Teknolojinin sunduğu yeniliklerden biri olarak özellikle yaz aylarında kullanılabilmesiyle sıkça önerilen uygulama altın iğne yöntemi, ince kırışıklıkları azaltıp, akne ve yara izleri gibi sorunları çözerken gözenekleri küçültüp, cildi sıkılaştırıyor.
Türkiye’de yaygın olarak kullanılan altın iğne yöntemi, Kastamonu’da da hastalara uygulanmaya başlandı. Özel Kastamonu Anadolu Hastanesine getirilen cihazlar sayesinde altın iğne yöntemiyle akne, yara ve kesi izleri, kırışıklık ve sıkılaştırma tedavisi yapılıyor. Üzerinde bulunan 25 altın kaplama mikroiğne sayesinde hastalar tedavi ediliyor. İğneli radyofrekans ya da altın iğne diye tanımlanan tedavi, derinin farklı derinliklerine inebilme özelliği sayesinde akne, akne skarı, leke, kırışıklık, çatlaklar, sarkma ve terleme gibi problemlere çözüm getirebiliyor.
“Altın iğnelerle cildin her tabakasına ulaşabiliyoruz”
Altın iğne uygulaması hakkında bilgiler veren Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Cildiye Uzmanı Doç. Dr. Ümran Öner, “Kullandığımız cihaz, FDA onaylı altın iğne fraksiyonel radyofrekans cihazıdır. Cihazımızda her hastamıza özel başlık kullanılmaktadır. Bu cihazın ucunda 25 tane iğne vardır. Bunlar altın kaplı iğnelerdir. Altın iğneleri cildimize uyguluyoruz. Bu uygulamada sadece elektrik çarpması gibi çok hafif bir acı hissediyorsunuz. Bu uygulamayla cildin her tabakasına ulaşabiliyoruz. Farklı derinliklerde uygulama yapabiliyoruz. Cildin ihtiyacına ve problemine göre tedavi uyguluyoruz” dedi.
“Yaz ve kış aylarında altın iğne tedavisi uygulanabilir”
Altın iğnenin kullanım alanları hakkında da açıklamada bulunan Doç. Dr. Öner, “Ciltte yağlanma, gözenekli yapı, akne izleri, ciltte sıkılaşma, antiaging gibi birçok durumda altın iğneyi kullanabiliyoruz. Cildimizdeki yağ dokusundan başlayarak derinliği azaltarak cildin en üst tabakasına kadar ilerleyebiliyoruz. Yüzeysel yaptığımızda da cilt tonunda eşitlenme, ciltteki yağlanmada dengelenmeyi görebiliyoruz. Altın iğne uygulaması her zaman yapılabilir. Yaz ve kış ayında altın iğne tedavisi uygulanabilir. Sadece işlem sonrası birkaç gün güneşten korunmak gerekiyor. İşlem sonrasında da 2-3 saatte bir mutlaka nemlendirici ve güneş kremi uygulamamız gerekiyor” diye konuştu.
“Altın iğne uygulamasını en az 3-4 seans devam edilmesini öneriyoruz”
Akne izlerinin küçük yaşlardan itibaren oluşmaya başladığı için 12-14 yaş sonrasında da hastalara rahatlıkla altın iğne uygulanabildiğini söyleyen Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Cildiye Uzmanı Doç. Dr. Ümran Öner, “Ayda bir kere 3-4 seans şeklinde düşünülebilir. İlk seansın ardından bile altın iğnenin etkileri ortaya çıkacaktır. Cildin kendisini yenilemesi 14-21 gün arasında sürdüğü için etkilerini 2-3 hafta içerisinde görmeye başlarız. Altın iğne uygulamasını en az 3-4 seans devam edilmesini öneriyoruz. Sonraki yıllarda da cildin ihtiyacına ve ciltteki problemlere göre tabii ki tekrarı yapılabilir” şeklinde konuştu.
“Aknenin erken tedavi edilmesini mutlaka öneriyoruz”
Çocuklarda ergenlik döneminde yüzlerde çıkan sivilcelerin normal karşılanmaması gerektiğini ve aknenin erken yaşta tedavi edilmesini mutlaka önerdiklerini söyleyen Doç. Dr. Ümran Öner, “Akne aslında ciltteki kıl ve yağ bezinin birlikte oluşturduğu bir ünitenin hastalığıdır. Özellikle genetik yatkınlık, beslenme şekli, cilde uygulanan ürünler etkilemektedir. Ergenlikle birlikte yağ bezlerimiz daha aktif çalışmaya başladığı için özellikle genç yaşlarda akneler başlıyor. Aknenin erken tedavi edilmesini mutlaka öneriyoruz. Çünkü özellikle kişi kendisi genetik olarak yatkınsa skar (yara izi) dediğimiz tedavisi zor olan izlerle iyileşiyor akneler. O yüzden aknenin erken dönemde tedavisini mutlaka yapmalıyız. Beslenme şeklini düzenlemeliyiz ve cildimize uygun ürünler kullanmalıyız. Bazen aileler ergenlik döneminden dolayı çocukların yüzündeki sivilceleri normal karşılayabiliyor. Tedavisine gerek olmadığını düşünüyor. Bu şekilde kesinlikle düşünmeyelim. Mutlaka çocuklarımızı dermatoloji muayenesine getirelim” ifadelerini kullandı.
“Kronik rahatsızlığı bulunan hastalara da altın iğne uygulayabiliyoruz”
Kronik rahatsızlığı bulunan hastalara da altın iğne tedavisini uygulayabildiklerini belirten Doç. Dr. Öner, şöyle konuştu: “Altın iğne tedavisi herhangi bir kronik rahatsızlığı olması durumunda da uygulanabilir. Yeter ki altın iğneyi uygulayacağımız bölgede herhangi bir şekilde enfeksiyon ya da uçuk olmasın. Olması durumunda bunları tedavi ettikten sonra altın iğneyi uygulayabiliyoruz. Altın iğne tedavisi tam bir leke tedavisi değildir fakat diğer leke tedavisi yöntemleriyle kombine bir şekilde uygulayabiliyoruz. Çünkü cilt tonunu eşitlemede ve cilt tonunu açmada bizlere faydası çok oluyor. Akne ile birlikte yüzde oluşan güneş lekelerini de aynı anda tedavi uygulayarak yok edebiliyoruz. Bunlar için bizlerin kullandığı cihazlarımız bulunuyor. Örneğin hem aknesi hem lekesi hem kılcal damarı ya da cilt problemi olan hastalarımızda daha çok BBL (Broad Band Laser) tedavisini tercih ediyoruz. Tabi altın iğne tedavisi de her iki tedavide de büyük fayda sağlıyor”
Doç. Dr. Ümran Öner, özellikle mezoterapiler, PRP ya da kırışıklığı fazla olan hastalar için altın iğne tedavisinden hemen sonra botoks uygulaması da yapabildiklerini kaydetti.