Yalnız haftanın yorgunluğu atılmaz, ülke meseleleri konuşulur, sorunlar paylaşılır, çözümler üretilirdi. Sonra çözümler, piknik dönüşü orada bir ağacın altında, patlamış bir topun yanında unutulur giderdi.
Akşam olunca da evli evine, köylü köyüne…
Nereden çıktı bu piknik fotoğrafı diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
“Cumhuriyet Mitingleri Geliyor” haberini duyunca yukarıdaki piknik fotoğrafı kıpırdadı belleğimde.
2007’nin 14 Nisan’ında Ankara, Tandoğan’dan başlayarak ülkemizde bir dizi miting yapılmıştır. 22 Temmuz’da yapılacak seçimler öncesi, Türk milleti tarihinin en görkemli mitinglerine imza atmıştır. Dernekler, Odalar, seferber olmuş, yol parası bulamayan bazı dar gelirli aileler alyanslarını satarak bu mitinglere katılmışlardır. Amaç ülkeyi AKP iktidarından kurtarmaktır.
Kimi bayrağını, kimi sloganını, bazıları da yüreğini kucağına almış bin bir ümitle koşmuştur Tandoğan'a, Çağlayan'a, Gündoğan'a...
Bir kuru simit, plastik bardakta çay...
Özverinin adı mı olurdu?
Mitingler, siyasi piknikler, bitince de evli evine köylü köyüne…
Sonuç; 2002’de %37 oy alan AKP bu kez %46.57 ile iktidar olmasın mı?
Kazan çömlek patlamış, camlar kırılmıştır.
“İki torba kömür ile bulgur ve makarnaya sattı bunlar bizi… Bu millet adam olmaz…”
Milletin kapısını hiç çalmayanların ama o kapıdan bir başkalarının girmesine izin verenlerin,
"Biz kanaat önderleriyiz. Bizim yerimiz salonlardır" diyenlerin,
Kendi özünü, kendi milletini cahillikle suçlayan kara cahillerin yorumudur bu söylem.
22 Ekim seçimlerinde "Yorgan gitmiş, kavga bitmiş"tir.
Yaşasın TV dizileri.. Otur bilgisayarın başına başla geyik muhabbetine…
Ne zamana kadar?..
Yeni bir seçime kadar...
GDO'lu bitkilerle yemlenen, NGO'laşmış derneklerin yöneticileri balsız kovanların üzerinde, boş yere "Arı vız, vız" şarkısını söyleyeceklerdir.
Malum eşek arısı bal yapmaz. Sadece sokar!...