Makine imalat sanayisinin ve takım tezgâhları sektörünün merakla beklediği ve bu yıl 8’incisi organize edilen MAKTEK AVRASYA Fuarı yoğun bir ilgiyle başladı.

İSTANBUL (İGFA) - 1990 yılından beri tüm makine sektöründe yerli makine üreticilerinin çıkarlarını gözetmek ve yerli makine üretimini desteklemek amacıyla faaliyetlerini sürdüren Makina İmalatçıları Birliği (MİB), sektörün gelişimine öncülük eden organizasyonlarda etkin rol üstlenmeye devam ediyor.

Konyalı teknisyen, TUSAŞ’a yapılan terör saldırısında şehit oldu Konyalı teknisyen, TUSAŞ’a yapılan terör saldırısında şehit oldu

Tüyap, tarafından, Makina İmalatçıları Birliği (MİB) ve Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD) iş birliğiyle, 30 Eylül - 5 Ekim 2024 tarihleri arasında düzenlenen MAKTEK Avrasya Fuarı, ülkemiz ve dünyanın dört bir yanından katılımcıların yoğun ilgisiyle başladı.

MAKTEK Avrasya Fuarı’nın sektörün gelişimi açısından önemine vurgu yapan MİB Başkanı S. Emre Gencer, “MİB olarak, tüm sektör paydaşlarımızın ve yerli makine imalatçılarının gerek pazar payının gerekse de küresel rekabet gücünün artırılması adına çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere, TÜYAP ve TİAD başta olmak üzere sektörümüz adına teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.

“SEKTÖR AÇISINDAN ZORLU BİR YIL OLUYOR”

“Sektör olarak yurt içi ve dışı satışlarımız açısından zor bir yıl geçiriyoruz” diyen S. Emre Gencer, “Makine üretimi, salgın dönemi hariç son on yılda ilk kez geçtiğimiz temmuz ayında yıllık yüzde 12 gibi çok yüksek bir oranda daraldı. Ne yazık ki benzer bir daralmayı ihracatımızda da gözlemliyoruz. Bu yılın ilk 8 ayında makine ihracatımız, pandemi yılı hariç son yıllarda ilk kez gerilemiştir. En büyük pazarımız Almanya, ağırlıklı olarak yapısal sorunlardan kaynaklanan bir ekonomik kriz ile karşı karşıya kalmıştır.  Bu durum, AB bölgesinin tamamını olumsuz etkilemeye başlamıştır. Dolayısıyla ihracatımızın yarısından fazlasını yaptığımız AB bölgesinde halen yaşanmakta olan ekonomik yavaşlamanın gelecek yılın önemli bir bölümünde de devam etmesi olasılığı yüksektir. Geleneksel pazarlarımızda yeni bir ihracat atağı yapmamız; yakın coğrafyamızda ortaya çıkan ve yayılmaya başlayan savaş ve çatışmalar nedeniyle mümkün görünmüyor” dedi.

“HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA KAMU DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VAR”

“Önümüzdeki yılın ilk yarısı da dahil olmak üzere, bizleri çok zor bir dönem bekliyor” diyen Gencer, “Bu dönemi en az hasarla kapatmak için giderlerimizi olabildiğince kısıyoruz. Ancak biliyoruz ki ana pazarlarımızda rekabette ayakta kalmak için yatırımlarımızı sürdürmek mecburiyetindeyiz. Bunu başarabilmemiz için de her zamankinden daha fazla kamu desteğine ihtiyacımız var. Halihazırdaki kredi maliyetleri ile yeni yatırım yapmamızın mümkün olmadığı takdir edilecektir. OVP yer alan Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı, bu zorlu dönemde, tam da bu eksikliğin giderilmesi ve öncelikli sektörlerdeki imalat sanayi yatırımların kesintisiz devam ettirilmesi için ihdas edilmiştir. Bilindiği üzere TİM uzmanlarının yaptığı sektörel analizler, makine sektörünün, ülkemizin küresel ölçekte en rekabetçi olduğu sektörler arasında ilk sıralarda yer aldığını ortaya koymaktadır.  Bu veri de dikkate alınarak sektörümüzdeki yatırımların, YTAK programından öncelikli yararlandırılması gerektiğine inanıyor ve bekliyoruz. Türkiye Sanayi Strateji kapsamında önceliklendirilmiş ve kamu otoritesinin denetimden HAMLE programı kapsamında onaylanarak geçmiş 18 adet projeye kolaylaştırılmış prosedürlerle YTAK kaynağı tahsis edilmesi öncelikli beklentimizdir. Her vesileyle gündeme getirdiğimiz diğer bir konu da ihracatın finansmanındaki iyileştirmelerdir. Geçtiğimiz yıl reeskont kredilerinde sağlanan genişleme ile bu konuda önemli bir adım atılmıştır. Ancak, ihracatımızın batılı kuruluşlarla rekabet edebilecek nitelikte kredi programları ile desteklenmesi konusunda şirketlerimiz yeterince rekabet avantajına sahip değildir” ifadelerini kullandı.

“ÇİN’DEN YAPILAN SÜBVANSİYONLU VE DAMPİNGLİ MAKİNE İTHALATININ RADİKAL BİR YAKLAŞIMLA ENGELLENMELİ”

Geçtiğimiz yıl itibariyle sadece Çin’den 11 milyar dolara yakın makine ithalatı gerçekleştirildiğini anımsatan Gencer, “Bu ithalatı kamu kaynaklarıyla teşvik ettiğimizi söylemem yanlış olmayacaktır.  Zira Çin menşeli makine ithalatının çok önemli bir bölümüne, teşvik sistemimiz kapsamındaki vergi indirim, istisna ve kolaylıkları sağlanmıştır. Çin’den yaptığımız makine ithalatının, uygun önlemler alınması halinde, asgari yarısının yurt içinden temin edilmesi mümkündür. Bu konuda ilk yapılması gereken, Çin’den yapılan sübvansiyonlu ve dampingli makine ithalatının radikal bir yaklaşımla engellenmesidir. Önümüzdeki günlerde MİB olarak ürün bazında yapacağımız anti-damping ve ilave gümrük vergisi başvurularının, DTÖ kuralları olabildiğince esnetilerek hızla sonuçlandırılması suretiyle bu konuda güçlü adımlar atılmalıdır. Kamu otoritesinin resen soruşturma başlatabilme yetkisi de bu döneme özgü olarak sıklıkla kullanmalıdır” dedi.

“RUSYA’YA YÖNELİK İHRACATIMIZDA KAMU ACİL OLARAK FİRMALARIMIZI KORUMALI”

“Bu konudaki diğer bir talebimiz, Çin menşeli makinelerin CE belgelerinin akredite kurumlarca onaylı olmasının denetimde hiçbir boşluk bırakılmamasıdır” diyen Gencer, “Bu ülke çıkışlı makineler, ithalat aşamasında gümrüklerde fiziki muayene ve teste tabi tutulmalıdır. Yerli Malı belgesi mevzuatının fiili uygulamalarında maalesef ithal edilen makinelerin de sağlanan avantajlardan yararlanabildikleri bir vakıadır. Bu soruna köklü bir çözüm getireceğine inandığımız yeni Yerli Malı Tebliği’nin onay aşamasına getirildiğini biliyoruz. Bu temel sorunun, kamu otoritesinin Yerli Malı belgelerini resen veya şikâyet üzerine inceleme yapmaya yetkili kılınmasını da kapsayan, yeni bir düzenleme ile çözüme kavuşturacak olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Geçtiğimiz yıl Rusya, en çok makine ihracatı yaptığımız ikinci ülke konumuna yükselmişti.  Bu yıla da çok umutlu başlamıştık. Ne yazık ki yılın ilk aylarından itibaren Rusya sevkiyatlarımızın hızla gerilemeye başladığına şahit olduk. Bu olumsuz trend halen sürmekte olup, yıl sonunda ihracat kayıplarımızın yüzde otuza ulaşması şaşırtıcı olmayacaktır. İhracat bedellerinin ödenmesinde çift haneli rakamlara ulaşan komisyon oranları ve daha da önemlisi giderek artan sayıda firmamızın ABD kurumlarınca kara listeye alınması gibi sorunlar, bu olumsuz gelişmeyi ortaya çıkarmıştır. ABD’nin devlet kurumları ile firmalarımız karşı karşıya kalmış durumdadırlar. Açıkça ifade etmek isterim: Biz firmalar olarak bu sorunlarla baş edemeyiz. Kamunun acil olarak firmalarımızı koruması gerekmektedir. Özetle, Rusya'ya yönelik ihracatımızı uluslararası kurallara uygun olarak sürdürebilmemizi sağlayacak uygun tedbirlerin alınmasını bekliyoruz” dedi.

“MAKİNE ÇALIŞMA GRUBU TOPLANTIMIZDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATILDI”

“Özetlemeye çalıştığım tüm bu konular, Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın talimatlarıyla oluşturulan Makine Çalışma Grubu’nun geçtiğimiz hafta yapılan toplantısında ele alındı” diyen S. Emre Gencer, “Bu toplantıda beklentilerimizin de ötesinde birçok konuda olumlu gelişmeler kaydedildiğini gözlemledik. Üyemiz olsun olmasın tüm yerli makina imalatçılarını, sektörümüzün sorun, öneri ve beklentilerinin kurumsal bir çerçevede ele alındığı bu platform kapsamındaki çalışmalara katılmaya davet ediyoruz. Çalışma Grubu’nun önümüzdeki toplantılarında, özetlediğim konulara ilave olarak, ‘Yatırım teşvik sisteminin, AB Ülkelerinde olduğu gibi doğrudan teşvik odaklı bir yaklaşımla yeniden yapılandırılması, Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkındaki Karar’ın ekini teşkil eden 8 No.lu listenin, ithal makine alımını istisna haline getirecek bir anlayışla hazırlanması, Kamu ihale mevzuatının güncellenerek, sektörel kamu alımları düzenlemesi yapılması,  Kamu Yapım İşi İhalelerinde Yerli Malı Kullanımı Zorunlu Olan Makine-Ekipman Listesi’nin genişletilmesi, Nitelikli işgücü yetiştirmek amacıyla düzenlenecek programlar için belirlenen sektörler arasına makine üretiminin de dahil edilmesi konularını gündeme getirmeyi hedefliyoruz. Bildiğiniz üzere bu konuların önemli bir bölümü OVP de yer almaktadır” diye konuştu.

“SABIRLI OLMALIYIZ”

“Ülkemizin mevcut imalat sanayi potansiyeli, esnek üretim kapasitesi ve dünyanın en büyük ve gelişmiş üç pazarından biri olan AB ile entegrasyonunda kaydettiği mesafe sayesinde önümüzdeki yıllarda pozitif ayrışmayı başaracağımıza inanıyoruz” diyen Gencer, sözlerini şöyle noktaladı: “Yeter ki sabırlı olalım. Finansal istikrar, biz sanayicilerin olmazsa olmazıdır. Bu konuda geleceğe daha umutlu bakabilmemizi sağlayıcı nitelikte olumlu gelişmelerin olduğu görüyor ve bundan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bununla birlikte daha gideceğimiz uzunca zorlu bir yolun ve atılması gereken birçok adımın olduğunu unutmuyoruz. Kamu yönetimi, iş adamları, üretici ve tüketicilerimiz dahil ekonominin tüm aktörlerine bu yolda önemli görevler düştüğünü hep aklımızda tutuyoruz.”

Öte yandan, İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen fuarda katılımcılar, son teknolojili ürünleri, sektördeki trendleri ve iş birliği fırsatlarını keşfetme imkânı bulacak.

Kaynak: igf