İtfaiye Haftası nedeniyle bir açıklama yapan Nevzat Veldet, tüm itfaiyecilerin haftasını kutlayarak, sorunların çözülmesini istedi.
Veldet, “Çalışma koşulları farklılıklarını, ücret ve mesai adaletsizliklerini gidermeye dönük olmak üzere ülkedeki bütün itfaiye teşkilatları için ortak bir standartlar belirlenmeli; belediye itfaiye yönetmeliği uluslararası standartlar çerçevesinde yeniden düzenlenmelidir” dedi.
Nevzat Veldet’in konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:
“Yangınlar, deprem ve diğer her türlü doğal afette hep yanımızda gördüğümüz; yurttaşlarımızın can ve mal güvenliği için gece gündüz demeden canları pahasına görev yapan itfaiyecilerinin haftası kutlu olsun.
İlk olarak 1714 yılında Tulumbacılar adıyla yeniçeri ocağına bağlı olarak kurulmuş olan ve o tarihten sonra yaklaşık iki yüzyıl askeri sisteme bağlı olarak hizmet veren ülkemiz itfaiyecilik teşkilatı, 25 Eylül 1923 yılında Belediye hizmetleri kapsamına alınmıştır. Bu nedenle ülkemizde 25 Eylül- 1 Ekim tarihleri arasındaki hafta “İtfaiyecilik Haftası” olarak kutlanmaktadır.
Belirli gün ve haftalarda çeşitli meslek grupları adına kutlamalar yapılması, o meslek gruplarında çalışanlar ve emekçiler açısından hatırlanmak adına önemlidir. Ancak mesleğin zorluğu yanında; yapılan hizmete uygun olmayan ücretlerle çalıştırılmaları, araç teçhizat, ekipman eksiklikleri, çalışma koşulları gibi çok temel, özlük ve sosyal sorunlarının çözümlenmemiş olması, aksine sorunlarının her geçen gün artmış olması, yılda bir kez yapılan kutlamaları anlamsız kıldığı gibi, sorunların görmezden gelinmesine de yol açmaktadır.
Çalışma ve yaşam sorunlarına ilişkin sorunlarına daha yakından bakılarak çözüm üretildiği, itfaiyecilerin kendi beklenti ve şikâyetlerini dile getirmeleri için platformların yaratıldığı bir fırsat olarak değerlendirilmesi gereken bu hafta maalesef ki sadece içi boş kutlama törenleri ile geçiştirilmektedir.
Gelişmiş toplumlar içinde saygın ve güvenilir bir yeri olan; en zor koşullarda bile her türlü zorluğa göğüs gererek tanımadıkları hayatları kurtaran itfaiyeciler, ülkemizde maalesef ki hak ettikleri ilgi ve değeri görememekte,  çalışma ve yaşama koşulları her geçen gün daha da kötüleşmektedir.
Çalışma saatlerinin uzunluğu ve esnekliğinin yanında yeterli teknik olanak sağlanmamasından da kaynaklanan ağır ve riskli çalışma koşulları nedeniyle çoğu itfaiyeci 45 yaşından sonra akciğer, kalp ve bel rahatsızlıklarıyla yaşamlarını hastanelere ve ilaçlara bağımlı yaşamak zorunda kalmaktadır.
Nüfus artışı ve yerel yönetimlerin sorumluluk alanlarının kat be kat genişlemesine rağmen yeterli eğitimle donatılmış kadrolu itfaiyeci sayısını artırmak bir yana azaltıldığı; eksikliğin ise taşeron ve sözleşmeli personellerle doldurulduğu itfaiyecilik Sendikamızın yıllardır her platformda dile getirdiği gibi, maalesef ki halen bir meslek grubu olarak sayılmamakta, yıpranma payı daha az riskli mesleklerin bile çok altında tutulmaktadır.
Sendikamız TÜM BEL-SEN itfaiyecilerin sorunlarını yalnızca bu haftada değil sürekli olarak gündemde tutmaktadır. Bu kapsamda son dönemde yasal olarak zorunlu olan İtfaiye araçlarının Belediyelerce Kasko yapılması ve fiili hizmet zammı uygulamasının yerine getirilmemesi nedeniyle İçişleri Bakanlığı ve SGK Genel Müdürlüğü nezdinde çeşitli girişimlerde bulunarak, itfaiyecilerin bu haklarının takipçisi olduk.
Sendikamız itfaiyecilerin çalışma ve yaşam koşullarının her geçen gün daha da kötüleşmesine sebep olan diğer sorunlarının da takipçisi olmaya devam etmektedir.

Bankamatik memurlarına son! Kamuda memur alımında büyük değişiklik Bankamatik memurlarına son! Kamuda memur alımında büyük değişiklik

İTFAİYE EMEKÇİLERİNİN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜNE İLİŞİKİN TALEPLERİMİZ
Yangın ve diğer afetler ile her türlü acil durumda canları pahasına arama ve kurtarma görevi yapan itfaiyecilerin yaptıkları iş bir meslek olarak yasal mevzuatta kabul edilmelidir.
İtfaiyecilik mesleğinin çağın gereklerine tanımı yapılmalı ve bu mesleğin özel niteliklerine uygun olarak yasal düzenlemelerde itfaiye çalışanları “itfaiye hizmetleri sınıfı” ayrı bir hizmet sınıfı içinde değerlendirilmelidir.
İtfaiyecilerin 5510 sayılı yasayla hak ettiği fiili hizmet zammının bütün itfaiye teşkilatlarında düzenli uygulanması ve bu uygulamanın yıllık 90 gün biçiminde ayrımsız bir şekilde bütün itfaiye personeline matbu bir şekilde yansıtılması sağlanmalıdır.
Çalışma koşulları farklılıklarını, ücret ve mesai adaletsizliklerini gidermeye dönük olmak üzere ülkedeki bütün itfaiye teşkilatları için ortak bir standartlar belirlenmeli; belediye itfaiye yönetmeliği uluslararası standartlar çerçevesinde yeniden düzenlenmelidir.
İtfaiye çalışanlarının görevlerinden dolayı maruz kaldıkları yaralanma ve sakat kalma veya ölümleri halinde, 2330 sayılı Maddi Tazminat ve Aylık Bağlanması hakkındaki kanuna bir fıkra eklenerek itfaiye çalışanlarına da nakdi tazminat ödenmesi sağlanmalıdır.
Maktu mesai ücretleri başta olmak üzere toplu sözleşme tazminatları ve bütün diğer ek ödemler itfaiyecilerin maaşına ilave edilerek, emeklilik maaş ve ikramiyesi hesaplamasına dâhil edilmelidir.
İtfaiye hizmetinde personel sayısının belirlenmesinde nüfus oranı esas alınmalıdır. Personel sayısı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi her 1000 kişiye bir itfaiyecinin istihdam edilmesi yöntemiyle belirlenmeli ve kadrolu istihdam edilmelidir.
İstirahatlarda geçen süreler, mesleğe bağlı hastalıklar olarak ve iş kazası kapsamında değerlendirilmeli ve mesai ödenmelidir.
İtfaiye çalışanları 24 saat aralıksız görev yapmalarından dolayı maktuen kadro karşılığı ücret almaktadırlar. Bu işçiler gibi saat üzerinden değil blok olarak her yıl belirlenen ve aylık olarak ödenen bir ücrettir. İtfaiye çalışanlarının fazla mesai ücretleri genel bütçe kanunu ile değil, belediye meclislerince belirlenmelidir.
Büyük yangınlarda, doğal afetlerde ya da ralli vb organizasyonlarda personel sayısının yeterli olmaması ya da işin gereği çalışma süreleri 24 saati aşmaktadır. 24 saati aşan çalışma süreleri gerektiği biçimde ücretlendirilmelidir.
Birçok belediye tarafından düzenli yatırılmayan İtfaiye personelinin çalışma süresince hak ettiği ek yevmiye ve yemek ücretlerinin düzenli yatırılması sağlanmalıdır.
İtfaiyecilerin görevleri sırasında yaşadıkları zorluklar ve yaralanma, sakat kalma, hastalanma hatta ölüm gibi riskler dikkate alınarak, mevcut halde oldukça düşük olan iş riski ve güçlüğü tazminatı artırılmalı; birçok meslek için tanınan özel meslek tazminatı hakkı itfaiyeciler için tanınmalıdır.
Hizmet içi eğitim izinli günlerde değil, mesai günlerinde yapılmalıdır.
Üniversite mezunu olsa bile itfaiyecilerin hak ettikleri memuriyet derecesine inmesini engelleyen belediye norm kadro yönetmeliği ve itfaiye yönetmeliğinde eşitsizliği giderecek düzenlemeler yapılmalıdır.
İtfaiye personeline yönelik görevde yükselme sınavları yıllardır yapılmamaktadır; hizmet üretiminin kalitesini düşüren ve iş barışını bozan bu uygulamaya son verilmeli ve merkezi olarak görevde yükselme sınavı yapılarak, görevlendirmeler buna göre asaleten yapılmalıdır.”