Genel

Karadenizli göçerlerin bir ay süren zorlu dönüş yolculuğu başladı

- Bayburt'un yüksek kesimlerine kar yağmasıyla birlikte hayvanlarını yaylalardan indiren göçerler, yaklaşık bir ay süren yorucu dönüş yolculuğunda kilometrelerce yol katediyor - Göçerlerden Nejdet Bıyıklı: - "65 yaşındayım ben böyle zorlu yolculuk hiç hatırlamıyorum. Kar çok erken yağdı ve çok mağdur olduk"

Abone Ol

BAYBURT (AA) - BEŞİR KELLECİ - Hayvanlarını otlaklarda beslemek için Bayburt ve Erzurum'un İspir ilçesindeki yaylalara gelerek burada konaklayan göçerler, havaların soğumaya başlamasıyla dönüş yolculuğuna başladı.

Doğu Karadeniz'in sahil kesimlerinde yaşayan çok sayıda göçer aile, ilkbaharın gelmesiyle bölgedeki 3 bin rakımlı dağlara hareket ediyor.

Yaklaşık 6 ay boyunca sürülerini verimli meralara ve temiz su kaynaklarına sahip alanlarda otlatan aileler, bu sayede hayvanlarından daha fazla verim alıyor.

Yörede havaların soğumasıyla gruplar halinde yaylalardan köylerine doğru dönüşe geçen göçerler, sürüleriyle sonbahar renklerinin hakim olduğu dağlık ve ormanlık alanlardan geçerek yorucu bir yolculuk yapıyor.

Zaman zaman güzergahlarında bulunan köylerde misafir edilen göçerler, hayvanlarını dağların eteğinden sahil bandındaki yerleşim yerlerine indirebilmek için kilometrelerce yol katediyor. Göçerlerin dönüş yolculuğu yaklaşık bir ay sürüyor.

- "65 yaşındayım ben böyle zorlu yolculuk hiç hatırlamıyorum"

Göçerlerden 65 yaşındaki Nejdet Bıyıklı, AA muhabirine, sürüsüyle 15 gün önce Ovit Dağı'ndan yola çıktığını ve Bayburt'un Üzengili köyüne geldiğini söyledi.

Yolculuğunda dağları aşarak Bayburt'un Aydıntepe ilçesine gitmeye çalışacağını ifade eden Bıyıklı, "Vauk Dağı'nı aşarak Gümüşhane ve Zigana Dağı'ndan inşallah memleketimiz Akçaabat'a ineceğiz." dedi.

Bıyıklı, bu yıl sıkıntılı bir yolculuk yaşadıklarına değinerek, "65 yaşındayım ben böyle zorlu yolculuk hiç hatırlamıyorum. Kar çok erken yağdı ve çok mağdur olduk ama yapacak bir şey yok Allah'ın takdiri." ifadesini kullandı.

Zaman zaman vahşi hayvan saldırılarına karşı sürüyü korumaya çalıştıklarını belirten Bıyıklı, şunları kaydetti:

"Çocukluğumdan beri devam ediyorum bu işe ama bu bende bitecek. Çocuklar bana 'sat' diyorlar. Ben de bunlardan vazgeçemiyorum. Artık 2 sene, 5 sene daha ne kadar dayanabiliriz onu Allah bilir. Bir heves. Her şeyden hevesimi aldım, bundan alamadım. Bu dağlara çıkınca bende ağrı falan kalmıyor. Köyde dizim ağrıyordu, şimdi yok. Dağın havasından mı suyundan mı bilmiyorum."

Serkan Çakır, hava şartları ve coğrafyadan dolayı bu işin diğer bölgelerden daha zor olduğunu söyledi.

Yıllardır bu işi yaptıklarını ve tüm zorluklara alıştıklarını vurgulayan Çakır, "Bu bir hastalık. Bunun sermayesinde kimsenin gözü yok. Durumu iyi olan da olmayan da bu işi yapıyor. Yaklaşık 10-15 gün daha yolumuz var. Konaklayarak gidiyoruz. Koyun bir yandan yavruladığı için araçlarla götürmüyoruz çünkü düşük yapıyor." dedi.

Çakır, güzergahları boyunca geçtikleri köylere herhangi bir rahatsızlık vermediklerini, bölgedeki insanların çok misafirperver olduğunu sözlerine ekledi.

Göçerleri Üzengili köyünde misafir eden Müslüm Karaaslan da geçmişte kendisinin de koyunculuk yaptığını, birkaç gün onlarla vakit geçirmekten mutluluk duyduğunu söyledi.

{ "vars": { "account": "UA-115444419-2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }