Eski Hazine Müsteşarı ve iktisatçı Mahfi Eğilmez, son günlerde siyasette yaşanan gelişmelerin ekonomi üzerindeki etkilerini değerlendirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan süreçle birlikte ekonomide yaşanan türbülansı analiz eden Eğilmez, dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
“Sıkıntılı Bir Döneme Başlarken” başlıklı yazısında Eğilmez, yalnızca ekonomik verileri değil, aynı zamanda siyasi kararların piyasalara etkisini de masaya yatırdı. Eğilmez’e göre, “hatasını kabul etmeyen ve hatayı hep başkasında arayanlar çözüm üretemez.”
Ekonomide Kayıplar Derinleşti
Eğilmez, son bir haftalık süreçte Türkiye ekonomisinin ağır bir darbe aldığını belirtti. Borsa İstanbul’da tüm endeksin toplam piyasa değerinin yaklaşık 1,9 trilyon lira düştüğünü ifade etti. Bu süreçte en fazla değer kaybeden hisselerin başında bankalar geldi. Yabancı yatırımcıların piyasadan çıkış yapması, yerli yatırımcıların ise dövize yönelmesi, ekonomideki kırılganlığı artırdı.
Piyasalardaki sarsıntı yalnızca borsa ile sınırlı kalmadı. Gösterge faiz oranı yüzde 37,09’dan yüzde 44,60’a yükseldi. Bu artışla birlikte Hazine’nin borçlanma maliyeti yalnızca birkaç gün içinde 7,5 puan artmış oldu.
Türkiye'nin risk primi (CDS) ise 250 baz puandan 383 baz puana yükseldi. Bu durum, Türkiye'nin dış borçlanma maliyetlerini daha da artıracak bir tabloyu ortaya koydu.
Merkez Bankası Faizi Fiilen Yükseltti
Türk Lirası'nın değer kaybını durdurmak isteyen TCMB, piyasaya müdahale ederek döviz sattı. Bu adımlar sonucunda Merkez Bankası’nın net rezervlerinde ciddi bir erime yaşandı. Eğilmez, bu durumun net etkisinin Perşembe günü açıklanacak resmi verilerle netleşeceğini vurguladı.
Merkez Bankası ayrıca olağan dışı bir toplantıyla gecelik borç verme faizini yüzde 46’ya çıkardı. Bu kararla birlikte politika faizinin fiilen yüzde 46’ya yükseldiği yorumunu yapan Eğilmez, ayrıca haftalık repo ihalelerine ara verildiğini ve likidite senedi ihraç edileceğini de belirtti.
Kamu Müdahalesi Borsayı Tutmaya Yetmedi
Yazıya göre, kamu bankaları ve bazı kurumlar aracılığıyla hisse senedi alımları yapılarak Borsa İstanbul’daki düşüş frenlenmeye çalışıldı. Ancak bu müdahaleler, piyasadaki tedirginliği tamamen ortadan kaldırmaya yetmedi. Yurt dışından gelen açıklamalarda, Türkiye’deki siyasi gelişmelerin yatırım ortamını olumsuz etkilediği yönünde ağır eleştiriler yer aldı.
Yapısal Sorunlara Dikkat Çekti
Mahfi Eğilmez, yaşananların yalnızca ekonomik krizle sınırlı olmadığını vurguladı. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu yapısal sorunlara dikkat çekerek, “Bu gelişmeler böyle devam ederse, reyting kuruluşlarının Türkiye’ye ilişkin kararları da olumsuz etkilenebilir” uyarısında bulundu.
Üniversite yıllarındaki 1968 olaylarını örnek gösteren Eğilmez, Türkiye'deki yöneticilerin eleştiriler karşısında sistemi düzeltmek yerine kendi doğrularında ısrar ettiklerini, bu yüzden de toplumsal gerginliklerin uzun sürdüğünü ifade etti. Ona göre, bu dönemin de benzer şekilde kalıcı etkiler bırakabileceğini göz ardı etmemek gerekiyor.
“Ekonomik Sorunların Çözümü Siyasetten Geçiyor”
Eğilmez, yazısını dikkat çeken bir tespitle bitirdi:
“Buradan çıkışın yolu sadece ekonomi politikalarında önlem almak değildir. Yargının bağımsızlığı, liyakate dayalı atamalar ve gerçek demokrasiye geçiş gibi görünürde ekonomi dışı olan ama aslında doğrudan ekonomiyle ilişkili adımlar atılmadıkça, çözüm mümkün değildir.”