Kalkınma Odaklı Stratejik Araştırmalar Merkezi (KOSAM), “Küresel Güç Mücadelesi: Üçüncü Dünya Savaşı’nın Ayak Sesleri” raporunu kamuoyu ile paylaştı. KOSAM’ın raporu, günümüzde Üçüncü Dünya Savaşı riskinin uluslararası arenada giderek daha fazla endişe oluşturduğunu ve büyük güçlerin çıkarlarını koruma çabalarının küresel çatışmalara yol açabileceğini öngörüyor.

TBMM Başkanı Kurtulmuş: “İlk 4 maddesinde hiçbir tartışmanın yapılmadığı yeni bir anayasa yapım sürecini demokratik bir süreçle halledeceğiz” TBMM Başkanı Kurtulmuş: “İlk 4 maddesinde hiçbir tartışmanın yapılmadığı yeni bir anayasa yapım sürecini demokratik bir süreçle halledeceğiz”

Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren KOSAM tarafından hazırlanan raporda, tüm dünyanın uzun süredir gündeminde yer alan ve küresel gerilimlerin artmasıyla endişelere neden olan Üçüncü Dünya Savaşı riski, tüm boyutlarıyla değerlendiriliyor. Dünyanın sosyo-politik gündemi ile küresel güvenliğin önceliklendirilerek ele alındığı raporda, sonuç odaklı çözümlerle büyük güçler arasındaki gerilimlerin azaltılması gerektiği ve diplomasi, iş birliği ile toplumsal direnç artırımı gibi stratejilerin uygulanmasının öncelikli olduğu savunuluyor.

Savaşın ekonomik yükü her geçen gün büyüyor

Rapor, Üçüncü Dünya Savaşı riskinin uluslararası arenada artan bir kaygı kaynağı haline geldiğini vurguluyor. NATO’nun Ukrayna’daki savaşa müdahalesinin küresel çatışma riskini artırdığı ve savaşın ekonomik yükünü büyüttüğü belirtilen raporda, Ukrayna’ya yapılan yardımlardaki eksikliklerin, çatışmaların daha şiddetli hale gelmesine neden olduğu ifade ediliyor.

Avrupa ve Asya’da yaşanan gerilimlerin savaş riskini artırdığı bir ortamda, ABD’nin henüz büyük bir küresel savaşa hazır olmadığına dikkat çekilen raporda, Çin’in askeri ve teknolojik alanlardaki gelişimine karşı ABD’nin eksik kalmasının bazı tehditleri ortaya çıkardığı belirtiliyor. İsrail ve İran arasında muhtemel bir çatışmanın geniş çaplı bir savaşa dönüşme ihtimalini gündeme getirdiği, Avrupa’nın Rusya ile doğrudan çatışması ve ABD’deki siyasi değişimlerin Üçüncü Dünya Savaşı riskini artırdığı ifade ediliyor.

Uluslararası barış tehdit ediliyor

Birleşik Krallık, Rusya, Çin, Kuzey Kore ve İran gibi çeşitli ittifakların faaliyetlerine değinilen raporda, özellikle Çin’in Tayvan’a yönelik planlarının Batı ülkelerini doğrudan etkileyeceği belirtiliyor. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik tam ölçekli işgali ve Çin’in Tayvan’a yönelik tehditlerinin arttığı bu dönemde, Batı’nın savaş hazırlıklarını artırması ve toplumsal direncin güçlendirilmesinin kritik olduğu ifade edilen raporda, geleneksel savaşların yerini düşük yoğunluklu çatışmalara ve vekalet savaşlarına bıraktığı, nükleer silahlanma ve bölgesel istikrarsızlıkların uluslararası barışı tehdit ettiği vurgulanıyor.

Üçüncü Dünya Savaşı için 3 farklı senaryo öne çıkıyor

Raporda, yapılan analizler, çalışmalar ve bulgular neticesinde Üçüncü Dünya Savaşı senaryosu ile ilgili 3 ihtimal öne çıkarılarak şu tespitlere yer veriliyor:

"Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Genişlemesi: İlk ihtimal olarak Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Batı’nın Ukrayna’ya yönelik desteğini artırarak savaşın genişlemesine neden olacağı düşünülüyor. Çin ve ABD Arasında Doğrudan Çatışma: İkinci senaryoda Güney Çin Denizi’nde Çin’in Tayvan’ı işgal etme ve ABD ile doğrudan çatışmaya girme ihtimali ağır basıyor. Orta Doğu’da Artan Gerilimler: Üçüncü ve son tabloda ise Orta Doğu’da yaşanan savaş ve çatışma ortamı, Üçüncü Dünya Savaşı’nın çıkma ihtimalini güçlendiriyor."

KOSAM’dan barış çağrısı

Bu üç senaryo, dünyadaki gerilimin ne kadar tehlikeli bir seviyeye ulaştığını ve potansiyel olarak büyük ölçekli bir çatışmanın eşiğinde olunduğunu gösteriyor. Her bir ihtimal, büyük güçlerin stratejik çıkarlarını koruma çabalarının nasıl küresel bir savaşa dönüşebileceğini ortaya koyuyor. Bu durum, uluslararası toplumun diplomatik çabalarının önemini artırıyor ve barışçıl çözüm yollarının aranması gerektiğini net bir şekilde gösteriyor. KOSAM, dünya genelindeki çatışmaların ve savaş tehlikelerinin azaltılması için diplomasi, iş birliği ve toplumsal direncin artırılmasının öneminin altını çizerek, Üçüncü Dünya Savaşı riskini en aza indirme amacıyla tüm uluslararası aktörleri sorumluluk almaya ve barış için birlikte hareket etmeye davet ediyor.

Kaynak: iha