahin Keçeci İstanbul’dan telefonla arayarak mazeret beyan ettiler.
Öğretmen Bekir Gürsoy’da Osmancık’tan telefonla arayarak toplantıya katılan arkadaşlara selamlarını ilettiler. Ben den Bekir Gürsoy’un telefonundan öğretmen Hüssam Aslan, bankacı Yılmaz Dündar ve öğretmen Yücel Boyacı ile görüşerek hal hatır sordum, selam ve sevgilerimizi ilettim. Ayrıca ben de telefonla Osmancık’tan Mustafa Boyvat ve Muammer Okutanı arayarak hal ve hatırlarını sordum.
Pandemide geçen koskoca iki yıl hepimizin hayata ve dünyaya bakış açımızı değiştirmiş. Belli ki, herkes herkesi çok özlemiş.
Toplantıya İstanbul’un en uzak yeri Beylikdüzü’nden gelerek katılan Emrullah Elverici
rahmetli babası Faruk amcayı ve Elverici kardeşleri tek tek anarak hepimizi çok duygulandırdı. Doktor İsmail Gökgöz mahalledeki çocukluk günlerimizi ve 1979-1982 yılları arasında beraber çalıştığımız Batman anılarımızı anlatarak beni 42 yıl öncesine götürdü.
Doktor Yüksel Bildirge, Osmancık İnönü ilk okulunda öğretmenlik yapan babası Burhanettin Bildirge’yi ve Osmancık anılarını dile getirdi. Erol Evren 1946-1947 yılları arasında babası Osmancık’ta sağlık memurluğu yaparken mahalleden Osman Dinçer ve kardeşi Aycan hanımdan bahsetti.
Yaklaşık üç saat süren toplantımızın ana teması Osmancık anılarımız ve Osmancık muhabbeti oldu. Herkesin güzel ilçemiz Osmancık’ı ve Osmancık’ta tanıştığı arkadaşları özlediği çok açıktı. Toplantı için herkes ayrı ayrı teşekkür ederek, bir ay sonra daha geniş kapsamlı Osmancık toplantısı yapmamı rica ettiler.
BİLGE BAADDİN GÜNLÜĞÜ
1—Dün 10 Kasım’da bütün Türkiye aziz Atatürk’ü büyük bir özlemle andı.
“Kaygılanma çocuk, herkes ölür, kimi toprağa, kimi yüreğe gömülür.”
2—Evvelki gün Osmancık’tan gelen sevgili dostum mühendis Yakup Eken bana pirinç, leblebi ve ayva getirmiş. Evimizin önünde Yakup’la muhabbet ederek, teşekkür ettim, Osmancık haberlerini ve anılarını dinledim.
3—“Bu garip hayata doydum. Azrail hesabı getir.”
4—Hayat her zaman ikinci bir şans daha verir. Adına da “yarın” denir.
5—Kadınları geri bırakan toplum, geride kalmaya mahkumdur. (Atatürk)
6—Televizyonlarda, sosyal medyada ve boyalı basında reklamlardan geçilmiyor. Dikkatinizi çekiyor mu bilmem? Yapılan reklamların % 90’ı da yabancı ürünler. Allah rızası için kendi yaptığımız, kendi ürettiğimiz hiçbir ürün ve eser yok. Hiçbir şey üretmeden, hiçbir şey icat etmeden sürekli tüketiyoruz. Bu nasıl bir tembelliktir, bu nasıl bir bağımlılıktır aklım almıyor vallahi!
7—Şu anamızın kızlık soyadı olmasaydı halimiz nice olurdu bilmiyorum. Anamızın kızlık soyadı, dünyanın en ileri güvenlik sistemi.
8—Kızlara dokuzuncu senfoniyi senin için besteledim desem,
“İlk sekizi kimin için besteledin?” diye sorar.
Bir zamanlar akıbetimi çok merak ettiğim için şu dörtlüğü yazmıştım.
Sona geldim, başlangıç nasıldı bilmiyorum!
Çok şeyler yaşadım, kader miydi, bilmiyorum!
Beşik “Nereden?”, kefen, “Nereye?” diye sordu,
“Akıbet” dedim, ne zaman, nasıldır bilmiyorum…(Mehmet Özata)
11 Kasım 2022 / Mehmet Özata