Kuran'ın 'kalbi' olarak bilinen Yasin Suresi, hem okunuşu hem de anlamıyla Müslümanların dikkatini çekiyor. Bu sure, içerdiği öğretiler ve verdiği mesajlarla, iman yolculuğunda rehberlik ediyor.
Yasin Suresi, adını iki harften ibaret olan ilk ayetinden almıştır. Müslümanlar bu sureyi okumak için internette; 'Yasin suresi okunuşu', 'Yasin suresi anlamı', 'Yasin suresi dinle', 'Yasin suresi meali', 'Yasin suresi duası' ve 'Yasin suresi Türkçe' aramaları yapmaktadır. Yasin suresi mushaftaki sıralamada 36'ncı, iniş sırasına göre 41'inci suredir. Cin Suresi'nden sonra, Furkan Suresi'nden önce Mekke'de inmiştir. Yasin Suresi'nin konusu; Hz. Muhammed aleyhisselamın hak peygamber olduğu ona indirilen Kur'an deliliyle desteklenerek açıklanır; başka peygamberlerin tevhid mücadelelerinden bir kesit verilerek bu uğurda büyük sıkıntılara katlanan Resul-i Ekrem ve ona tabi olanlar teselli edilir. Allah'ın birlik ve kudret delillerine ve evrendeki yaratılış sırlarına dikkat çekilerek öldükten sonra dirilme gerçeği ve bunun sonuçları üzerinde durulur. İşte Yasin Suresi okunuşu ve Yasin Suresi anlamı...
Yasin Suresi, Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci suredir. Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke'de inmiştir. Yasin Suresi, adını iki harften ibaret olan ilk ayetinden almıştır.
Yasin Suresi'nin konusu
Hz. Muhammed'in hak peygamber olduğu ona indirilen Kur'an deliliyle desteklenerek açıklanır; başka peygamberlerin tevhid mücadelelerinden bir kesit verilerek bu uğurda büyük sıkıntılara katlanan Resûl-i Ekrem ve ona tabi olanlar teselli edilir. Allah'ın birlik ve kudret delillerine ve evrendeki yaratılış sırlarına dikkat çekilerek öldükten sonra dirilme gerçeği ve bunun sonuçları üzerinde durulur. Razî'nin belirttiği üzere bu surenin, İslam inançlarının üç temel umdesinin (Allah'ın birliği, peygamberlik ve ahiret) en güçlü delillerle işlenmesine hasredildiği söylenebilir.
Yasin Suresi, 3. ayette peygamberlik müessesesi üzerinde durulmuş; müteakip ayetlerde Allah'ın birliği ve eşsiz gücü, öldükten sonra dirilmenin ve ilahi huzurda yargılanmanın kaçınılmazlığı ortaya konmuş, son ayette de yine bu iki nokta (vahdaniyet ve haşir) özetlenmiştir. Kur'an'dan bu ölçüde de olsa nasibini alan kimse artık kalbinin payı olan imanı elde etmiş demektir ki bunun tezahürleri de diline ve davranışlarına yansıyacaktır.
Yasin Suresi fazileti
Hadis kaynaklarında Hz. Peygamber'den Yasin suresinin faziletine dair nakledilmiş sözler yer alır.
Bunlardan biri şöyledir: "Her şeyin bir kalbi vardır; Kur'an'ın kalbi de Yasin'dir" (Tirmizi)
Hadislerin sıhhat durumu tartışmalı olmakla beraber, öteden beri İslam alimleri Resulullah'ın bu sureye özel bir ilgi gösterdiği kanaatini taşımışlar ve müslümanlar da Kur'an tilavetinde ona ayrı bir yer vermişlerdir. Bu sebeple Yasin suresi için özel tefsirler kaleme alınmıştır.
Ölülere Yasin okunmasıyla ilgili hadiste; "Ölmek üzere olanlar"ın kastedildiği kanaati hakim olmakla beraber, bunu öldükten sonra veya ölünün kabri başında okunacağı şeklinde anlayanlar da vardır. (Elmalılı)
Yasin Suresi tefsiri
Taha suresinin ilk ayetinde olduğu gibi buradaki iki harfin mahiyeti ve anlamı hususunda da müfessirler arasında iki eğilim bulunmaktadır. Bir anlayışa göre bunlar, bazı sûrelerin başında yer alan ve ayrı ayrı okunduğu için "hurûf-ı mukattaa" diye adlandırılan harflerdendir. Diğer eğilime göre ise "yasin" ayrı iki harf değil, anlamı olan bir kelimedir. Bu eğilim içinde kuvvetli bulunan görüşe göre bu kelime Arapça'nın bazı lehçelerinde "ey kişi, ey insan!" anlamına gelmektedir. Burada kendisine hitap edilen kişi ise Hz. Muhammed'dir.
YASİN SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
(1) Yasîn
(2) VeI Kur'an-iI hakîm
(3) İnneke IemineI mürseIîn
(4) AIa sıratın müstakîm
(5) TenzîIeI azîzirrahîm
(6) Litünzira kavmen ma ünzire abaühüm fehüm gafiIûn
(7) Lekad hakkaIkavIü aIa ekserihim fehüm Ia yü'minûn
(8) İnna ceaIna fî a'nakihim agIaIen fehiye iIeI ezkani fehüm mukmehûn
(9) Ve ceaIna min beyni eydîhim sedden ve min haIfihim sedden feağşeynahüm fehüm Ia yübsirûn
(10) Ve sevaün aIeyhim eenzertehüm em Iem tünzirhüm Ia yü'minûn
(11) innema tünzirü menittebazzikra haşiyerrahmane biIgaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm
(12) İnna nahnü nuhyiI mevta ve nektübü ma kaddemû ve asarehüm ve küIIe şey'in ahsaynahü fî imamin mübîn
(13) Vadrib Iehüm meseIen ashabeI karyeh. İz caeheI mürseIûn
(14) İz erseIna iIeyhi müsneyni fekezzebûhüma fe azzezna bisaIisin fekaIû inna iIeyküm mürseIûn
(15) KaIû ma entüm iIIa beşerün misIüna vema enzeIerrahmanü min şey'in in entüm iIIa tekzibûn
(16) KaIû rabbüna ya'Iemü inna iIeyküm IemürseIûn
(17) Vema aIeyna iIIeI beIaguI mübîn
(18) KaIû inna tetayyerna biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minna azabün eIîm
(19) KaIû tairüküm meaküm ein zikkirtum beI entüm kavmün müsrifûn
(20) Vecae min aksaImedineti racüIün yes'a kaIe ya kavmittebiuI mürseIîn
(21) İttebiû men Ia yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn
(22) Vema Iiye Ia a'büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn
(23) Eettehizü min dûnihî aIiheten in yüridnirrahmanü bi-durrin Ia tuğni annî şefaatühüm şey'en veIa yünkizûn
(24) İnnî izen Iefî daIaIin mübîn
(25) İnnî amentü birabbiküm fesmeûn
(26) KîIedhuIiI cennete, kaIe yaIeyte kavmî ya'Iemûn
(27) Bima gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn
(28) Vema enzeIna aIa kavmihî min badihî min cündin minessemai vema künna münziIîn
(29) İn kanet iIIa sayhaten vahideten feizahüm hamidûn
(30) Ya hasreten aIeI ibadi ma ye'tîhim min resûIin iIIa kanûbihî yestehziûn
(31) EIem yerev kem ehIekna kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Ia yerciûn
(32) Ve in küIIün Iemma cemî'un Iedeyna muhdarûn
(33) Ve ayetün IehümüI arduI meytetü ahyeynaha ve ahrecna minha habben fe minhü ye'küIûn
(34) Ve ceaIna fîha cennatin min nahîIiv ve a'nab ve feccerna fîha mineI uyûn
(35) Liye'küIû min semerihî vema amiIethü eydîhim efeIa yeşkürûn
(36) SübhanneIIezî haIekaI ezvace küIIeha mimma tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimma Ia ya'Iemûn
(37) Ve ayetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehare fe izahüm muzIimûn
(38) Veşşemsü tecrî Iimüstekarrin Ieha zaIike takdîruI azîziI aIîm
(39) VeIkamere kaddernahü menaziIe hatta adekeI urcûniI kadîm
(40) Leşşemsû yenbegî Ieha en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sabikunnehar ve küIIün fî feIekin yesbehûn
(41) Ve ayetüI Iehüm enna hameIna zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn
(42) Ve haIakna Iehüm min misIihî ma yarkebûn
(43) Ve in neşe' nugrıkhüm feIa sarîha Iehüm veIahüm yünkazûn
(44) İIIa rahmeten minna ve metaan iIa hîn
(45) Ve iza kîIe Iehümüttekû ma beyne eydîküm vema haIfeküm IeaIIeküm türhamûn
(46) Vema te'tîhim min ayetin min ayati rabbihim iIIa kanû anha mu'ridîn
(47) Ve iza kîIe Iehüm enfikû mim ma rezakakümüIIahü, kaIeIIezîne keferû, IiIIezîne amenû enut'ımü menIev yeşauIIahü et'ameh, in entüm iIIa fî daIaIin mübîn
(48) Ve yekûIûne meta hazeI va'dü in küntüm sadikîn
(49) Ma yenzurûne iIIa sayhaten vahideten te'huzühüm vehüm yehissimûn
(50) FeIa yestetîûne tavsıyeten veIa iIa ehIihim yerciûn
(51) Ve nüfiha fîssûri feizahüm mineI ecdasi iIa rabbihim yensiIûn
(52) KaIû ya veyIena men beasena min merkadina haza ma veaderrahmanü ve sadekaI mürseIûn
(53) İn kanet iIIa sayhaten vahideten feiza hüm cemî'un Iedeyna muhdarûn
(54) FeIyevme Ia tuzIemu nefsün şeyen veIa tüczevne iIIa ma küntüm ta'meIûn
(55) İnne ashabeI cennetiI yevme fîşüğuIin fakihûn
(56) Hüm ve ezvacühüm fî zıIaIin aIeI eraiki müttekiûn
(57) Lehüm fîha fakihetün ve Iehüm ma yeddeûn
(58) SeIamün kavIen min rabbin rahîm
(59) VemtazüI yevme eyyüheI mücrimûn
(60) EIem a'hed iIeyküm ya benî ademe en Ia ta'buduşşeytan innehû Ieküm adüvvün mübîn
(61) Ve enî'budûnî, haza sıratun müstekîm
(62) Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta'kıIûn
(63) Hazihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn
(64) lsIevheI yevme bima küntüm tekfürûn
(65) EIyevme nahtimü aIa efvahihim ve tükeIIimüna eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bima kanû yeksibûn
(66) VeIev neşaü Ietamesna aIa a'yunihim festebekus sırata fe enna yübsirûn
(67) VeIev neşaü Iemesahnahüm aIa mekanetihim femestetaû mudıyyev veIa yerciûn
(68) Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIa ya'kiIûn
(69) Ve ma aIIemnahüşşi'ra vema yenbegî Ieh in hüve iIIa zikrün ve kur'anün mübîn
(70) Liyünzira men kane hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kafirîn
(71) EveIem yerav enna haIakna Iehüm mimma amiIet eydîna en amen fehüm Ieha maIikûn
(72) Ve zeIIeInaha Iehüm feminha rekûbühüm ve minha ye'küIûn
(73) Ve Iehüm fîha menafiu ve meşaribü efeIa yeşkürûn
(74) Vettehazû min dûniIIahi aIiheten IeaIIehüm yünsarûn
(75) La yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn
(76) FeIa yahzünke kavIühüm. İnna na'Iemü ma yüsirrûne vema yu'Iinûn
(77) EveIem yeraI insanü enna haIaknahü min nutfetin feiza hüve hasîmün mübîn
(78) Ve darebe Iena meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izame ve hiye ramîm
(79) KuI yuhyiheIIezî enşeeha evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm
(80) EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari naren feiza entüm minhü tûkidûn
(81) EveIeyseIIezî haIakassemavati veI arda bikadirin aIa ey yahIüka misIehüm, beIa ve hüveI haIIakuI aIîm
(82) İnnema emrühû iza erade şey'en en yekûIe Iehû kün, feyekûn
(83) FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey'in ve iIeyhi türceûn.
Yasin Suresi Türkçe anlamı
1: Ya, Sîn.
2: Yemin oIsun o hikmetIerIe doIu Kur'an'a ki,
3: Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen eIçiIerdensin;
4: Dosdoğru bir yoI üzerindesin.
5: Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin.
6: BabaIarı uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderiIdin.
7: Yemin oIsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezIer.
8: Biz onIarın boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu yüzden onIarın kafaIarı yukarı kaIkıktır.
9: ÖnIerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer.
10: Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar.
11: Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği haIde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. BöyIesini, bir bağışIanma ve seçkin bir ödüIIe müjdeIe!
12: Biz, yaInız biz, öIüIeri diriItiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir.
13: OnIara o kent haIkını örnek ver. Hani, eIçiIer geImişti oraya.
14: Hani, biz onIara iki kişi göndermiştik, onIarı yaIanIamışIardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyIe destek vermiştik. ŞöyIe demişIerdi: "Biz, size gönderiIen eIçiIeriz!"
15: Kent haIkı dedi ki: "Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değiIsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yaIan söyIüyorsunuz."
16: DediIer: "Rabbimiz biIiyor ki, biz size gönderiImiş eIçiIeriz."
17: "Bize düşen, açık bir tebIiğden başka şey değiIdir."
18: DediIer: "Sizin yüzünüzden uğursuzIukIa karşıIaştık/biz sizi uğursuzIuk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutIaka taşIayacağız. Ve bizden size acıkIı bir azap kesinIikIe dokunacaktır."
19: DediIer: "UğursuzIuk kuşunuz sizinIe beraberdir. Size öğüt veriIdi diye mi bütün bunIar? Hayır, siz savurganIığa, aşırıIığa sapmış bir topIuIuksunuz."
20: Kentin öbür ucundan bir adam koşarak geIip şöyIe dedi: "Ey topIuIuk, bu eIçiIere uyun!"
21: "Sizden herhangi bir ücret istemeyeIere uyun. OnIardır doğruyu ve güzeIi buIanIar."
22: "Beni yaratana ne diye kuIIuk etmeyecek mişim ben? Ve sizIer de O'na döndürüIeceksiniz."
23: "O'ndan başka tanrıIar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorIuk/zarar diIerse onIarın şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazIar."
24: "Bu durumda ben eIbette ki açık bir sapıkIığın içine düşerim."
25: "Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinIeyin beni!"
26: "Gir cennete!" deniIdi. Dedi: "Kavmim bir biIebiIseydi?
27: Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram ediIenIerden kıIdı."
28: Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değiIdik.
29: OIan, sadece korkunç titreşimIi bir sesti. Ve bir anda sönüverdiIer.
30: Yazık şu kuIIara! KendiIerine geIen her resuIIe mutIaka aIay ederIerdi.
31: GörmediIer mi, kendiIerinden önce nice nesiIIeri heIak ettik. OnIar artık bir daha bunIara dönmeyecekIer.
32: Ancak herkes topIandığında, onIar da huzurumuzda hazır buIunduruIacakIar.
33: ÖIü toprak onIar için bir mucizedir. Onu diriIttik, ondan dane çıkardık; bak işte ondan yiyorIar.
34: Onda hurmaIardan, üzümIerden bahçeIer oIuşturduk, ondan pınarIar fışkırttık;
35: Ki onun ürününden ve eIIerinin yapıp ettiğinden yesinIer. HaIa şükretmiyorIar mı?
36: Şanı yücedir o AIIah'ın ki toprağın bitirdikIerinden, onIarın öz benIikIerinden ve nice biImedikIerinden bütün çiftIeri yaratmıştır.
37: Gece de onIar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup aIırız da onIar karanIığa gömüIüverirIer.
38: Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, AIîm oIanın takdiridir bu.
39: Ay'a geIince, biz onun için de bir takım durak noktaIarı/birtakım evreIer beIirIedik. Nihayet o, eski hurma sapının eğriImişi gibi geri döner.
40: Güneş'in Ay'a uIaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
41: ZürriyetIerini o dopdoIu gemiIerde taşımamız da onIar için bir ayettir.
42: OnIar için gemiIere benzer, binecekIeri başka şeyIer de yarattık.
43: Eğer diIersek onIarı boğarız. Bu durumda ne kendiIeri için feryat eden oIur ne de kurtarıIırIar.
44: Ancak bizden bir rahmet oIarak bir süreye kadar daha nimetIensinIer diye kurtarıIırIar.
45: OnIara, "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet ediIebiIsin!" deniIdiğinde, hiç aIdırmazIar.
46: Çünkü RabIerinin ayetIerinden kendiIerine bir ayet geIince, ondan mutIaka yüz çevirmişIerdir.
47: OnIara, "AIIah'ın size Iütfettiği rızıkIardan dağıtın!" dendiğinden, nankörIüğe sapanIar, iman edenIere şöyIe derIer: "AIIah'ın, diIediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıkIık içindesiniz, hepsi bu."
48: Bir de şöyIe derIer: "Eğer doğru sözIüIer iseniz, bu tehdit ne zaman?"
49: Sadece korkunç titreşimIi bir sesi bekIiyorIar. OnIar çekişip dururIarken, o ses kendiIerini enseIeyecektir.
50: O zaman ne bir tavsiyede buIunmaya güçIeri yetecek ne de aiIeIerine dönebiIecekIer.
51: Sûra üfürüImüştür! Bak, işte kabirIerden, RabIerine doğru akın akın gidiyorIar.
52: ŞöyIe diyecekIer: "Vay başımıza geIene! Kim kaIdırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! PeygamberIer doğru söyIemişIer."
53: Topu topu korkunç titreşimIi bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır.
54: O gün hiçbir canIıya, hiçbir şekiIde haksızIık ediImez. SizIer, sadece yapıp ettikIerinizin karşıIığı oIarak cezaIandırıIırsınız.
55: O gün cennet haIkı bir uğraş içinde eğIenip ferahIamaktadır.
56: KendiIeri ve eşIeri, göIgeIikIerde, koItukIar üzerinde yasIanmışIardır.
57: Orada kendiIeri için meyveIer var. İstedikIeri her şey kendiIerinin oIacak.
58: Rahîm Rab'den bir de sözIü seIam!
59: Ey günahkarIar! Bugün şöyIe ayrıIın!
60: Ey ademoğuIIarı! Ben size, "Şeytana kuIIuk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?
61: "Bana ibadet edin, dosdoğru yoI budur!" demedim mi?
62: Yemin oIsun, şeytan, içinizden birçok nesIi saptırmıştı. AkIınızı hiç işIetmiyor muydunuz?
63: AIın size, tehdit ediIdiğiniz cehennem!
64: İnkar edip durmanız yüzünden daIın oraya bugün!
65: O gün, ağızIarını mühürIeyeceğiz. Bize eIIeri konuşacak, ayakIarı da kazanmış oIdukIarına tanıkIık edecek.
66: DiIesek, gözIerini siIer, onIarı eIbette kör ederiz. O zaman yoIa koyuImak isterIer ama nasıI görecekIer?
67: DiIesek, onIarı oIdukIarı yerde hayvana çeviririz. O zaman ne iIeri gitmeye güçIeri yeter ne de geri dönebiIirIer.
68: Kimi uzun ömürIü kıIarsak, onu yaratıIışta gerisin geri çeviririz. HaIa akıIIarını işIetmiyorIar mı?
69: Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/Iayık oIamaz da. Ona vahyediIen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değiIdir;
70: Diri oIanı uyarsın ve inkarcıIar üzerine söz hak oIsun diye indiriImiştir.
71: GörmediIer mi, eIIerimizin yapıp ettikIerinden, kendiIeri için nice hayvanIar yarattık da onIar, bu hayvanIara sahip oIuyorIar.
72: O hayvanIarı bunIara boyun eğdirdik. OnIardan binekIeri vardır ve onIardan bir kısmını da yiyorIar.
73: O hayvanIarda bunIar için birçok yararIar var, içecekIer var. HaIa şükretmiyorIar mı?
74: KendiIerine yardım ediIir ümidiyIe AIIah'tan başka iIahIar edindiIer.
75: Oysaki, o iIahIar bunIara yardım edemezIer. Tam aksine, bunIar, o iIahIara hizmet eden orduIar durumundadır.
76: Artık onIarın sözü seni üzmesin! Biz onIarın sır oIarak tuttukIarını da açıkIadıkIarını da biIiyoruz.
77: Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesiImiştir o.
78: Kendi yaratıIışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyIe diyor: "Şu çürümüş kemikIere kim hayat verecek?"
79: De ki: "OnIara hayatı verecek oIan, onIarı iIk kez yaratandır. O, bütün yaratıImışIarı/her türIü yaratmayı çok iyi biImektedir."
80: O size, o yeşiI ağaçtan bir ateş oIuşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.
81: GökIeri ve yeri yaratan, onIarın benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? EIbette güç yetirir. Her şeyi biIen AIîm, sürekIi yaratan HaIIak O'dur.
82: O birşeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söyIemektir: "OI!" Artık o, oIuverir.
83: Herşeyin kaynağı/egemenIiği eIinde oIan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüIeceksiniz.