Cinsel suçlarla mücadelede 'kimyasal hadım' yeniden gündemde! Kadın cinayetleri ve cinsel taciz olaylarındaki artış sonrası kamuoyunda sıkça tartışılan bu konu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un açıklamalarıyla tekrar gündeme oturdu. Bakan Tunç, Ceza İnfaz Kanunu'nun 108. maddesini işaret ederek, tıbbi tedavi kararı verme yetkisinin mevzuatta yer aldığını belirtti. Peki, kimyasal hadım dünya genelinde nasıl uygulanıyor? Hukukçular bu konuda ne düşünüyor? İşte detaylar...
Kimyasal Hadım Nedir ve Türkiye’de Durum Ne?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un açıklamalarına göre, Türkiye'de Ceza İnfaz Kanunu'nun 108. maddesi uyarınca cinsel suç mahkûmlarının tıbbi tedaviye tabi tutulması hâkim kararıyla mümkün hale getirilebiliyor. Ancak bu tedbirin zorunlu ya da gönüllü olarak uygulanabilmesi için yasal düzenlemelerin netleştirilmesi gerekiyor. Adalet Bakanlığı'nın bu konuda çalışma yürüttüğü öğrenildi.
Dünyada Kimyasal Hadım Nasıl Uygulanıyor?
Avrupa'da Gönüllü Uygulama: İsveç, Finlandiya, Danimarka, Çek Cumhuriyeti ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinde kimyasal hadım, gönüllülük esasına dayanarak güvenlik tedbiri olarak uygulanıyor. Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde, suçlunun rızası olmadan bu tedavi uygulanmıyor.
ABD’de Zorunlu Uygulama: ABD'de ise bazı eyaletlerde kimyasal hadım zorunlu olarak uygulanıyor. Özellikle cinsel suçlulara yönelik olarak ilk yasal düzenleme, 1997 yılında California’da yürürlüğe girmişti. Bu eyaletlerde, suçluların tedaviye tabi tutulması şart koşuluyor.
Hukukçuların Görüşü: Kimyasal Hadıma Tepkiler
Ceza hukukçusu Prof. Dr. Devrim Güngör, kimyasal hadım uygulamasına şiddetle karşı çıkan isimlerden biri. Güngör, “Modern ceza hukuku anlayışında, bireyin bedeni üzerinde kalıcı hasar bırakan ya da fiziksel değişikliklere neden olan cezalar kabul edilemez” diyerek, olası adli hataların geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabileceğine dikkat çekti.
Kimyasal Hadım Tartışmalarında Hukuki Boyut
Türkiye’de kimyasal hadım uygulaması, mevcut kanunlarda hâkim takdirine bırakılmış durumda. Ancak hukukçular, bu tür bir uygulamanın insan hakları ve modern ceza hukuku ilkeleriyle bağdaşmadığını savunuyor. Adalet Bakanlığı ve hükümet, cinsel suçlarla mücadele kapsamında bu tedbiri daha etkin hale getirmek için yasal düzenlemeler üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.