Kamu çalışanları 2025 yılı için kendilerine reva görülen ücret artışını protesto etmek ve taleplerini dile getirmek için alanlara çıktı.
Türkiye Kamu-Sen Çorum İl Temsilciliği, “Ek zam ve refah payı hakkımızdır” konulu kitlesel basın açıklaması yaptı.
Kamu-Sen Çorum İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Selim Aydın, kamunun, 2025 yılı başında kendi alacaklarına %44 zam yaptığını, memur ve emekliye geldiğinde ise %6 + %5 zammın yeterli görüldüğünü bildirerek, “Alırken şahin olanlar, verirken güvercin oldu” dedi.
Kamu-Sen’e bağlı sendikaların ve kamu çalışanlarının destek verdiği eylemde konuşan Selim Aydın, “Bütün harcamalar %40'ların üzerinde artmışken maaşlara kümülatif %11,3 zam yapmayı yeterli gördüler. Maaş zamları piyasa gerçekleri ile örtüşsün. Pasta büyüyorsa payımız da büyüsün. Ekonomideki olumsuzlukları memura, emekliye mal ederseniz, toplumu enflasyon canavarına kurban verirsiniz” ifadesini kullandı.
Selim Aydın, çalışanları sürekli fakirleşen bir milletin gelişemeyeceğini ve ilerleyemeyeceğini söyledi.
Selim Aydın, konuşmasında şu konulara değindi:
“2025 yılının ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olması, bolluk, bereket ve refah getirmesi temennilerimle sözlerime başlamak istiyorum.
Ama enflasyon rakamlarının açıklanması, memur ve emekli zamlarının belli olmasıyla, bu umudumuzu kaybettiğimizi de üzülerek söylemeliyim.
Hepimizin bildiği gibi 2024 enflasyonu %44,38 oldu, son 6 aylık dönemde memur ve emeklilerin maaşlarının %5,75 eridiği resmi olarak açıklandı.
Geçtiğimiz yıl kira %58,5; gıda %43,6; okul %91,6; sağlık %47,6; haberleşme %34; giyim %32,8 zamlandı.
2025 yılı için de enflasyonun en düşük %21 tahmin edildiği bizzat Merkez Bankası tarafından açıklandı.
Durum böyleyken yeniden değerleme oranı da %43,93 olarak belirlendi.
Motorlu taşıtlar vergisi, emlak vergisi ve diğer vergi ve cezalar bu rakama göre artırıldı.
Yani kamu, kendi alacaklarına %44 zam yaptı.
Memur ve emekliye geldiğinde ise %6+%5 yeter dedi.
Alırken şahin olanlar, verirken güvercin oldu.
Alırken bol kepçe kullananlar, verirken kaşığı bile çok gördü.
Alırken bonkör, verirken cimri oldular.
Bütün harcamalar %40'ların üzerinde artmışken maaşlara kümülatif %11,3 zam yapmayı yeterli gördüler.
ÇALIŞANLARI SÜREKLİ FAKİRLEŞEN MİLLET, GELİŞEMEZ, İLERLEYEMEZ
Biz diyoruz ki; nimette külfette adalet olsun.
Maaş zamları piyasa gerçekleri ile örtüşsün.
Pasta büyüyorsa payımız da büyüsün.
Memurun emeklinin yüzü gülsün.
Ekonomideki olumsuzlukları memura, emekliye mal ederseniz, toplumu enflasyon canavarına kurban verirsiniz.
Çalışanları sürekli fakirleşen millet, gelişemez, ilerleyemez.
Enflasyon farkı sıfır zam demektir; o da sonradan verilen bir telafidir.
Bu maaş politikasıyla kamu memur ve emekliye karşı sürekli borçlanmaktadır.
Elma ile armudu toplayıp enflasyon farkı ile cüzi bir artış yapıp bunu da memura emekliye zam diye anlatmayın.
Milletten hangi oranda alıyorsanız, çalışanınıza, emeklinize de o oranda zam verin.
İçinde adalet olmayan maaş sisteminin refah getirmesi mümkün değildir.
Memuru, emeklisi mutlu olmayan ülkenin mutlu olması mümkün değildir.
ENFLASYON BUYSA O ZAMAN ZAM NEREDE?
Refah payı olmayan maaş artışına zam denmez.
Bu yapılan ön ödemeli enflasyon tazminatıdır.
Kaldı ki resmi enflasyon hedefinin %17,5 olduğu yerde %6+5 zam izaha muhtaçtır.
Bu, açıkça maaşlar 6,5 puan eriyecek demektir.
Bu, açıkça ben sizi enflasyona ezdireceğim demektir.
Biz ne bu ay verilecek olan enflasyon farkı destekli %11,54 ‘ü ne de 2025 yılının tamamı için öngörülen kümülatif %11,3'ü zam olarak kabul etmiyoruz.
Enflasyon buysa o zaman zam nerede?
Yok eğer bu zamsa o zaman enflasyon nerede?
Bütçe açık veriyorsa, bunu memurun, emeklinin rızkından kesip kapatmayın.
Zaten alım gücü sürekli düşerken, daha fazla fedakarlık beklemeyin.
Memurun, emeklinin gelirinin artmadığı ortamda, bir de ödediği vergi sürekli artıyor.
Bu da yaşam maliyetlerinin maaşlardan fazla artması sonucunda katlanamaz neticeler doğuruyor.
MEMUR VE EMEKLİ GÖZDEN ÇIKARILMIŞ
Memur, emekli, hakkı olmayanı istemiyor.
Başkasının kaynağını bize aktarın demiyor.
Milli gelire yaptığı katkının, alın terinin, emeğinin hakkını istiyor.
Hepimiz milletimiz ve devletimiz için her türlü fedakarlığı yaparız.
Ancak bu fedakarlık adil ve eşit dağıtıldığında anlam kazanır.
Fedakarlık yapanların üstüne basarak yükselenlerin olduğu yerde refahı da kimlerin alacağı bellidir.
Öngörülebilir ekonomi anlayışı ile çıkılan yolda memur ve emekliye eksi %6,5 zammı reva görmek, memurun ve emeklinin gözden çıkarıldığının ifadesi midir?
Biz Türkiye Kamu-Sen olarak memur ve emekli maaşlarının yeniden değerleme oranına güncellenmesini, üzerine refah payı eklenerek gerçek anlamda bir zamma kavuşturulmasını talep ediyoruz.
Ek zam ve refah payının kalıcı bir biçimde düzenlenmesini istiyoruz.
Gelir vergisinin adaletle düzenlenmesini, herkesin kazancı ile orantılı bir vergilendirmeye tabi tutulmasını bekliyoruz.
Bunun için de memurların gelir vergisi dilimi %15'te sabitlensin diyoruz.
EK ZAMSIZ REFAH OLMAZ, BU ZAMLA KARIN DOYMAZ
Bütün ödemeler, bilhassa ilave ek ödeme emekli maaşına eklensin, emeklinin de yüzü gülsün evi şenlensin istiyoruz.
Birinci dereceye gelen tüm memurların ek gösterge rakamlarının 3600'e yükseltileceği sözü, unutulmasın diyoruz.
Maliye yetkililerinin, kamu çalışanlarını her sıkıntılı durumda baş vurulacak ekonomik kaynak olarak görmekten vazgeçmesini bekliyoruz.
Maaş sorununa kökten çözüm üretecek politikalar belirlensin diyoruz.
Aksi halde ek zamsız refah olmaz, bu zamla karın doymaz.