Anne, baba, kardeş dolaysıyla aile Allah’ın bizlere bir nimetidir. Kimse ailesini seçme hakkına sahip değildir. Takdiri ilahi ne lütfetmişse o kabulümüz olmak zorundadır. Belki bazen üzülürüz veya içimizden keşke benim ailem de falanlar gibi olabilse diye geçiririz ama bu beğenmemek kabilinden olmamalıdır. Sadece başkalarında hissettiğimiz olumlu davranışları, güzellikleri bizim ailemizde de görmek istenmesinden kaynaklanmalıdır. Yoksa her aile değerlidir. Herkesin anne-babası-kardeşleri dünyanın en iyi anne baba ve kardeşleridir.
İnsan zorda kaldığında, hatasından dolayı kafasını duvarlara vurduğunda, keşkeler diline dolduğunda, suni dostlar, makam–mevki menfaat arkadaşları kapıları bir bir yüzüne vurduğunda ’’Kardeş kardeşi bıçaklar, geri dönüp kucaklar’’ sırrınca geçmişe takılmadan, ne nasıl, niçin, neden, sorularını canından bıktırmacasına sormadan, üzüntüsünü içine atıp her harükalde sen bizim kardeşimizsin diyerek gönül kapısını sonuna kadar açacak son bir limanının olması ne güzeldir. Bu liman da ancak ailede, kardeşlerde olur. Onun haricinde birazcık zor bulunur. Çünkü ‘’Sıkıntılar paylaşıldıkça azalır, sevinçler ise çoğalır’’ hesabı parayla çözülemeyecek zor zamanlarda bir tekmede kardeş vurmaz. Belki kızar, bağırır ama kolundan tutar kaldırır, benim canım sağ oldukça yanımdayım bir daha yıkılma diyerek omuz verir. Harici tehlikeler karşı kükremiş aslan edasıyla korumaya çalışır.
Bu bağlamda eften püften sebeplerle özellikle ailemizi, kardeşlerimizi üzmemeliyiz. Biz çatıysak onların temel olduğunu asla unutmamalıyız. ’Ya git de bilem kıymeti, ya da öl de bilem kıymeti’ yerine yanımızda iken bilmeliyiz kadri kıymetlerini. Yoksa yarın çok geç olabilir. Nice insanlar tanıyorum ki keşke keşke gururu, utanmayı bıraksaydım da, kapısından kovsa bile zoraki annemin, babamın, kardeşlerimin salından tutuncaya kadar elinden tutsaydım. Dargın gitmeseydim diye feryadı figan ediyor. Çünkü ölüm uzak yerde değil, ansızın hayata veda ettiği zaman ölümünden çok dargın olarak küs gidilmesine ağlanır. O suçluluk psikolojisi bir ömür boyu yer bitirir.
Hayatın gerçeği de şu ki, herkes evlenip çoluk çocuğa karışıp meşguliyetler özele doğru yöneldiğinde irtibatlar yavaş yavaş azalıyor. Çocukların önceliği babaların önceliğine uyum sağlamasa da bu ve buna benzer engelleri en az zayiatla atlatmanın yolları aranmalı ve kardeşlerle irtibat bir ömür boyu olmalıdır.
Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Özlü üveyli 11 kardeşiz ama belki de babamız çok miras bırakmadığı için hepsiyle iyiyiz. Anneciğimize karşı el pençeyiz. Bu nokta da çevreye baktığımızda bir hiç uğruna onlarca insanın kardeşlerine kırgınlık içinde olduğunu görüyorum. Büyük abim, köye ceviz dökmeye gittiğimizde ‘’Biladerler, rahmetli babamız iyi ki çok mal bırakmamış, belki bizde bir araya gelemezdik. Şimdi ne güzel bir sofrada yemek yiyebiliyoruz’’ diye takılmıştı. (mekanı Cennet olsun) Vesselam ‘Mal da yalan mülke yalan, hadi birazda sen oyalan’ hesabı dünya boş ama yine insanoğluna hoş geliyor hoş.
TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nasihatin yer aldığı ‘’Mahirane Söylemler’’ kitabımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek benden temin edebilirsiniz.
15 Ekim Cumartesi günü Çorum Kitap Fuar alanında 12.00-14.00 arası Mahirane Söylemler kitabımı imzalayacağım. Okurlarımı bekliyorum
MİRAS KAVGASI
Aynı anneden doğduk
Aynı anneden süt emdik
Aynı beşikte sallandık
Aynı yatakta uyuduk
Aynı babadan harçlık aldık
Aynı dededen fırçalandık
Aynı tabağa kaşık salladık
Aynı evde güldük, ağladık
Aynı bahçede oyun oynadık
Bacımızı erkenden kocaya,
Seni de asker ocağına uğurladık
Küçüğü de üniversiteye yolladık
Feleğin çemberinden bir bir geçtik
Ama ölünceye kadar kardeşliği seçtik
Şartlar değişti, bizde evlenip yolları ayırdık
Meşguliyeti bahane edip yavaş yavaş dağıldık
Artık bayramdan bayrama göstermelik sarıldık
Anne-babanın hatırına ayda yılda zoraki sorulduk
Biz istesek de çocuklarda aynı sevgiyi bulamadık
Eyvahlar edip, geleceği pekte hayra yoramadık
Ölüm hak, miras helal diye hocalardan hep dinledik
Lakin baba rahmetli oldu, mirası kavgasız bölemedik
Bacımıza dinimize göre üçte bir oranında miras verdik,
Gel gör ki, eşimiz için aynısını bir türlü kabullenemedik
Miras olacak mirasın kavgasını niye yaptığımızı bilemedik
Bizden sonra da çocukların aynı kavgayı yapacağını düşünemedik
Küstük, küstürdük, düştük, düşürdük bir araya bir daha gelemedik
Çocukken özde kardeştik yaşlandık maalesef sözde kardeş olduk
Ufak tefek ayrıntılar içerisinde boğulduk, boğulduk, boğulduk
O halde gel kardaşım gel beri, ölünce salımızdan tutmadan önce
Sağlığımızda, sımsıkı sarılalım ve destek olalım birbirimize, bence