KÖY YANGINLARI -1

Yanmak, kelime olarak insanı rahatsız eder. Bu kelimeyi duyunca direk ateş aklımıza gelir. Gayri ihtiyari olarak kendimizi ateşin karşısında hissederiz.

Abone Ol

Geçmiş yıllarda Amerika’da, ‘’Ölümlerden ölüm seçme yetkisi verilse hangi şekilde ölmek isterdiniz?’’ diye bir anket yapılmış ve seçeneklere: a) suda boğularak ölme b) yüksekten atlayarak ölme c) iple boğularak ölme d) zehirlenerek ölme e) elektrik verilerek ölme f) yanarak ölme g) iğne ile zehirlenerek ölme gibi şıklar konmuş ve anket neticesinde katılımcılardan hiç kimsenin yanarak ölmeyi istemediği ortaya çıkmış. Bu da gösteriyor ki dünya da hiç kimse yanarak ölmeyi istemiyor. Ama gelin görün ki buna mukabil olarak gerekli güvenlik tedbirlerini de tam olarak almıyor.

Geçmişten bir örnek verecek olursak, 14.11.2014 tarihi akşam saatlerinde ilimiz Bayat ilçesi Çukuröz Köyü’nde henüz bilinmeyen nedenle (Yangın ise en kolay sebebi elektrik kontağı, cinayet ise faili meçhuldur söylemi darbı mesel haline gelmiştir) bir evde başlayan yangın kısa sürede çevredeki evlere sıçrayarak büyük bir felakete dönüştü. 30 ev yanarak kullanılamaz hale geldi. Köylülerin verdiği bilgiye göre 34 yıl önceden köyde yine yangın yaşandığı ve 20 evin kül olduğunu öğreniyoruz. Öncelikle büyük bir felaketi mal kaybıyla bertaraf etmek şanstır. Çünkü devletimiz, milletimiz bu bağlamda –maalesef daha çok yangından sonra- elinden geleni fazlasıyla yapmaya çalışıyor. Allah bir daha bu ve buna benzer felaketler yaşatmasın diye temenni ederken, ‘’Yaşanmış felaketlerden ciddi manada ders alınabilirse gelecekte afiyete tebdil eder’’ sözünü de altını çizerek hatırlatmak istiyorum.    
Haberlerde ne zaman köy yangını duysam hemen aklıma çocukluğumda köyümüzde ilk duyduğum imamın,  muhtarın: ‘’Dikkat! Dikkat! Falanın evi yanıyor herkes koşsun veya Erenli tepesinde yangın var. Kazmayı küreği kapan acil harmanda toplansın’’ diye camiden yaptığı anons aklıma gelir. Aynı zamanda yediden yetmişe kadın erkek herkesin bir anda harmanda toplandığını hiç unutmam. Ben de kendi köyümde ve görev yaptığım diğer köylerde irili ufaklı olarak birçok yangına şahit oldum. Kargı ilçesinin Çal köyünde (1986) 5-10 tane, Hacıhamza – Güney köyünde (1987) 80-100 hane, yine Saraycık köyünde  (2005) 47 hane ev yanmıştı. Bu arada Saraycık köyünde yangından sonra kriz merkezinde bir hafta görev yapmış ve kendime göre birçok notlar tutmuştum.

ÖZELLİKLE ORMAN KÖYLERİ İÇİN YANGIN RİSKLERİ

1.    Evler özlü (çıralı) ağaçlardan birbirine geçme olarak yapılmıştır.
2.    Evler birbirine çok yakındır. Yıldırım düşme riski daha çoktur.
3.    İki evin arasından çoğunlukla araç geçemez. Müdahale zorlaşır. Evlerin altı samanlıktır ve yanmayı tetikleyici odun yığınları mevcuttur.
4.    Elektrik tesisatları çoğunlukla ehil olmayan kişiler tarafından çekilmiştir.(Kendi köyümden bilirim. Hiçbir belgesi olmayan ama bu işlere birazcık eli yatkın olan vatandaş tüm köyün elektrik işlerini yapmıştı) 
5.    Evlerdeki elektrikli aletler plansız olarak çoğalmıştır. (Önceden tek aydınlatma var iken şimdi; televizyon, bulaşık makinası, çamaşır makinası, bilgisayar, elektrikli battaniye ve hatta misafir için elektrikli ısıtıcı vb.)
6.    Elektrik tesisatlarının kontrolü çoğunlukla hiç yaptırılmamıştır. Ancak arıza olduğunda ihtiyaç duyulur veya köyde eli yakışan birine baktırılır.
7.    Çoğunlukla sigortalar otomatik değildir. Sigorta çok atarsa kalın tel bağlanır veya altına metal para konur. Kaçak akım rölesi ekseriya yoktur.
8.    Kablolar sıva veya ahşap üzerinden gider. Fare kemirmesi yaşanabilir.
9.    Vatandaş bireysel olarak bilinçsizdir. Kulaktan duyma bilgilerle iş yapar.
10.    Yangın anında ilçeden ulaşım, özellikle kış mevsimlerinde çok zaman alır.  
11.    Yollardaki isim levhalarının eksikliği, yıpranmışlığı veya vatandaşın levhalara zarar vermesiyle bilhassa grup köylerin bulunmasında zaman kaybı yaşanabilir.
12.    Köylerde genelde yaşlı kesimin kalması nedeniyle unutkanlık vb. sebeplerden dolayı yangınlara sebep olabilir.
13.    Köylerin ormana yakın olması nedeniyle başlangıç yangınları anında söndürülmezse ormana sıçrayabilir. Felaket daha da büyür.
14.    Özellikle kediler, fareler ocaktaki ateşi samanlık gibi hassas yerlere taşıyabilir.
15.    Evlerin altları yangını tetikleyecek şekilde odun, çıra veya ot vb. ile doludur.
16.    Bahçede yakılan ocakta iş yaparken evin telefonu çalarsa ve konuşma uzun sürerse çoğunlukla ocak unutulur ve yangına davetiye çıkarır.
17.    Çocukların, gençlerin sigara izmaritini rastgele atması yine yangına davetiye çıkarır.
18.    Elektrik tellerinin kopması, yıldırım düşmesi ayrı bir risktir.
19.    Genelde camilerde, okullarda usulüne uygun yangın söndürme cihazı ya bulunmaz veya periyodik bakımı düzenli yaptırılmaz. Ve hatta Allah korkusu ve devlet korkusu yoksa kullanım dışı cihazlar buralara satılmaya çalışılır. Örnekleri çoktur.

 
*
TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nükteli nasihatin yer aldığı Mahirane Söylemler ve –hikâyeden şiire sızan- Susamak kitaplarımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek, benden imzalı olarak veya Osmancık’ta Topçuoğlu Mağazası’ndan temin edebilirsiniz.

{ "vars": { "account": "UA-115444419-2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }